Yöneticilerin sorumluluğu
Bundan 30 yıl kadar önce futbol tutkunlarının, tuttukları takımların oynayacağı lig maçlarına gitmek dışında çok fazla alternatifleri yoktu. Avrupa'da bahar aylarında oynanan karşlaşmalar televizyondan yayınlanır ve izleyenlerde büyük heyecan uyandırırdı. Ama bugün çok sayıda maç televizyonlardan yayınlanıyor. Ve eğer tribün terörü devam ederse bir süre sonra bu yeni imkanlar insanların stada gitmelerini özendirmeyecek. Artık zenginlik bir futbol takımını satın alarak tüm maddi katkıyı sağlamaya ve o takımı yükseltmeye hazır hale geldi. İngiliz Chelsea takımı bunun en yakın örneği. Bir Rus petrol zengini Chelsea'yi satın aldı. Bu takım şu anda dünyanın en iyi antrenörlerinden biri olan Jose Mourinho yönetiminde. Rus işadamı Roman Abramovich tüm maçları takip ediyor ve futbolu seven yeni zenginler için de bir örnek teşkil ediyor. Güç, bugün bir futbol yöneticisinin mutlaka sahip olması gereken ilk şey. Zenginlik, para ve itibar, takımların sermaye yapısını değiştirebiliyor. Ancak bunun için adı çok iyi bilinen bir ekibin olması şart. Türkiye gibi TV gelirlerinin kulüp bütçelerinin aslan payını oluşturduğu ülkelerde, maddi gücü bu imkan dışında da yüksek olan takımların şansları artıyor. Akıllı transferlerle örneğin F.Bahçe'de olduğu gibi önemli isimler alınabiliyor ve öteki takımlarla aradaki fark giderek açılıyor.
Gişe hasılatı geride kaldı Televizyon gelirleri, Türkiye'deki herhangi bir takım gişe hasılatının çok önüne geçti. Korkarım ki statlarda devam edecek olaylar bir süre sonra temiz seyirciyi tribünlerden tamamen kovacak. Güçlü, yetenekli ve iyi bir çalıştırıcının yönetiminde, maddi gücü yükselecek bir takım için başarının kendiliğinden geleceği de açık. Ama özellikle bazı büyük kulüplerimizin maddi güçlerini tribünleri kullanmak için organize etmesi, ileride büyük sorunların çıkmasına ve birkaçı dışında birçok takımın hızlı bir şekilde seyirci kaybetmesine sebep olabilecek. Bana kalırsa yapılabilecek tek şey kulüplerin bizim zamanımızdaki o güzel futbolu yeniden kazanmak için çaba sarfetmeleri. Bütün bir sezon, bu uyarılarla geçti ve korkarım birkaç büyük takım dışında Anadolu maçlarında da seyirci kalmayacak. Sıkı polisiye tedbirler almak seyirciyi büsbütün tribünden kaçırmalarına yol açabilir. Yaşanan son gelişmeler ürküntü verici. Özellikle yöneticilerin temiz seyirciyi kazanarak, bilet dağıtma olayına son vermeleri ve bir an önce bu sorunu çözmeleri lazım. Bence yeni sezonda yapılabilecek ilk şey bu. Aksi halde tırmanacak olaylarda korkarım en önemli kulüplerimiz de yavaş yavaş seyirci kaybetmeye başlayacaklar. İlk iş yöneticilere düşüyor. Ciddi olarak istenirse "Temiz futbol" yeniden kazanılır.
|