Canaydın'ı anlamak
Futbol bir şov. Kulüp başkanları ise birer vitrin. Türkiye'nin bu kargaşa dolu günlerinde futbolumuz için kavgasız, gürültüsüz ve barışçıl bir çözüm gerekiyor. Maalesef futbolun tepesindekiler ise her başarısızlık sonrasında yanlış demeçler veriyor ve tribünleri kavgaya sürüklüyorlar. Büyük külüplerde başkanlık yapmak zor iştir. Her kafadan bir ses çıkar. Ama önemli olan dedikodular karşısında dimdik ayakta durmaktır. Hedefteki adam olmanıza rağmen, takımınızın ve camianızın geleceği için bazı şeylere göğüs geriyor ve büyük bir özveriyle savaşıyorsanız, başkan olarak alkışı hak ediyorsunuz demektir. İşte Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın her şeyiyle başkanlık koltuğuna yakışan ve geldiği noktayı hazmetmiş bir kişidir. Sahip olduğu fair- play ruhuyla, her zaman gerçek futbolseverlerin gözünde bir adım öndedir. Futbolda başarılı olmak diye bir zorunluluk yok. Önemli olan başarıların geçici olmaması. Özhan Canaydın, Galatasaray'a 100. yılında şampiyonluk kazandıramadı. Ama Türkiye Kupası'nın müzesine götürdü. Dışarıda nutuk atanlar, acaba kulübe hangi şartlarda, ne yapmışlar ki hemen başarıyı istiyorlar?
Başarı her şey değildir Galatasaray, hiçbir Türk takımının Avrupa'da yapamadığını başarmıştır. Futbol takımları, başarıda tavana vururlar. Sonrasında da tabana inerler. Önemli olan yeni bir yapılanmayla o takımı, o camiayı tekrar geleceğe hazırlamaktır. Özhan Canaydın, Galatasaray'ın en sıkıntılı günlerinde başkan olmuştur. Bir şanssızlık olmasaydı bugün Şampiyonlar Ligi'ne girebilir belki de şampiyonluk kazanabilirdi. Sportif başarılardan daha değirli şeyler vardır. Özhan Canaydın, bugün sadece Galatasaray'ın değil, bence Türk futbolunun en önemli adamıdır. Hele yenildiği ve şampiyonluğu kaybettiği bir Fenerbahçe maçından sonra başta Aziz Yıldırım ve tüm Fenerbahçelileri şampiyonluklarından dolayı kutlarken, önemli bir mesaj daha vermiştir. Galatasaraylı futbolcuların da aynı centilmenliği gösterip, Fenerbahçeli futbolcuları alkışlamaları Canaydın'ın vizyonunun ürünüdür. Önemli olan takındığınız tavırdır. Ben de yıllarca futbol oynadım. Şimdi ise yazarlık yapıyorum. Hem futbol oynarken hem de yazarken fair- play ödülü aldım. Dolayısıyla Canaydın'ın bu ödülü alırken, kendinden neler verdiğini iyi bilirim. Onu gönülden kutlarken, G.Saray terbiyesini de futbolcularına aşıladığı için bir futbolsever olarak önünde saygıyla eğiliyorum.
|