Ukrayna'ya atılan tohum...
Kendisini ister "para sihirbazı", isterseniz "renkli devrimlerin" arkasındaki finansör olarak isimlendirin; George Soroz... Finansmanını sağladığı renkli devrimlerin sonucunu görmek için bir süredir Gürcistan, Ukrayna arasında dolaşıyor. Turuncu devrimin üzerinden 7 ay geçtikten sonra dün tekrar Kiev'de idi... Ukrayna Dışişleri Bakanı, akademisyenler, yabancı diplomatlar, öğrencilerin ve gazetecilerin katıldığı toplantıda Soroz'un, turuncu devrim sonrası Ukrayna'nın geldiği noktayı tespiti özetle şöyle: "Tohum toprağa atıldı. Meyvelerini vermesi için süreç tamamlanmış sayılmaz. Unutmayın ki Macaristan'daki devrimin yapıldığı 1956'da bu yana 40 yıl geçti..." Bir diğer tespiti "yumuşak devrimin" Özbekistan ve Belarus'da da sürecini tamamlayıp başarılı olacağı noktasında...
Filiz vermemiş Üç gün geçirdiğimiz Ukrayna'da turuncu devrimle saçılan tohumun tuttuğu bir gerçek. Vergi ve gümrük kaçakçılığının önüne bir nebze geçilmeye başlanmış. Ancak, buradan elde edilenlerin topluma yansıması henüz gerçekleşmemiş. Özetle, tohum filiz vermemiş... Buna neden eski Sovyet dönemi alışkanlıklarının devam etmesi... Sokaktaki vatandaşın, turuncu devrim öncesindeki yakınmaları vozurdanma halinde tekrar baş göstermiş. Nitekim turuncu devrimi gerçekleştiren Fora hareketine benzer şekilde, bu kez Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko karşıtları her gün parlamentonun önünde gösteri yapıyor. Eleştirinin başında, "oligarkların", yani "para babaları"nın düzenlerine devam ettiği geliyor. Oligarkların bazı fabrikaları özelleştirme adı altında bir kuruş ödemeden mülkiyetleştirdiklerinden söz ediliyor.
Fashion TV gibi Topluma gelince; Kaldırımlar fashion tv, caddeler otomobil fuarı gibi... Bu kadar güzel kızı ve son model pahalı otomobili petrol zengini ülkelerde görmek dahi olanaksız... Haydi güzellik genetik, peki yoksulluktan muzdarip halk, tanesi 400-500 bin doları bulan otomobilleri nasıl alıyor? Kiev'de bizi dolaştıran taksi şoförü Sergii'nin şu sözleri sorumuzu yanıtlamaya yetiyor: "Devletin parasını çalıyorlar, mafya bunlar..." Sergii bunu söylese de hemen ardından şu sözleri söylemekten kaçınmıyor: "Ah keşke ben de mafya olsam, benim de altımda böyle otomobiller olsa..." İşaret parmağıyla "o hırsız" diye karşısındakini işaret ederken, diğer üç parmağıyla aslında kendisini gösteriyor. Özenti sadece erkeklerde yok. Genç kızlarda daha baskın... Göbek altından en fazla 4 parmak aşağı uzanan etekleri, fileli tişörtleri ile kaldırımlarda biblo gibi turalayan kızların beklentisi de Sergii ile paralellik gösteriyor. Onlar için; "Beyninde bilgisi olanın yerine, cebinde parası olan tercihe şayan..." Gençliğin en büyük sorunu alkol ve sigara... Sokaktaki vatandaşın söylediği kadarıyla kamu görevlilerinin alışkanlıklarında da geçmişe oranla fazla değişiklik yok. Her ne kadar Türkiye'den önce AB'ye girer yorumları yapılsa da Ukrayna'nın Kopenhag kriterlerine ulaşması için daha çok reforma ihtiyacı bulunuyor.
Damla damla değişim Başbakan Erdoğan, dün beklenen adımı attı ve kabinede üç bakanın değişimini gerçekleşti. Aslında, AKP içindeki beklenti daha fazla sayıda bakanın değişmesi yönündeydi. Beklenti bu kadar yüksek olunca, Erdoğan'ın, toplu bir değişim yerine damla damla değişimle beklentisi olanların umudunu kırmamadan yoluna devam etmeyi tercih ettiği anlaşılıyor. Öyle görülüyor ki, AKP'de son dönemde bakanlık beklentisi içinde lacivertleri çekip dolaşanlar, sonbahara kadar yazlıkları giymek zorunda kalacak.
|