kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdoğan: Herkesi mutabakat zeminine çağırıyoruz

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin, izlediği siyasetin merkezine çatışma alanlarını değil, uzlaşma ve mutabakatı aldığını belirterek, ''Herkesi, milletin durduğu bu mutabakat zeminine çağırıyoruz'' dedi.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi Ar-Ge Başkanlığı tarafından İstanbul Green Park Otel'de düzenlenen ''1. Bölge Teşkilat Eğitim Programı'' toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti'nin, güven, itibar ve saygınlığı azalan siyasete kaybettiklerini yeniden kazandırdığını ifade etti.
Erdoğan, Türkiye'de geçmişte güven konusunda yapılan kamuoyu araştırmalarında siyaset kurumunun, hep sondan 5 içerisinde yer aldığını belirterek, şimdi ise durumun tamamen tersine döndüğünü söyledi. Erdoğan, ''İlk 5 içinde siyaset kurumu da güvenilen kurumlar arasında yerini almaya başlamıştır'' dedi.

Milletin bu konuda iradesini ortaya koyduğunu kaydeden Erdoğan, AK Parti'nin temsil ettiği bu iradenin, milletin sağlam iradesinden kaynaklandığını vurguladı. Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''AK Parti, izlediği siyasetin merkezine çatışma alanlarını değil, uzlaşma ve mutabakat zeminini almıştır. Herkesi, milletin durduğu bu mutabakat zeminine çağırıyoruz. Milletle kendi kaderini aynı çizgide buluşturan AK Parti siyasetini başka zeminlerde tanımlamak isteyenler, unutmayın ki, beyhude bir çaba içine girmiş, boşa yorulmuş olacaklar. Bunu zaman zaman sizler de görüyorsunuz. İlgisiz, alakasız alanlarda ülkede iktidarın ciddi adımlarını yorumlayacak veya sorgulayabilecek bir duruma giremedikleri için bakıyorsunuz ki, kişisel, ki bu kişisel tavırlarımız veya yaşam biçimimiz bizim siyasi sürecin içinde başlayan şeyler olmamasına rağmen bunları değerlendirmek suretiyle, bunları farklı yorumlamak suretiyle oradan nemalanmak isteyen bir anlayış var.

Bu anlayışın, bu ülkede başarılı olması mümkün değil. Çünkü bu anlayışla hareket edenlere milletimiz, gerekli zamanlarda, o hesap sorma zamanı geldiğinde gerekli hesabı demokrasi içinde hep sormuştur.''

AK Parti'nin, milli birlik ve bütünlüğü, toplumsal dokuyu ve ülkenin medeni düzeyini yükselterek, dayanışma ve kardeşlik ruhunu güçlendirmeye çalıştığını ifade eden Erdoğan, AK Parti'nin, izlediği siyasetin merkezine de bunu aldığını söyledi. AK Parti'nin, kurulduğu günden bu yana Türkiye'yi medeniyet hedefine ulaştıracak çok yönlü değişimi savunan bir misyonu üstlendiğini kaydeden Erdoğan, 2.5 yıllık iktidarları döneminde de bunu hayata geçirmenin adresi olduklarını bildirdi. Erdoğan, bunun sadece Türkiye içinde değil, Türkiye dışında da değer kazanmaya başladığını dile getirerek, AK Parti'nin bu düşüncesini dünyada da takip edenlerin ortaya çıkmaya başladığını, dünyada da değişik ülkelerde AK Parti adında partiler kurulduğunu ifade etti. Kendilerinin muhafazakar demokrat siyasi çizgilerinin, dünya literatüründe de yer bulduğunu anlatan Erdoğan, bunun dünyadaki değişime AK Parti'nin sağladığı bir katkı olduğunu belirtti.

FİLDİŞİ KULELER

Erdoğan, Türkiye'nin sağlam, rasyonel, ekonomik ve siyasi bir yapıya kavuşması için 14 Ağustos 2001 tarihinde yola çıktıklarını hatırlatarak, AK Parti'nin ehliyetli ve liyakatli kadrolarla bu
yolculuğunu yılmadan sürdürdüğünü kaydetti.

