|
|
Gelecek Daumlar'ın
Başlık biraz iddialı... Milliyetçileri kızdıracak cinsten... Daha önce benim Daum'u eleştiren yazılarımı okuyanlar için, "Ne dönek adam" dedirtecek cinsten. Daum, Fenerbahçe'de kalır mı kalmaz mı bilmiyorum... Transferlerden komisyon alıyor mu almıyor mu bilgim yok... Ama Daum bir an önce imza istiyor... Elinde liderlik ve kupa yarı finali kozları varken işi bitirmek amacında... Yönetim, "Hele bir iş netleşsin" bekleyişinde... Şampiyonluk kaçarsa, Türkiye Kupası'nı 22 yıl sonra kazandırmak bile yetmeyecek Daum'la devam etmek için... Çünkü taraftarın Daum'a inancı her geçen gün azalıyor... Ortaya konan futbol taraftarı memnun etmiyor... Ve fatura hep Daum'a kesiliyor... Yöneticisi, zengini, fakiri, gazetecisi, televizyoncusu, muhabiri, bileni, bilmeyeni Daum'un, Rüya Takım'ı oynatamadığı görüşünde... Ve bu takım lider... Ve bu takım en çok gol atan, en az gol yiyen ekip... Geçen yılın şampiyonu... Bu yıl Avrupa Kupaları'nda en çok maç yapan takım... Milli takımlara en çok oyuncu gönderen ekip... Herkesin yenmek için uğraştığı bir onbir Fenerbahçe...
Peki Daum teknik direktörlüğü bilmiyor mu? Kendisini mi sabote ediyor... Ya da dengesiz hareketler ve onbirlerle takıma zarar mı veriyor? Yıldızlardan gerektiği şekilde yarlanamıyor mu? Bunlar akla gelen ilk sorular... Peki ya çözüm? Daum giderse kim gelecek? Lyon'da çok iyi işler yapan Le Guen mi? Lucescu mu? Parreira mı? Daum Avrupa'nın en çılgın teknik adamlarından biri... Ve dünyada futbolu artık ne federasyonlar ne de kulüpler yönetiyor... Futbolun yönetisi televizyonlar... Naklen yayın haklarını satın alan televizyonlar... Daha iyi futbol istiyor televizyonlar. Daha heyecanlı, gollü, çekişmeli. Seyirci stada gelmek için çılgın maçlar istiyor... Fenerbahçe'nin Kayserispor'u 70 yenmesine, " Canım işte Türkiye Ligi'nin kalitesi bu" diyenler, Daum'un 56 forvetli çılgın oyununun bir sonucu olduğunu hiç akıllarına getirmediler... Ya da iç sahada her rakibe karşı alınan galibiyetin altında yatan, tüm hatlarıyla hücumu düşünme felsefesi. Daum düşünce tarzı, yaşam tarzı olarak hücumcu bir insan... Gerektiği zaman küstah... Gerektiği zaman insancıl... Kokain kullanacak kadar uçlarda yaşayan, lösemili çocuklara onbinlerce mark bağışlayacak kadar insancıl... Daum savunmayı sevmiyor... Defans yapmayı, takımı geride tutmayı istemiyor... Lucescu'yla tam zıt karakter yani... Böyle oynamaya kalktığı tüm maçları kaybetti zaten... Galatasaray'a, Beşiktaş'a, Real Zaragoza'ya...
Fenerbahçe tarihine bakarsak iki teknik adamın; Didi ve Veselinoviç'in hücumu seven tarzıyla Fenerbahçe'nin seyircisine keyif veren futbol oynattığını görüyoruz... Osieck ve Löw'le disiplin yakaladığını da hatırlıyoruz... Daum bu iki felsefenin birleşimi sanki... Hem disiplinli hem hücumcu... Daum'un hep kazanmaya ihtiyacı var... Çünkü hep daha fazlasını isteyen bir takımı çalıştırıyor... En çok gol atmak yetmiyor Fenerbahçe'ye... 70, 60, 51, 40 kazanmak yetmiyor... Şampiyonlar Ligi'nde 9 puan toplamak, Manchester'a 3 atmak, Prag'ı 2 maçta da yenmek yetmiyor... Yetmemeli de... Daum bu yüzden zorlanıyor... Ve dünyanın en büyük kulüplerindeki çalıştırıcılar bu yüzden sürekli gerilim, baskı altında... Bu yüzden milyonlarca dolar alıyorlar... Bu yüzden her ülkede milyonlarca kişi onları, işlerini iyi yapamadıkları için eleştiriyor... Fenerbahçe, Daum'u gönderir, defansif bir teknik adam alırsa belki Avrupa'da istediği başarıyı yakalar. Ama gelecek Daumlar'ın... Daum gibi hücumu ön planda tutan teknik adamların olacak. Gelecek orta sahayı kullanmadan; savunmayla, forvet hattını mümkün olduğu kadar çabuk geçen ve kale önünde etkili olan takımların olacak. Barcelona gibi, Real Madrid gibi, Milan gibi. Lucescular Ukrayna'ya giderken, hücumu düşünenler büyük takımları çalıştıracak.
|