kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Tufandan sonra

Fransa'dan tokat, Hollanda'dan sille yiyen AB'nin geleceği hakkında şu sırada çok şey yazılıyor, söyleniyor. Üzerinde genelde mutabık kalınan konulardan biri, AB derinleşmesinin artık kolay kolay yeniden gündeme gelmeyeceği. İngiliz yorumcular açısından ise Fransa hayır oyuyla AB'yi tam da Britanya'nın istediği noktaya getirmiş oldu. Kendilerini ırkçılarla aynı çizgide bulan, kendilerince neoüliberal ekonomi politikalarının amansız düşmanı Fransız sosyalistleri açısından ne hoş bir ironi!
Bu krizin aşılması kolay olmayacak, kısa sürede de gerçekleşmeyecek. Avrupa genelinde ülkelerini sürükleyebilecek yeni ufuklar açarak gerekli sıkıntıları toplumlarına kabul ettirebilecek dirayette, çapta liderler yok. Ulusal düzeydeki siyasi liderlik eksikliği de doğal olarak AB'yi vuruyor. Gelecek birkaç yıl boyunca AB fırtınanın ortasında, sisten önünü göremez vaziyette kalacağa benziyor.
Böylesi bir ortamda AB üyelerinin kendilerini bağladıkları değerler sistemine aykırı taleplerle karşılaşmaları da beklenmeli. İçe kapanmacı, ırkçı, aşırı milliyetçi rüzgârlar karşısında AB'nin yıllar içinde yarattığı demokrasi alanının savunulması gerekecek.

Karşıtlara
karşı ABD "silahı"
Tüm bunların Türkiye açısından taşıdığı anlama gelince. Türkiye, Gümrük Birliği'yle ilgili ek protokolü de imzaladığı taktirde 3 Ekim'de müzakerelerin başlamaması için bir neden yok. İki hafta sonraki AB zirvesinin bu konuya da açıklık getirmesi gerekir. Ancak müzakerelerin çok zorlu geçeceği, yorgun atların yokuşa sürüleceği de kesin.
Buna karşılık Almanya'da Angela Merkel'in iktidara gelmesinin anlamı konusundaki kaygılar abartılı sayılabilir. Zira Merkel ülkesini yeniden ABD'ye yakınlaştıracaksa, o halde Türkiye'yi destekleyen Washington'la bu konuda çok ters düşmek istemeyecektir. Benzer bir durum Nicolas Sarkozy'nin Fransa'da başkan seçilmesi durumunda da geçerli.
Bu analiz doğruysa o zaman Türkiye'nin AB ile ilişkileri bir kez daha ABD ile ilişkilerinin düzeyinden ve sıcaklığından etkilenecektir. Daha gevşek bir AB yapılanmasının Türkiye'yi hazmetmesinin daha kolay olacağına da şüphe yoktur.
Müzakereler başladıktan sonra bile AB'nin içine girdiği kriz nedeniyle Birlik üyelerinin bazıları tarafından Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık türünden açılımlar yapılacaktır. Türkiye'de bu seçeneği tercih edenler seslerini yükseltmeye başladı. Kaldı ki kurucularının reddeder göründükleri bir Birliğe Türkiye'nin tutkuyla sarılması da kolay sayılmaz. Ancak imtiyazlı ortaklık da Türkiye'nin ikinci sınıf bir demokrasi, AB'nin beyi muamelesi görmesi ve AKP'nin geçen iki yıl boyunca her foruma taşıdığı Türkiye ile ilgili iddialarından vazgeçmesi anlamına gelir.
AB'nin yapısının ve onunla ilişkilerin nihai şekli ne olursa olsun Türkiye'nin hukukun üstünlüğüne saygılı, daha demokratik bir ülke olması şart. Bu niteliklerin Türkiye'yi daha etkili ve farklı bölgelerde siyaset yapabilecek bir stratejik aktör haline getireceğine inananlar açısından sürecin devamı bu yüzden önemli. Bu vizyondan hoşlanmayanlar ise Türkiye'yi kavruklaştıracak bir içe kapanmayı tercih eder.
İçe kapanmanın maliyeti Türkiye'deki toplumsal fay hatlarının hemen hepsinin yerinden oynamaya başlaması olabilir. Bunun anlamı ise öncelikle AKP'nin kendi siyasal oyun alanının daralmasıdır. Ardından fakirleşme, hak ve özgürlüklerin budanması ve Türkiye'nin yıllardan sonra bulduğu istikrarın otoriter özlemlere feda edilmesi gelecektir. Türkiye'nin önündeki tercih ve maliyetleri toplumun iyi tartışması ve anlaması şart.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 "İhanet"   / 29-05-2005
 Hayırdaki hayır   / 26-05-2005
 Rüşvet   / 22-05-2005
 Daha iyi bir küreselleşme   / 15-05-2005
 Düşüş   / 08-05-2005
 İşi doğru yapmak   / 05-05-2005
 Anlama zamanı   / 01-05-2005
 Paradigma   / 28-04-2005
 Meal   / 24-04-2005
 Üzücü farklılık   / 21-04-2005
SOLİ ÖZEL
Tufandan sonra
Fransa'dan tokat, Hollanda'dan...
Sistem çöktü uzman çağırın
Sistem çöktü uzman çağırın
Bilgisayar uzmanı Yanal'ın 'sistemi' bir kez daha arızaya uğradı. 51...
Fatura Yanal'a çıktı
Fatura Yanal'a çıktı
Federasyon Başkanvekili Mosturoğlu, "Başarı nasıl hocaya mal...
'Uzaydan getirmiyoruz'
'Uzaydan getirmiyoruz'
620 belediye başkanı ile bir araya gelen Erdoğan, atama...
Milletvekilleri üniversite kapma yarışına girişti
YÖK'ün itirazlarına rağmen hükümetin "15 ile 15 üniversite" projesine...
Türkler tatilde kuma yatıp, kızlara bakıyor
Ukrayna Cumhurbaşkanı Yuşçenko, "Kanuni Sultan Süleyman gibi büyük...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu