| |
Kayıp yılların bedeli
Şanghay
Biz 15 yıl boyunca sadece konuşup birbirimizle didişirken, başkaları durmadan çalıştı. Farkı görüyorsunuz... Dışişleri Bakanı Gül, Şanghay'daki Pu Dong kalkınma bölgesi turundan sonra izlenimlerini böyle özetledi. İç çekerek. Haksız değildi. 1990'ların başında Çin lideri Deng Şiaoping'in (Bugünkü sistemi, "Sosyalist piyasa ekonomisi"ni yaratan lider) talimatıyla Şanghay'ın dışında yeni bir "iş kenti" kurulmasına başlandı. O sıralar tek-tük ev bulunan, büyük bölümü bataklık bir yerdi burası. 15 yıl sonra bugün Pu Dong bölgesinin geldiği nokta insanın başını döndürüyor: 2.8 milyon kişiye iş sağlıyor, dünyanın en büyük 500 şirketinden 200'ü orayı Asya operasyonlarının üssü yaptı, 150 kilometrekarelik alan Çin'in yıllık milli gelirine 20 milyar dolarlık katkıda bulunuyor. Ve gökdelenler (dünyanın dördüncü yüksek binası orada), çok geniş ve çok temiz caddeler, git git bitmeyen yeşil alanlar...
Yarışın topal atleti Gerçekten çok etkileyici olan bu başarının sırrı? Aslında çok basit: Doğru adamların doğru işler yapmaları. Yani, iyi ve istikrarlı yönetim, düzgün ve hızlı karar, sıfır bürokrasi. 1950'lerde Japonya ile eşit koşullardaydık, 1960'larda Güney Kore ile, 1970'lerde Singapur'la, 1980'lerde Tayland'la, 1990'larda Çin'le. Bugün hepsi önümüzde. Bazıları kimbilir kaç tur bindirdi. Enerjimizi, birikimimizi boşa harcamaya devam edersek, hiç kuşkunuz olmasın bu listeye yakında yeni ülkeler eklenecek. Vietnam, Filipinler gibi. Gül'ün bir gözlemi var: Dünya müthiş bir değişim geçiriyor. Ancak Türkiye bu süreçte hâlâ 20 yıl öncesinin düşünce kalıpları, alışkanlıkları, ilişkileri, dengeleri ile işi götürmeye çalışıyor. Daha 15-20 yıl önce "özel teşebbüs"ün esamisinin okunmadığı Çin bugün küresel ölçekteki şirketleriyle dünyanın tozunu attırıyor. Tıpkı Japonlar, Koreliler gibi onlar da Avrupa ve ABD'de şirket avına çıktı. Batı basınında hemen her hafta bir iri grubun daha patronluğunun Çinliler'e geçtiği haberleri yayınlanıyor. İşte Çin şirketlerinin son fetihlerinden birkaçı:
Batı'ya Çin istilası * TCL grubu Thomson'un televizyon fabrikasını ve Alcatel'in cep telefonu birimini satın aldı. * Elektrikli ev eşyaları üreticisi Haier, yurt dışında 20 fabrikanın sahibi oldu. * Çin'in ikinci büyük otomobil üreticisi "Shonghai Automotive" (SAIC), bu sektörde Güney Kore'nin dördüncü büyüğü "SSongYong Motor"u aldı. Onunla Rusya'da 4x4 üretecek bir fabrika kuruyor. * Yüksek teknoloji şirketi "Lenovo" 2 milyar doları bastırıp IBM'in PC bölümünü portföyüne ekledi. * Çin'in üçüncü büyük petrol grubu "China Natinal Offshore Oil Corp" (CNOOC), ABD'nin dokuzuncu petrol ve doğalgaz şirketi "Unocal"a 13 milyar dolarlık teklif verdi. * Metalurji devi "China Minmetal", Kanadalı bakır ve nikel üreticisi "Noranda"ya 7 milyar dolar önerdi. * AS Watson grubu, Fransa'nın en büyük parfümeri zinciri "Marionnaud"u 900 milyon Euro'ya satın aldı. Liste uzayıp gidiyor... Çin'in sıfırdan özel sektör yarattığı bu 15-20 yılda Türkiye ise özelleştirme sorununu bile çözemedi. Derdimize mum yakalım. Ve de kaybolan yıllarımıza... Çin'den çok "feyz" almış olarak ama kaçırdığımız fırsatlara içimiz yanarak dönüyoruz...
|