Milyonların güvenini alarak, her şeyin Türkiye için olduğunu bilerek hizmete devam ettiklerini anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Demokrasiyi, tam bir hukuk devletini, özgürlükleri, insan haklarını, adaleti, refahı ve kalkınmayı halktan esirgeyerek zaten bir yere varmak mümkün değildir. İmtiyaz değil, adalet isteyen halkın vicdanı ve aklı olmaya mecbur hissederek yola çıktık. Halk ve ülke adına büyük mesafeler aldık. İmtiyazlı zümreler, halkın hissiyatını anlamayabilirler. Fildişi kulelerde halktan soyutlananlar, tecrit olanlar, milletin iradesini siyasetin sadece malzemesi olarak
görebilirler veya zannedebilirler.

Halka tepeden bakanlar, onu tahkir ve tezyif edenler, bir gurur abidesi olarak adeta yolda yürüyenler şunu unutmasın ki, hiçbir zaman hakikat kendi mecrasında akacağı için bunlar orada kendilerine yer bulamayacaklardır. Bu bütün zamanlarda böyle olmuştur. Atalarımızın güzel bir sözü var 'dere yatağında akar' diye... Derenin yatağını ne kadar değiştirmeye çalışırsanız çalışın, eninde sonunda dere yine önündeki manileri, engelleri, bariyerleri yıkarak gerçek yatağını bulur. Hakikat, işte budur. Hakikat, yatağını er geç bulur. Belli bir bedeli muhakkak vardır, ama eninde sonunda gelir o yatağı bulur.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendilerinin hakikati sadece kendi tekellerinde görmediklerini de dile getirdi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokrasi içinde meşru bir hükümet olduklarını belirterek, ''Meşruiyetimizi ne medyadan, ne muhalefetten alıyoruz. Meşruiyetimizi milletten alıyoruz'' dedi.

''Unutmayın, bu ülkede önce kendileri aynaya baksınlar. Yıllar yılı bu ülkede kendileri bu işi yaptılar. Muhalefet, gittiği her yerde 'AK Parti kadrolaşıyor' diyor. Ne kadrolaşması? Biz KPS sınavı ile devlete alınan memur içinden memur alıyoruz. Bunlar, yeni alınan memurlar, gençlerdir. Bunlar, KPS sınavına giriyor. Sınav, merkezi yapılıyor. Bunların içinden de belli puanın üzerinde alanlar, gelip devlette görev alabilecekler. Yani biz bunu da yapmayacak mıyız? Gelsinler bize başka metodlar önersinler, onu uygulayalım. Eğer kendi metodlarını uygulamamızı istiyorlarsa merak etmesinler biz öyle metodlar uygulamayız. Bunu geçmişte beraber oldukları arkadaşları açık ve net olarak söylüyorlardı. 'Tabii partinin mensubunu alacağız' diyorlardı. Bunu Adalet Bakanlığı'nda yaptılar. Şu anda muhalefet partisinin liderinin beraber olduğu tüm arkadaşları bunu yaptılar. Bunu açık, net söylediler. Medya bunun şahidi, Türkiye bunun şahidi... Biz böyle bir şey yapmadık.

Bugün gazetelere başlıklar atılıyor. Erdoğan dedi ki, 'tabii ki imam alacağım' diye. Arkadaşlar, saptırmalarına gerek yok. Biz demokrasi içerisinde meşru bir hükümetiz. Meşruiyetimizi ne medyadan, ne muhalefetten alıyoruz. Meşruiyetimizi milletten alıyoruz. Anayasa, yasalar içinde yapılması gerekenleri yapıyoruz.''

''ARTIK DEVLET TİCARETTEN ÇEKİLSİN DİYORUZ...''

Şu anda ciddi öğretmen açığı bulunduğunu ve bir çok kadroya memur almaları gerektiğini anlatan Başbakan Erdoğan, bu kadroların yeni ihdas edilmediğini, emeklilik ve ayrılmalardan kaynaklandığını söyledi. Devlete artık işçi almadıklarını ve işçi kadrolarının azaldığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biz diyoruz ki: artık devlet ticaretten çekilsin ve devlet denetleyen, düzenleyen hukuk gösteren olsun. Ama Türkiye'de bu kadar cami var, imamsız cami olur mu? Bir taraftan diyeceksin ki, 'misyonerler Türkiye'yi istila ediyor, Anadolu'nun her tarafına dağılmışlar, İncil dağıtıyorlar, şunu bunu yapıyorlar'. Öbür taraftan bu ülkenin İlahiyat Fakültesi İmam Hatip Okulu'ndan mezun olana, bir camiyi teslim etmekten korkacaksın. Bu nasıl bir mantıktır. Bunu anlamak mümkün mü? Adam kalkıyor 'Erdoğan, imam hatip mezunu' diyor. Ne olacak yani? Ben bunu gizlemiyorum ki. İllegal bir örgüt mü, bu imam hatip liseleri?''

