Hepsi pekiyi idi!
Dün, işte öyle bir gün, Birgün gazetesinin manşetinde, toprağa gömülmüş bir kız çocuk fotoğrafı vardı. "Haydi kızlar okula" ülkesinde, Şanlıurfa'nın Güneren köyünde, okul inşaatını "Ağa" belediye başkanı iptal etmiş, okul başka köye yapılmış, erkek çocuklar 3 kilometre yürüyerek gidebilmiş, kızlar gidememiş, köylüler de, ağlayan bir kızı toprağa gömerek "protesto" etmişti. Yine de, çocuğu gömmeselerdi keşke! Yeterince çocuk gömülen bir yer burası.
Gömülen, önce kar soğuğuna gömülen, sonra 8 yaşında mezara gömülen bir başka çocuğu, "Geçen yıl, bugün" diyerek "Yaşam Hakkı İnisiyatifi" hatırlatıverdi. Hatırlatılınca hatırlamak, hatta hiç hatırlamamak; hafızamızın korkunç mezarı işte! Bugüne kadar karsız bir ocak ayı idrak eden İstanbul'un geçen yılki karlı 22 Ocak'ında... Bir çocuk donarak ölmüştü.
Erzurum Pasinler'den 6 ay önce İstanbul'a gelen Kemaloğlu ailesi, 3 çocuklarını yakındaki okula kaydettirmek istemişti. Çünkü, Anayasa'nın 42'nci maddesine göre, "İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu" idi. Elbette, boynumuz kıldan ince idi ve çocuklar okumalıydı. Okuyup büyümeli, iyi vatandaş olmalı, Anayasa'nın diğer maddelerine de uymalıydı. Lakin... Aynı maddeye göre, "Devlet okullarında parasızdır" denilen ilköğretim için, devletin veremediği paraların peşine kendileri düşen yönetimler, onlardan da 90 milyon lira istemişti. İstanbul'da, 90 milyon lira, 90 yeni lira... Hangi Türkiye'de, hangi İstanbul'da yaşadığınıza göre, az para ve çok para. Parayı veremedi aile. Çocuklarını toprağa gömüp protesto da edemedi. 5 kilometre ötedeki okula 30 milyona verdi!
O gün, kar-tipi vardı. Hatırlatanlar, "Boğaz Köprüsü'nün çelik halatı bile kopmuştu" diyor. Çocuklar okullardan salındı. 8 yaşındaki Atalay yola koyuldu. Bir dere kıyısında yoruldu. Derede köprü diye, bir sac levha vardı. Köprüyü geçemedi. Cesedi 16 saat sonra bulundu. Hatırlatıyorlar ki, annesi, "Donarken nasıl bağırdı çocuk, kim bilir?" diye sormuştu. Kim bilir, bilebilirdi!
Yaşam Hakkı İnisiyatifi, birileri belki bilebilir diye suç duyurusunda bulunmak istemiş, savcılıkta terslenmiş. Kaymakamlık soruşturma izni vermemiş. Sonunda, bölge idare mahkemesinden soruşturma izni çıkmış. Avukat Ergin Cinmen davayı gönüllü üstlenmiş. Bakanlık, Ümraniye Yenidoğan Belediye Başkanlığı, İstanbul Belediyesi, Ulaştırma Bakanlığı'na karşı dava. Ama duruşması bile henüz yapılmamış. Donarken nasıl bağırdı çocuk, pek bilinmek istenmiyor! Hatırlatıldı ki, o gün Atalay'ın elinde karnesi de vardı; karnesinde "hepsi pekiyi" idi. Pekiyi; okula paraya, kara, tipiye, dereye, deredeki köprüye yetmedi. Günerenliler, yine de, protesto için de olsa, çocuklarınızı gömmeyin! Çok çocuk gömülüyor zaten. Atalay'ın karnesinde hepsi pekiyi idi! Bir yıl önce, İstanbul'da, "pekiyi" bir çocuk donarak gömüldü.
|