| |
1 Haziran 2005
Kusura bakmasınlar ama ben bu 1 Haziran 2005 tarihinden iyice uyuz olmaya başladım. Sevgili hükümetimiz önce yeni ceza yasasını erteledi 1 Haziran'a, ardından da binek otomobillere konulan vergi çalışmasını erteledi aynı tarihe... Bakalım daha neleri erteleyecekler 1 Haziran gününe? Bildikleri bir şey olmalı... Ankara'dakiler, "Şunu yapacağız" dedi mi, ben hiç korkmam. Ama "Hayır yapmayacağız" demişlerse, o vakit endişe duymaya başlarım. Çünkü yapmayacağız demeleri, yapacak olmalarının tersinden ifadesidir. Yeni vergiler yok, denildi, yağmur gibi vergi yağdı. Mesela hafif ticari araçları "binek otomobil" sınıfına soktular. Soktular da ne oldu? Hafif ticari araç kullanan yurttaşlar için, 10-15 milyar lira civarında ekstra kazık yontulmaya başlandı. Bu öyle bir kazık ki, devlet ile arası en iyi şahsiyetlerden biri olan ATO Başkanı Sinan Aygün'ü bile kudurttular. Bakın ne diyor Sinan Aygün: "Buna acemi tilki kurnazlığı denir. Oldu olacak, bisiklet, kamyon, kamyonet, otobüs, minibüsler de binek sınıfına sokulsun. Atlar ve eşekler de binek kabul edilip, vergi kapsamına alınsın." Şahane bir öneri, öyle değil mi? Demek ki şöyle oluyor: Sen hafif ticari araca biniyorsun. Müsteşarlık, ticari aracı binek tarifesine bindiriyor. Böylece hafif ticariden inip, bineğe binmiş oluyorsun... Binek araca binince de, Maliye sana ÖTV'yi bindiriyor. Bir başka ifadeyle; bütün araçlar toptan binek sınıfına sokuluyor, bunları kullananlar da af buyurun "inek sınıfına" sokuluyor. Bu vaziyet bana şahane bir fıkrayı hatırlattı. Eskiden trafik görevlileri, "Şu kadar ceza kesmezseniz, daireye gelmeyin" şeklinde bir anlayışla göreve çıkarlardı biliyorsunuz. Şimdilerde bayağı iyileşme var ama eskiden böyleydi. İşte böyle bir günde bir trafik memuru, dağın başında göreve çıkmış... Elinde ceza makbuzu, yoldan geçecek bir kurban bekliyor. Bütün gün ne gelen var ne de giden... Gece karanlığı basıyor, memur, hiç ceza kesemediği için üzgün. O sırada enkaz bir bisikletin üzerinde ihtiyar bir köylü çıkageliyor. Memur durduruyor ihtiyarı ve soruyor: "Amca, gecenin bu vakti dağ başında, yapayalnız nereden gelir nereye gidersin?" "Ne yapayım be evlat" diyor ihtiyar. "Önde Allah arkada Resulullah aha şu karşı köye gitmekteyim." Memurun birden gözleri parlıyor ve makbuzu doldurmaya başlayarak ihtiyara niçin ceza kestiğini izah ediyor: "Neeee, bir bisiklette üç kişi ha?" 1 Haziran'ı hasretle bekliyorum. Bakalım vatandaş için hazırlanan kazıkları ne hale sokacaklar?
|