Erdoğan, İmam Hatip Okulları'nın geçmişinin Atatürk dönemine kadar dayandığını belirterek, ''İmam Hatip Okulu'ndan mezun olanlar, bu ülkede ikinci, üçüncü sınıf vatandaş mı? Gururla söylüyorum, ben bu okuldan mezun oldum. 4 çocuğumun 4'ü de bu okuldan mezun oldu. Sonra farklı fakültelerde okuduk, bugünlere geldik'' diye konuştu. Ülke çocuklarını kamplara ayırmaya kimsenin hakkı bulunmadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Bu ülkenin liselisi de kolejlisi de imam hatiplisi de bizim canımız ciğerimizdir. Bunların arasında ayrımcılığa gidenler bu ülkeye ihanet ediyorlar. Bunu özellikle vurguluyorum'' diye konuştu. Erdoğan, ayrımcılık yapanları anlamadığını kaydetti.

''NİYET OKUYUCULUĞUNU LÜTFEN BIRAKALIM''

Hükümet olarak milletin ihtiyaçlarını, taleplerini karşılamaya çalıştıklarını belirten Erdoğan, ''Niyet okuyuculuğunu lütfen bırakalım. Adam geliyor, benim kafamın içini okuyor. Benim niyetimin ne olduğunu nereden biliyorsun, benim adıma hüküm veriyorsun? Bunlar bizden öncekilerin başına gelmiş şeyler değil'' dedi.

Türkiye Cumhuriyeti'ni medeniyet yarışında öne çıkarmak, özgürlükleri genişletmek, ekonomik ve siyasi standartları yükseltmenin kavgasını verdiklerini vurgulayan Erdoğan, hükümetin yaptığı iyi işlerden ve icraatlardan kimsenin söz etmediğini, Erdoğan'ın nereden mezun olduğunu konuştuğunu dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bir fotoğraf karesi yakalıyorlar. Fikrin de düşüncenin de bir adabı vardır. Bunlarda o da yok. İstanbul İl Kadın Kolları İkinci Kadın Şurası yapıldı. Köşe yazarlarının biri, köşesine İran'dan bir kare koyuyor. Altına da şuradan bir kare fotoğraf koyuyor. O fotoğraf belli bir kesiti almış ve yazıyor ki, 'İşte İran, işte Türkiye' diye. Bir defa dürüst değil. İkincisi saygısız. Niye dürüst değil, çünkü yayınladığı karelerde objektiflik yok. Kadın Şurası'nda başı örtülü de, başı açık kardeşlerimiz de vardı, bu toplantıda da olduğu gibi.

Hepsi omuz omuza ülkeye hizmet mücadelesi veriyor. Bunu kıskanmayın, saygı duyun ve fotoğraf karelerini cımbızlayarak seçmeyin, genelini verin. Bu ülkede hala neden başörtüsüne saygı duymayı öğrenemediler? Bu ülkenin kadını, senin istediğin gibi giyinmeye mecbur mu? Bizim öyle bir derdimiz yok. Biz kimseye 'sen niye böyle giyiniyorsun, saçlarını niye böyle kestirdin, niye ceket, pantolon giydin?' diye bir şey demeyiz. Hakkımız da yok. Sen kendinde o yetkiyi, hakkı nereden buluyorsun? Yoksa Ali kıran baş kesen misin? Biz bu milletin kendisiyiz. Biz milletimizin ortalaması gibi yaşıyoruz. Biz uç değiliz. Ne sağın ucundayız, ne solun ucundayız. Biz siyasetin merkezindeyiz ve ülkemizin ortalamasını temsil ediyoruz. Milletimizin ortalaması gibi yaşıyoruz.''

Başbakan Erdoğan, muhafazakarlık ve demokratlıklarının, milletin ortalamasını temsil etmekten kaynaklandığını ifade ederek, ''Bu konuda biz rahatız, ama onlar rahatsız'' diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin tavırlarıyla karar alıp vermeyeceklerini belirterek, ''Çünkü muhalefet, ideolojik yaklaşım içerisindedir'' dedi.

