Son bir yılda sigaradan alınan vergilerde yapılan değişiklikler sadece çokuluslu sigara şirketlerine yaradı. Vergi kaybı endişesi ile önlem alan Maliye gelirini artıramazken düzenlemelerdeki boşlukların şirketlerin vergiden kaçınmasına imkan verdi. Ödedikleri vergileri azaltan ve Pazar paylarını artıran sigara baronları en karlı yıllarını yaşadı.
İLK HAMLE BAT'DEN GELDİ Sigarada fiyat rekabeti British American Tobacco'nun (BAT) 2004 Temmuz'unda yaptığı indirimler ile başladı. Pazara yeni giren ve yüzde 1 civarında payı olan BAT yüzde 20 indirime gitti. Onu diğer şirketler de onu izleyince sigara vergisinde birçok değişikliğe neden olacak düzenlemeler yapıldı. Oransal vergide indirime gidilerek sabit vergi miktarı yükseltildi. Böylece fiyat indirimlerinin önüne geçmek hedefleniyordu. Ancak sabit verginin sigara harmanında Türk tütünü kullanımı arttıkça azalması sigara şirketlerini harekete geçirdi. Şirketler harmanlarıyla oynayarak daha alt vergi dilimlerinden vergi ödemeye başladı. Dilim sayısının azaltılması ve sabit vergilerin artırılması da çözüm getirmedi. Sabit vergi arttıkça harmanda Türk tütünü oranı daha da artırılarak vergi de en alt dilime inildi.
SİGARA UCUZLADI Vergi değişikliklerinden önce tüketiciler en çok orta fiyat kademesindeki sigaraları tercih ediyordu. Winston, LM gibi sigaralar en çok satılan markalardı. Bu sigaralar 2 milyon 500, 2 milyon 600 bin gibi fiyatlardan satılıyordu. Bugün gelinen noktada ise piyasanın en çok talep edilen sigaraları en ucuz sigaralar oldu. Pazarın ağırlığı ucuz sigaralara kaydı. Pazarın en hızlı büyüyen ürünü BAT'ın 1 milyon 500 bin TL'ye satılan ve yüzde 11,5 paya ulaşan Viceroy oldu. Onu Philip Morris'in yüzde 6-7 paya sahip Bond Street izliyor. Oysa bu markalar 1 sene önce birçok tiryakinin adını bile bilmediği markalardı.
PAZAR PAYI DÜŞTÜ Vergi değişikliği ile en büyük desteğin Tekel'e verilmesi planlanıyordu. Oysa evdeki hesap çarşıya uymadı. Tekel 2004 yılını 425 trilyon zarar ile kapattı. Desteklenmesi hedeflenen bir başka nokta da Türk tütünü kullanımıydı. Ancak çokuluslu sigara şirketleri Türk tütünü kullanımını artırmak için yaprak tütün yerine yeniden yapılandırılmış (reconstituted) tütün kullandı. Bu da Türk tütününe talebi sınırlandırdı. Türk tütünü desteklemek isteyen ve özelleştirmeye çalışılan Tekel'in değerini artırmayı hedefleyen düzenlemeler de amacına ulaşamadı. Türk tütünü kullanımı vergiden kaçınma yolu haline geldi. Tekel'de yeni yatırım yapamadığından rekabette geride kaldı,pazar payı yüzde 70'lerden yüzde 40'lara geldi. Tekel'in yeni vergilerle güçleneceği ve Pazar payını artıracağı hesaplanıyordu. Bu şirketin değerini de yükseltecek ve hedeflenen gelir elde edilecekti. Ancak vergilerdeki oynaklık ve sigara şirketlerinin sürekli payını artırıp tatlı kar elde etmesi Tekel'e olan talebi azalttı. İlk ihalede 1 milyar 150 milyon dolar verilince iptal edildi. İkinci ihaleye kimse teklif vermedi.