| |
"İşimiz" sarpa sarıyor
Almanya'daki "gelişmeleri" yazmaya devam edeceğiz... Zira Avrupa'daki "iki sandık" Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor... Biri Fransa'daki "referandum sandığı", diğeri Almanya'daki "seçim sandığı." Başbakan Schröder "sosyal demokratların 40 yıllık kalesi" Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde seçim kaybedince... Partisinin, eyalet yönetim kurulu karar aldı: - Madem kaybettik, öyleyse toptan istifa edeceğiz.
Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) bu eyaletteki başkanı Harald Schartau. Şu anda "Eyalet Çalışma Bakanı." İleride "Schröder'in yerine geçeceği" konuşuluyordu. Ama SPD, Kuzey Ren Vestfalya'da hezimete uğrayınca.. Schartau dedi ki: - Parti yönetiminden çekiliyorum... Gidilecek kongrede de adaylığımı koymayacağım.
Kuzey Ren Vestfalya'yı bir kenara bırakıp, "bir başka eyalete" bakalım: Bavyera'ya. Bavyera'da "sosyal demokratların" örgütü yok. Onları, bu eyalette "kardeş parti" temsil ediyor: Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU). Ve bu parti, Bavyera'da iktidarda. Başbakan da Stoiber. "Bu ayrıntıdan" sonra, asıl konumuza girelim. Eylüldeki erken seçimde Schröder gider ve yerine bayan Merkel gelirse... Federal hükümetin "Başbakan'dan sonra gelen en güçlü ismi" kim olacak? İşte bu Stoiber. "Hangi bakanlığa geleceği bile" belli: Çalışma ve Ekonomi Bakanlığı. Bu bakanlık, Almanya'da "süper bakanlık." Ve "müstakbel süper bakan" Stoiber dün dedi ki: - Türkiye'nin AB üyeliğine karşıyım.
Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) Başkanı bayan Merkel "karşı olduğunu" çok önce söyledi. "Kardeş partinin... Müstakbel koalisyon ortağının" Bavyera'daki lideri "Merkel'le aynı çizgide." Yani "işimiz giderek zorlaşıyor."
Eylülde Almanya'da erken seçim olacak. Ve "Türkiye'ye AB üyeliği değil, özel statü verelim" lobisi güçlenecek. Oysa, şu andaki konumumuz zaten "özel statü." Biz bu özel statüyü "1963'te elde ettik." Yeni bir özel statüden bahsetmek "ninni söylemek... Bizi uyutmak" gibi bir şey.
AB'ye üye olursak "AB fonlarından yararlanacağız." AB, kalkınmamızı "finanse edecek." Ama "özel statü" diye uyutulursak... Biz "AB'nin, Doğu Avrupa'ya olan genişlemesini finanse etmeye devam edeceğiz."
1996'da Gümrük Birliği'ne girdik. Her yıl "5-7 milyar dolar" içeri giriyoruz.
Siyaset, sadece siyasetçilere bırakılamayacak kadar ciddi bir iş. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, partilerin vakıfları, araştırma merkezleri siyaset üretecekler. Aksi halde, siyaset sektörü "gelişmeleri geriden izler." Almanya'daki gelişmelerin "atlandığı" gibi.
|