Gelinen noktada asla geri dönüş olmayacağını, ekonomik programdan, mali disiplinden asla taviz veremeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, özelleştirmede de mantıklarının aynı olduğunu kaydetti.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Muhalefet gelecek SEKA'da gösteri yapacak, Seydişehir'de gösteri yapacak. Biz muhalefetin bu tür tavırlarıyla karar almayız, karar vermeyiz. Çünkü muhalefet, ideolojik yaklaşım içerisindedir. Bu muhalefet, bu tesisler kurulurken de bunlara karşıydı. Şimdi özelleştirilirken de karşı. Bunların maalesef bakıyorum, dikkat ediyorum da çakılı çivisi bile yok Türkiye'de. Biliyorum, bu sözlerin cevabını hemen verirler. Cevabını hemen alırız.

Başbakan'ın paltosuyla başbakanlıkta oturduğu günleri hatırlarım. Çiftçinin traktörlerle benzin istasyonlarına mazot kuyruğuna girdiği günleri hatırlarım ve hepsinden önemlisi babamın nüfus kağıtlarında şeker, un, bunlarla ilgili mühürleri görerek büyüdüm. Onun için şu andaki muhalefetin zihniyetinin tarihçesinde bunlar var. AK Parti, şu kısa dönem tarihçesiyle farklıdır ve bu başarı kervanı aynı şekilde yoluna devam edecektir.''

İŞADAMLARINA DESTEK MESAJI

Başbakan Erdoğan, devleti ticaretten çektiklerini ve özel sektörü oraya doğru ittiklerini ifade ederek, gittiği her ülkeye işadamlarını da götürdüğünü hatırlattı.
İşadamlarının, gittikleri ülkelerin işadamlarıyla karşılıklı görüştüklerini anlatan Erdoğan, işadamlarına ''Biz sizin yanınızdayız, destekçiniziz''' mesajı verdiklerini kaydetti. Erdoğan, işadamlarının gerekli adımları atıp yatırımları yapmaları halinde ortaya çıkan tıkanıklık ve sıkıntıların kendileri tarafından çözüleceğini ifade ederek, ''İşte bunu anlamakta zorlananlar var.

Kalkıyorlar dürüstçe davranmıyorlar. 'Seydişehir'i, ülkeyi, vatanı satıyorsunuz', ifadeleri bu... Bu ifadeyi kullanmak ihaneti vahimiyedir'' dedi. Bu tehditler için dünyada piyasası olan gerek yerli, gerek yabancı işadamlarının bir araya gelmesini istediklerini kaydeden Erdoğan,
şöyle konuştu:
''Hayır ben kendim alacağım diyorsa, kendisi alsın. Ama bir konuda biz oraya not düşüyoruz. İşçilerin sayısında azaltma yapmayacaksın. Yeni yatırımlarla bu sayıyı daha da çoğaltacaksınız. Fakat emekliliği gelmiş, kıdem tazminatı almış ayrılacak, o ayrı. Bizim derdimiz mevcut teknolojiyi daha ileri götürmek. Oralardaki yatırımları daha da büyütmek ve ihracat potansiyelimizi daha da artırmak, doğrudan yabancı sermayenin Türkiye'ye girişini sağlamak. Bu düşüncenin adı, milli düşüncedir. Buna karşı çıkmak gayri milliyetçiliktir.''

''PROBLEMLER ADIM ADIM ÇÖZÜLÜYOR''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti döneminde milletin menfaatini kendi menfaati sayan bir yaklaşımla problemlerin adım adım çözüldüğünü, yıllar yılı yaşadıkları acı tecrübelerle siyasetten umudunu kesmiş olan vatandaşlar için siyasetin yeniden bir umut haline gelmiş olduğunu söyledi.

AK Parti'nin, ülkeyi yönetme iradesiyle birlik içinde ülkeyi girdaptan çıkardığını, kararlı ve dikkatli bir yönetim anlayışıyla ekonomik kriz şartlarının ortadan kaldırılarak tüm sektörlere kan ve can geldiğini vurgulayan Erdoğan, Teşvik Yasası'nın da bazı eleştirilere rağmen sektöre kan getirdiğini bildirdi. Yasanın bazı yerlerde iyi gittiğini, ancak bazı yerlerde de umulanın bulunamadığını anlatan Erdoğan, özellikle Doğu ve Güneydoğu'da henüz beklenen temponun yakalanamadığını söyledi. Başbakan Erdoğan, yasayla ilgili bazı eksiklikler olduğunu, ancak bunların da giderileceğini kaydetti.

