|
|
Doğuş
Otizm ve Yaygın Gelişimsel Bozukluk, dünyada 'zihinsel özürlülük' ve 'spastisite'den sonra en çok rastlanan gelişim bozukluğu. Engelliler politikası oluşturulurken, başlangıç noktası olarak kuşkusuz engellilerin sayısı, engellilik çeşitleri, risk faktörleri ve yaşam koşulları gibi konularda bir veri tabanına ihtiyaç var. Ancak bizde henüz böyle bir veri tabanı yok. 2002'de 7 milyonun üstünde olan ülkemizdeki engelli sayısının, 2005'te dokuz milyona yaklaşacağı tahmin edilmekte.. Tohum Vakfı, sosyal hayatı ve iletişimi olumsuz etkileyen bir gelişim bozukluğu olan otizm konusunda toplumu bilinçlendirmek, okul öncesi otistik çocukların erken tanı ve eğitimle topluma kazandırılmalarına öncülük etmek için bilinçlendirme kampanyası başlattı. Özellikle otizmin tanısı için çok kritik olan 0-6 yaş grubunun anne ve babalarını bilinçlendirmeyi hedefleyen kampanya, adını erken tanı ve eğitimle diğer çocuklar gibi okula gidebilen ve arkadaşlarıyla oyun oynayabilen 'Doğuş'un hikayesinden alıyor. 0-6 yaş döneminde tanı konan çocuklar, özel eğitimle iletişim ve günlük becerilerini geliştirebiliyor, kaynaştırma eğitimine katılabiliyor, yaşıtlarıyla okula gidebiliyor, toplum hayatında bağımsız birey olabiliyor. 'Otistik' çocuklara erken tanı konması ve özel eğitimle topluma kazandırılmasına öncülük etmek ve bunu yurt çapında yaygınlaştırmak için Nisan 2003'te kurulan Tohum Vakfı, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütü. Vakıf, otistik çocukların eğitimindeki boşluğun doldurulabilmesi ve sayıları 80 bin olan ancak 650'si okul imkanı bulan bu çocukların eğitilebilmesi ve toplumun üretken bireyleri olarak yetişmesi için çalışıyor. Kurulduğu 2003'ten bu yana, 220 devlet öğretmenini eğitmiş, İstanbul'da 117 aileye eğitim vermiş ve imkanı olmayan 30 çocuğa burslu eğitim sağlamakta, rehabilitasyon ve Milli Eğitim'e bağlı eğitim merkezinde 100 çocuğa bireysel eğitim vermekte.. BM Çocuk Hakları ve Avrupa Topluluğu Deklarasyonları'nda belirtilen tüm insanların eşit haklara sahip olması düşüncesinden yola çıkarak 'Otizm' sorunu olan çocukların da eşit yaşam hakkına sahip olması için çalışmak gerekiyor.. Bu çocukları 'kaderlerine terk etmemek' gerek. Önemli olan, tanının erken konması ve bu tanı doğrultusunda, 'Otizm' için geliştirilmiş farklı eğitim ve terapi yöntemleriyle çocuğun erken ve yoğun biçimde eğitilmesi.. Zamanında tanı konamadığı için sayıları yüz binleri bulan otistik çocuklarla aynı kaderi paylaşmak yerine, aileleri otizmin tüm belirtileri, erken tanı ve eğitim olanakları hakkında bilinçlendirmek daha önemlidir diye düşünüyorum.
|