|
|
Okura özeleştiri
4 Şubat 2005 tarihli SABAH Posta Kutusu'nda bir okurumuzun 'Vatandaş Türkçe Konuş' başlıklı bir yazısı yayınlandı. Okur, son yıllarda yaşanan dil kirliliğine dikkat çekmek için, bugün Türkçemizde kullanılan özellikle Batı kökenli kelimeleri hoş bir ironiyle kullanmıştı yazısında.. Küreselleşmenin doğal sonucu yabancı sermayenin yatırım yapması nedeniyle elbette kimi ürünler ülkemizde imal edilmekte ve kendi özgün adlarıyla tüketiciye sunulmakta.. Dolayısıyla bu ürün adlarının, çünkü marka oldukları için Türkçeleştirilmeleri söz konusu olamaz. Dün ve önceki gün bu köşede yayınlanan iki düzeltme yazısında adı geçen iki önemli markanın, yalnız adlarından dolayı okurumuzun yazısında yer alması, başka markalar da var çünkü, onların Türk malı olmadığı anlamına da gelmez. Ama benim asıl söylemek istediğim bu değil. Söz konusu okurumuzun bu köşede yayınlanan yazısının kısa bir özeti, birkaç gün sonra yine bir başka gazetenin köşe yazısına konu olmuştu. Anlaşılıyor ki, okurumuz bana gönderdiği yazısının kopyalarını muhtemelen başka gazetelerin köşe yazarlarına da iletmişti. SABAH Posta Kutusu'nda zaman zaman yazıları yayınlanan bir emekli öğretmenin de bana gönderdiği yazısı nitekim, birkaç gün sonra bu köşenin komşusu Sait Gürsoy'un hazırladığı 'Eğitim Dünyası' sütunlarında yer alacaktı. Köroğlu'nun "Tüfek icat edildi, mertlik bozuldu" demesi misali, şimdi de "İnternet icat edildi, mertlik bozuldu" sözüne mi sığınacağız? Oysa "internet"in ne suçu ve günahı var? Üç-beş cümle ile meramını anlat, bas internetin tuşuna, artık hangi gazete köşesi oltana takılırsa.. Kimi okurlar 'alıcı' adresine yazılarını gönderdikleri başka kişi ve kurumların da adlarını yazıyorlar, ki doğrusu da budur. Bunun dışında o yazının yalnızca size gelip gelmediğini nasıl anlayacaksınız? Kendimden bir örnek vermek istiyorum. Kırk yıldır yazı ve şiir yazıyorum. Mesela 'Adam Sanat'a bu ay verdiğim bir şiir, aynı anda 'Varlık' dergisinde de çıkabilir mi? Aynı şiiri ya da yazıyı aynı anda iki, hatta üç dergide yayınlayabilir miyim? Bu belki mümkündür, ama etik bir davranış olur mu? Bu köşenin dört e-mail, bir PK, bir mektup adresi var, bir de faksı.. Bunlara faksla, internetle, mektupla yüze yakın yazı gelmekte.. Muhabirinden başyazarına çalışanları gazetelerinin etik kurallarına nasıl uyuyorsa, yazısı imzasıyla çıkan okurun da bu kurallara uyması gerekmez mi? Okur temsilcimiz sevgili Yavuz Baydar bu konuda neler düşünüyor acaba?
|