AB'lerden bir yar gelir bizlere
Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden peş peşe başörtü yasakları gelmeye devam ederken Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimi ve omurgası acaba ne düşünüyor? Umarım hala kendilerini iyi hissediyorlardır. Tabandaki kocaman 'başörtü mağduru kitle' bu zincirleme yasakların ne anlama geldiğini henüz fark etmemiş olabilir. Ancak parti zirvesi için; 'Müslüman'ın sorununu Hıristiyan'ın himmetiyle çözme' tasarısında 'yolun sonu' gözükmüş olsa gerek. Muhakkak ki parti zirvesi Türkiye'deki başörtü yasağının insan hakları ihlali olduğuna hala inanmaya devam ediyordur ve edecektir. Fakat AB süreci sayesinde Türkiye'nin siyaset dışı güç odaklarındaki bağnaz laikçi dinamikleri etkisiz hale getirerek başörtü yasağını kademe kademe çözmeyi düşünen bir kadro şimdi bu 'ihlal inancı'nı ne yapacak? Başka bir ifadeyle, başörtü yasağını insan hakları ihlali saymayan AB'de kurumlaşacak her yargıyı benimseme durumundaki 'ikinci sınıf aday'ın ülkenin iktidar partisi nasıl uyum gösterecek? Başörtü yasağını hak ihlali sayma düşüncesi mezara mı gömülecek? Yoksa Türkiye'nin 'yeni muhafazakarları' başörtüsünü 'inancın gereği' değil de sadece Avrupa'nın dediği gibi 'dini simge' mi saymaya başlayacaklar? Hasılı başörtüsü için AB'lilik ve AB'cilik çare olmayacaksa umut hangi iklimdedir? Bütün mesele bu simge zaten! Başörtüsünü simge sayıverdiğimiz zaman her türlü yasak meşru oluverir! Simge.. Ne müthiş kilit.. Ne sihirli kelime.. Bağnaz laikçilerimizin yakın geçmişte bu kelime ile demokrasi adına 'özrü kabahatinden büyük' bir ayıplı yasak gerekçesi üretmiş olmaları bile sihri bozmuyor. Cumhuriyet'in üst düzey yargı kurum ve adamları nice zaman böyle buyurdular: - Niye yasakladınız? - Efendim başörtüsü siyasi bir simgedir. Tam da arkadan sultanın baldırına çimdik atan soytarı gibi: - Niye yaptın? - Sultanım sizi yenge sultan zannettim! Yıllar yılı bu hukuk ve demokrasi kepazeliğine medya ve çoğu aydın alkış tuttu. Bir yandan demokrasi havariliğini yürütme tafrasını sürdürdüler, bir yandan da siyasetin demokrasiye aykırı olduğunu söylemeye devam edebildiler! Avrupa hiç değilse böyle aptalca bir gerekçe getirmiyor: - Başörtüsü dini simgedir. Nitekim, ayrım da yapmadık, onunla beraber haçı ve kipayı da yasakladık. Elbette bu gerekçe de evrensel demokratik gelişim ve insan hakları açısından tartışmaya açıktır. Avrupa idari mahkemelerinin bu gerekçeyi toplum huzuru ve barışına dayandırmaları, yasağın tutarlı bir kanun gibi görünmesine yetebilir ama vicdanları tatmin edecek bir hukuki geçerlilik sağlamaz. Bir kesim laikçimizin BM'ye götürdükleri yüksek görüşün (!) 'başörtü yasağı hak ihlali değildir' buyurması da hiçbir hukuki anlam ifade edemez. Her nerede olursa olsun başörtüsü yasağı siyasetin dine müdahalesi, devletin inanç özgürlüğünü ihlalidir. Lakin bu benim anlayışım. Bir yasakçının anlayışı ne kadar demokratik ise en azından o kadar demokratik. Yoksa bu tartışmanın matematik bir sulh ile tamamlanması mümkün değil. Bugün evrensel değer ve ilke olarak benimsediğimiz hiçbir terim ve ölçüt, -insan hakları da dahil- asla tartışılmaz sınırlara sahip değildir, ileride de olmayacaktır. Anglosakson demokrasilerinin şimdiki yaklaşımı bile, başörtüsü ve benzeri yasakların evrensel geçerlilik dayatamayacağını belgelemektedir. Sözgelimi İngiltere'de türbanı ile çalışabilen devlet memuru, henüz kimseleri harekete geçirmiş değildir. Peş peşe başörtü yasağı getiren AB ülkelerinin dayandıkları gerekçe, her ne kadar bir zamanlar bizim bağnaz laikçilerimizinki kadar abes değilse de, temel bir yanlış kabul ile karar geliştirdikleri tartışılmaz: - Başörtüsü dini simgedir. Yanlış kabul; başörtüsünün dini simge olduğu yolundaki hükümdür. Ben başımı örtmeyi dinimin emri sayacağım, sen onu haç takmak gibi göreceksin. - Yok efendim sen yanılıyorsun veya yalan söylüyorsun, başındaki örtü dini simgedir, inancının gereği değildir! Bu hukuk mu şimdi? Bu demokrasi mi? Benim neye, nasıl, ne kadar inandığıma karar vermek yargının işi mi?
Başörtüsü için hükümetin AB zaferleriyle umutlanan mağdurlar, ya umut için başka kapılara başvurmalı veya oturup yepyeni muhafazakarlar olarak 'başörtüsü dini simgedir, çıkartsam olur' demeye hazırlanmalılar! AB böyle buyuruyor.
|