Öfkenin ateşi fırsatı kül etmemeli!
Güven arttırıcı adımların neler olabileceğini sorduğumuzda İsrail'in eski Washington Büyükelçisi ve Şaron'a da danışmanlık yapan Zalman Şoval "Kassam füzelerinin İsrail kentlerini vurması son bulmalı. Buna karşılık da İsrail mahkumların bir kısmını bırakabilir. Ancak Filistin'deki tüm silahlı grupların da tek otorite altında toplanması gerekir" diye söze girmişti. Şoval, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkından vazgeçmeleri gerektiğini, Kudüs'te Harem üş-Şerif'te egemenliği Filistinliler'e vermenin mümkün olamayacağını, 1967 sınırlarına aynen dönülemeyeceğini de söyledi. "Umutluyum ama çok iyimser değilim diyen" Şoval'e göre bir sonuca varmak ancak Filistinliler'in kabul etmeye yanaşmadıkları ara anlaşmalarla mümkün olabilirdi. Likud partisi içindeki muhaliflerin bile toprak verilmesi gerektiğini ilke olarak kabul ettiklerini söyledi. Seçim akşamı İsrail'in Arap ve Yahudi vatandaşlarının işbirliği yapmaları için çalışan Gilo enstitüsünün (http://www.gilocenter.mscc.huji.ac.il) müdürüyle konuşuyorduk. Arafat'ın vefatından önce Gazze'den çekilme planına dehşetle yaklaşmış. "Tam bir kaybetkaybet durumu söz konusuydu" diyordu. "Gazze dünyanın en büyük açıkhava hapishanesidir ve bir milyon üç yüz bin Filistinli'ye sırtınızı dönerek bir iş yapmaya kalkarsanız, onlara hiç bir umut vermezseniz, düşmanınızın haysiyetini kaale almazsanız roketler başınıza yağmaya devam eder". Arafat sonrasında ise Şaron bile çekilmeye bir süreç olarak bakmak durumunda, zaten İşçi Partisi'nin hükümetteki varlığı da bunu sağlayacaktır kanısında. İbrani Üniversitesi Profesörü Avineri'ye göre süreç ise kendi dinamiğini yaratacaktır ama en azından beş yıllık bir geçiş de gerekecektir. Ancak Filistinliler normalleşmeye geçmenin somut sonuçlarını göremezlerse, yarısı yirmi yaşın altındaki nüfusun öfkesi tüm barış arayışlarının önünü kesebilir. Filistin'deki barış yanlılarının karşısında Hamas'ın radikal kesimi, Cihad ve geçen yıl çeşitli silahlı gruplara 9 milyon dolar göndermiş Lübnan Hızbullah'ı var. Bunlar çatışma halinin sürmesinden yana. İsrail tarafında ise yıllardır süren politikaların sonucunda güçlü, militan ve şiddete başvurmaktan çekinmeyecek dinci/milliyetçi yerleşımciler toprak tavizine dayalı her türlü siyaseti engellemeye çalışacaklar.
İKİ GÜNÜN MESAJI Bir bakıma Filistin'de düzgün, dürüst ve özgür bir seçim yapılabilmesi şiddeti bir amaç haline getirmiş olanlara bu toplumun sıradan insanlarının verdiği en etkili yanıttı. Bu nedenle de Ebu Mazen, iktidarı yeni bir nesle devretmeyi de içeren tarihi görevini yerine getirirken dünya ve İsrail kamuoyundan destek görmek zorunda. Kendisinin demokratik meşruiyeti ve Filistin toplumunun belki de en anlamlı direniş silahı olarak seçimleri kullanması, ne Ortadoğu ne dünya açısından ıskalanabilecek bir fırsat. Şahsi sicili Filistinliler'in ulusal haklarını reddetme üzerine kurulu Şaron'a da tarih büyük bir cilveyle barış için işgal altındaki topraklardan çekilmeyi sağlayabilecek yegane siyasetçi rolünü verdi. Eski düşmanları bugün onu destekliyor. Filistin/İsrail'de geçirdiğim beş gün içinde yakınını, dostunu, çocuğunu, ailesini çatışmada, askeri operasyonda ya da intihar saldırısında kaybetmiş insanlarla tanıştım. Barış süreci ve iki devletli bir siyasi çözüm bu yaraların sarılması, bir kısmı üç nesildir mülteci kamplarında, 37 yıldır işgal altında yaşayan Filistinliler'in insanca var olma hakkına kavuşmaları, İsrailliler'in kendilerini bulundukları bölgeye ait ve güvende hissetmeye başlamaları için ancak bir başlangıç sayılabilir. Bu başlangıçtan sonra da Kudüs, sınırların belirlenmesi, su kaynaklarının nasıl dağıtılacağı, mültecilerin geleceği gibi konular tarafları zorlayacaktır. Ama bu başlangıç bugün yaşananlardan kesinkes evlâdır.
|