|
|
MHP'de 'milliyetçi dalga' tartışması
Milliyetçi dalga yükseliyor. ABD'ye karşı tepkinin artması, AB ile ilişkilerin gerginleşmesi, Ermeni soykırımı iddiası, bayrak krizi ve son olarak Öcalan'ın yeniden yargılanma tartışmaları Türkiye'de milliyetçi dalganın yükseliş nedenleri olarak sayılıyor. MHP içinde yaşanan tartışma bu sürecin bir yansıması. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaşanan sürece sağduyulu yaklaşımı, parti içi muhaliflerle parti dışı 'radikal' kesimleri harekete geçirdi. Ortak hedef, yükselen dalga üzerinden 'milliyetçi' çizgileri sert bir hareket yaratmak. Zamanlama bu nedenle anlamlı. MHP Merkez Yönetim Kurulu üyesi Ercan Koç ve MHP Ankara İl Başkanı Emin Yazıcı'nın başlattığı, 'olağanüstü kongre' talebi diğer muhalifleri de ateşledi. Ramiz Ongun ve Ümit Özdağ, eski bakanlardan Hüsnü Ziya Gökalp, Ramazan Mirzaoğlu, Namık Kemal Zeybek ve Şuayip Üşenmez'in de aralarında bulunduğu eski milletvekilleri ve İstanbul'da başını Mehmet Gül'ün çektiği ' eski ülkücüler'den oluşan muhalif gruplar 'tabandaki rahatsızlığı' dile getirerek mevcut yönetimin değişmesini istiyor. Eski MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Gül, bu çıkışı şöyle değerlendiriyor: "Harekete destek verdim ama direkt bir ilgim yok. Tüzükten doğan bazı yönetim yanlışlarının değişmesi gerektiğini söylediler. Birikim var ki arkadaşlar bu noktaya geldi. Sarıgül olayında olduğu gibi tabandan bir talep var. Deniz Baykal'ın yaptığı gibi, Devlet bey de bunu kongrede tartışalım demesi gerekiyor. Benim gördüğüm kadarıyla arkadaşların genel başkan ile ilgili bir talepleri yok. Daha çok parti içi işleyişle ilgili gözüküyor." İstanbul'da etkili eski ülkü ocakları başkanlarından biri ise şöyle diyor: "Bunları durgun suda balık avlayanlara benzetiyorum. Devlet Bahçeli her ihtimalde bu mücadeleyi kazanır." Bu noktada akıllara takılan soru şu; 'yükselen milliyetçi dalga' üzerinde yürütülen mücadele, sadece parti içi bir ayrılığın sonucu mu, yoksa ciddi bir politik farklılığın göstergesi mi? Merkeze yakın bir MHP'li şöyle diyor: "Farklı bir politikadan çok, asıl kavga bu gerekçeler üzerinden yönetimi ele geçirmek. Kimsenin yeni bir şey söyleme gibi derdi yok." Farklılığa ilişkin en çarpıcı açıklamayı ise Mehmet Gül yapıyor. Özellikle de AB konusuna dikkat çekerek şöyle diyor: "MHP, AB'ye onurlu girmekten bahsediyordu. Geldiğimiz noktada onurlu girmenin olamayacağı, girilse bile bunun artık bizim kural koyma yetkimizin bulunmadığı, onların koyduğu kuralların da bizim bünyemizde tahribatlar oluşturacağı anlaşıldı. Benim düşüncem 'AB'ye hayır, Avrupa'ya evet.' Bunun anlamı şu; AB hakkımdan vazgeçiyorum. Gümrük Birliği'nden de çıkmak istiyorum. Ama Avrupa ile ilişkiye devam edeceğim." Ana politikalarda böylesine 'derin ayrılık' sinyali veren bu açıklamaların kongrede nasıl bir destek bulacağını şimdiden kestirmek zor. Ama şu da bir gerçek, hem MHP genel merkezi hem başta İstanbul olmak üzere il teşkilatları, ipuçları çok daha önce ortaya çıkan bu muhalif eleştirilere hazırlıklı görünüyor.
|