Kronikleşmeye yüz tutmuş meselelerin üstüne giden, suiistimallere 'dur' diyen siyaset anlayışıyla Türkiye ekonomisinin bütün dünyaya kendini gösteren bir performans yakaladığını dile getiren Erdoğan, bunun sadece ekonomi ve siyasette değil, her alanda kendini gösterdiğini anlattı.

Türkiye'nin topyekün yapısal değişiklik için harekete geçtiğini, sağlıktan eğitime, çalışma hayatından tarıma, turizmden yerel yönetimlere kadar ''geleceğin Türkiyesi''nin ihtiyacı olan düzenlemelerin yapıldığını ve bunların karşılıklarının da alınmaya başladığını belirten Erdoğan, Türkiye'ye geçen yıl gelen turist sayısının 17.5 milyon, bunun mali getirisinin de 16.5 milyar dolar olduğunu hatırlattı. Erdoğan, bu yıl turist sayısının 20 milyonu yakalayacağını söyledi.

İSTANBUL'DA DEV BİR HAVAALANI İHTİYACI

Antalya Havaalanı'nın yeni personel ve piste kavuşturulduğunu da anlatan Erdoğan, İstanbul için de bir çalışma yaptıklarını kaydetti.

İstanbul Atatürk Havalimanı'nın artık ihtiyaçlara cevap veremediğini ve mevcut şartlarda birkaç yıl daha idare edebileceğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bizim ondan sonrasını kuşatacak dev bir havaalanına ihtiyacımız var. Avrupa Yakası'nda şu anda arkadaşlarımız bunun arayışı içindeler.

Bir taraftan bu arayış gerçekleştiriliyor, bir rahatlamayı getirecek, gerek iniş-kalkışlarda, gerek terminal hizmetlerinde bunu başaracak bir havaalanını inşallah süratle tamamlayacağız. Bunları, alt yapılarıyla beraber dünyadaki modern havaalanlarıyla yarışır konumda hazırlamayı düşünüyoruz. Ulaştırma Bakanlığı talimatı aldı, çalışmalarını yürütüyor.''

TEŞKİLAT YOKLAMASI YAPTI

Bu arada Başbakan Erdoğan, konuşma yapmak üzere kürsüye çıktığında eğitim toplantısına katılan teşkilatların tespiti için yoklama yaptı. Bazı teşkilatlardan toplantıya eksik katılım olduğunu öğrenen Erdoğan, bunun nedenlerini sorarak, ölüm ve koma hali dışındaki bir nedenle toplantıların aksatılmaması gerektiğini söyledi.

AK Parti Genel Merkezi Ar-Ge Başkanlığı'nca düzenlenen ''1. Bölge Teşkilat Eğitim Programı'' toplantısının bugün basına kapalı olarak gerçekleştirilen bölümünde ''AK Parti'nin siyasal kimliği'', ''Teşkilat Kuruluş ve Sistematiği'' ile ''Teşkilat ilişkileri ve çalışma düzeni'' konularında eğitim verildi.

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Milletvekilleri üniversite kapma yarışına girişti
 Türkler tatilde kuma yatıp, kızlara bakıyor
 'İdeolojik tartışmaya girilmemeli'
 'Bunu yazan Tosun'a 100 YTL ceza gelecek
 Başbakan'dan tören ve hediye genelgesi
 Anafartalar'da 90 yıl sonra mevlit okundu
 Adalet Bakanlığı 'özürlülere iki tanık'ta ısrar etti
 PKK'lı sevgilinin yolunda kendi hayatı yok oldu
 ODTÜ'nün 'Tont dedesi'
 Mahsun Kırmızıgül'e vergi borcu şoku
 Alman teröristin cenazesi
 Kısa...kısa...
ERDAL ŞAFAK
Demokrasi tüzükle gelir mi?
Bu günlerde...
UMUR TALU
Dikişsiz yazı!
Cumhurbaşkanı "kaçak kurs ve...
Benedict Bellucci'ye karşı!
İtalya'da yapılacak 'yapay döllenme' referandumu, 'Evetçi' cephedeki...
PKK'lı İbrahim'e kefaleten özgürlük
Türkiye'nin terörist olduğu gerekçesiyle iadesini istediği ancak...
Sistem çöktü uzman çağırın
Sistem çöktü uzman çağırın
Bilgisayar uzmanı Yanal'ın 'sistemi' bir kez daha arızaya uğradı. 51...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu