Arka bahçede kimler var?
Hafta sonu Ankara'da yapılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) 60. Genel Kurulu arka bahçe muhabbetini yeniden gündeme getirdi. Başta çatı örgüt noktasındaki TOBB olmak üzere, ticaret, sanayi, esnaf, odaları, birlikler, konfederasyonlar gibi yarı resmi durumdaki sivil toplum kuruluşlarının topladıkları paraların nerelere ve ne şekilde harcanacağının makul ve mantıklı bir düzenlemeyle gözden geçirilip, yeni bir mevzuata kavuşturulması gerekir. Aksi takdirde sivil toplum kuruluşu diye yola çıkanların çok sayıda şirkete ortak olması, iştirakler geliştirmesi, üniversiteler kurması, ticarete direkt girmesi ülke geleceğini tehdit edecektir. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na , İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş ve diğerlerine bu noktada önemli görevler düşüyor. Eski düzenin aynı şekilde devam ettirilmesi, mevcut yapının korunarak yeni isimlerle yol almasının doğru olduğunu kimsenin iddia edeceğini sanmıyorum. Vizyonlu genç nesil yöneticilerin Yalım Erez ve Mehmet Yıldırım çizgisini korumaları halinde hangi değişimden söz edilebilir? Pazartesi bu sütunda yer verdiğim Hisarcıklıoğlu'nun, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) farklı bir çatı altında yeni oluşumuna getirdiği eleştirilerine TİM Başkanı Oğuz Satıcı katılmadığını söyledi. Kendilerinin yeni bir esnaf ağalığı peşinde olmadıklarını, ancak TOBB ile TİM'in çalışma şekillerinin çok farklı olduğuna dikkat çekti. İhracat yapanlarla ithalatçıların aynı kurumlar ve kişiler olduğunu ifade eden Satıcı, TİM Genel Kurulu'nda oy kullananların bir önceki yıl kesinlikle iş yapmış olması gerektiğini dolayısıyla TİM'in çok canlı bir kuruluş olduğunun unutulmamasının icap ettiğini belirtti. Fakat görünen o ki yeni dönemde TOBB ve diğerlerini farklı kanatlardan gelişen yeni birlikler ciddi şekilde zorlayacak. Mesela, Deniz Ticaret Odaları (DTO) ayrı bir örgütlenmeye gidebileceği gibi, turizm ve ulaşım birlikleri de kurulabilir. Satıcı'ya göre 'dünyada benzeri ya da örneği yok' diye verimli çalışan sivil toplum kuruluşlarının inkar edilemeyeceğini hatta Türkiye'ye özgü bir model olarak gelişerek, başka ülkelere de örnek olabileceğini ifade etti. Bu durumda, ulaşım sektöründen yeni örgütlenmeler sebebiyle Saffet Ulusoy ve Çetin Nuhoğlu da yeniden karşı karşıya gelebilir. Bir de aynı aile fertleri çeşitli odalarda, birliklerde, derneklerde karşımıza çıkmasa... TOBB 60. Genel Kurulu'nda ANAP Başkanı Erkan Mumcu'nun konuşturulmamasının, AK Parti'nin aleyhine, Mumcu'nun lehine olduğunu not ettiğim yazım için okuyucular hafızamı yoklamamam gerektiği mesajı göndermişler. Evet 2002'de yapılan TOBB'un 59. Genel Kurulu'na AK Parti'nin çiçeği burnunda Genel Başkanı olarak katılan Recep Tayyip Erdoğan konuşturulmamıştı. Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül ile birlikte salonu üzüntülü olarak terk etmişlerdi. Ancak, o genel kurulda ANAP Genel Başkan Vekili sıfatıyla kürsüye çıkan Erkan Mumcu, Erdoğan'a reva görülen muameleyi yani konuşturulmamasını kınamıştı. Mumcu, Erdoğan'ın siyasette önünü açan 312. maddenin değişiminde aynı tavrı sergilemişti. Her türlü mağduriyeti yaşayan Başbakanı, hangi danışmanlar bu kadar yanlış yola sevk ediyor, anlamak zor.
|