Bir yılda yüzde 40'lık düşüş...
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB ülkelerinin Türkiye'deki temsilcilerine şu mesajı verdi: "Uyum protokolüne harfiyen uyuyoruz..." Gül'ün aktardığına göre, Türkiye'nin takviminde bir aksama da yok. Peki, Türk halkının AB'ye desteğinde aksama var mı? Anketlere bakılırsa, AB ile müzakerelerin başlamasına 6 ay kala ciddi bir düşüş görülüyor. Verilerle yola çıkmak gerekirse.. Önce geçen yılın haziran ayında İktisadi Kalkınma Vakfı'nın 23 ilde yaptığı ankete bakalım. Bir yıl öncesi "Evet AB üyesi olmalıyız" diyenlerin oranı yüzde 94.5 olarak gösteriliyordu. Ankete katılanların sadece yüzde 4.4'ü "AB'ye hayır" derken, yüzde 1.1'i "fikrinin olmadığını" belirtiyordu. Erzurum, Sivas, Van gibi doğu Anadolu'daki illerden AB'ye yüzde 100'e yakın destek geliyordu. En az destek ise yüzde 72.6 ile Isparta'da tespit edilmişti.
Bir yıllık düşüş Peki, Avrupa Günü'nü önceki gün kutlarken, bir yıl sonra durum ne? Bugüne ilişkin dört ayrı anket bulunuyor. Bunlardan biri, Ankara Büromuzdan Ergun Aksoy'un haberinde de belirttiği AKP tarafından yaptırılan anket... Daha önce bizzat AKP Genel Başkanı ve Başbakan, her platformda Türkiye'de AB desteğinin yüzde 75'leri aştığını söylemişti. Partinin son yaptırdığı ankette ise bu oran yüzde 63'lere düşmüş... Bir diğer anket ise AB Genel Sekreterliği'nin elinde bulunuyor. Buna göre destek yüzde 60'lar seviyesine inmiş durumda. Dikkat çekici olan da destek verenlerin kendi içindeki çelişkide ortaya çıkıyor. AB'ye destek veren yüzde 60'ın, yüzde 40'ı şu yaklaşımı gösteriyor: "AB'ye girmemiz gerektiğine inanıyorum, ama onlar bizi almaz..."
AB paradoksu Diğer iki ankete gelince.. Geçen hafta İstanbul'da yapılan Asya Kalkınma Bankası ve Forum İstanbul toplantılarında ortaya çıkmış. Toplantılara katılan eski diplomat Mehmet Ali Bayar ve AB uzmanı Can Baydarol, her iki anketi de incelemiş. Dünkü sohbetimizde aktardıklarına göre anketlerden birinde AB desteği yüzde 59, diğerinde ise yüzde 54... Bayar, TÜSİAD ve İKV üyelerinin elinde gördüğünü söylese de anketlerin kemin tarafından yaptırıldığı konusunda kesin bilgisi yok. Her iki ankette de "AB'ye girmeliyiz, ama bizi almazlar" diyenler benzer bir oranda, "Yüzde 30'lar" seviyesinde... Özetle, anketlere katılanların en çok yüzde 30'u, AB'ye giriş konusunda kaygı taşımıyor. Bayar'ın dikkat çektiği paradoks ise bu kadar fazla yabancının ilgi gösterdiği bir dönemde, Türk halkının AB'den uzaklaşmaya başlaması.
Yüzde 50'si bilmiyor AB'ye olan inançtaki düşüşün temelinde yatan nedenlere bakıldığında şu üç başlığı sayabiliriz: 1- Kıbrıs ve Ermeni sorunu: Geçen yıl, KKTC'ye uygulanan izolasyonların kaldırılacağı konusunda sözler verilmesine rağmen AB içinde bu konuda hala bir adım atılmadı. Buna ilave olarak AB müktesebatının bir unsuru olmamasına rağmen, Ermeni soykırım iddialarına dönük AB içinde alınan kararlar ve Türkiye'ye yönelen baskıcı tutumlar. 2- Beklenti: 17 Aralık öncesinde AB konusunda hükümet tarafından büyük bir beklenti yaratıldı. 17 Aralık sonrasında ise yaratılanın çok gerisine düşüldü. Ani vites küçültülmesinin otomobilde seyahat edende yarattığı etki ortaya çıktı. 3- Milliyetçilik: Bayrak yakma girişiminde olduğu gibi mikro milliyetçi akımların hareketleri, milliyetçiliği körükledi. "Kırsal kalkınmada topluluk programları neler, bunlardan ne kadar yararlanılabilir yerine" soykırım tartışılınca AB'ye destek de ister istemez düştü... Anketlerin ortaya koyduğu en vahim sonuç ise Türk halkının yüzde 50'sinin hala AB hakkında bilgi sahibi olmadığını söylemesiyle ortaya çıkıyor.
|