Türk bankacılığını üç koldan by-pass etmişiz
Ercan Türkan'ı BDDK'da iken "Türk Bankacılık Sisteminde Aracılık Maliyetleri"ni ortaya çıkarmasıyla tanıdık. Yüzde 46 brüt faizle toplanan mevduatın tasarruf sahibine net getirisi yüzde 37'ye inerken, bunun kredi kullanıcısına maliyeti yüzde 58'e geliyordu. 2003 yılında ortaya konulan bu acı gerçeğin ardından IMF'nin de isteğiyle bankacılıkta aracılık maliyetlerini düşürmek için düğmeye basıldı. Bir ölçüde yol da alındı. Ercan Türkan şimdi Merkez Bankası'nda danışman olarak çalışıyor. Son yaptığı çalışma internet ortamında elime geçti. "Türk ekonomisinde makro kredi kanalı: Ölçek ve kalite açısından bir değerlendirme" adını taşıyan bu çalışma yine Türkiye gerçeklerine ait çarpıcı sonuçlar ortaya koymuş. Özetle ortaya çıkıyor ki, devleti, özel sektörü ve kişileriyle toplum olarak, Türk mali sistemini toplu biçimde üç koldan kıskaca almışız; "yaşam ortamından dışlamışız", " yabancılarla bypass etmişiz" ve " küçük ölçeğe mahkum etmişiz ."
Resmi kredilerin payı az Banka ve diğer finansal kuruluşlardan kullanılan krediler, Türkiye'deki yarı resmi ve resmi olmayan kredilerin ancak yüzde 41.3'ünü oluşturuyor. Çek ve senetler ile satıcı kredilerinin içinde olduğu toplam krediler, resmi kredi miktarının 2.6 katı büyüklüğünde. Resmi ve gayriresmi kredilerin bir yıllık hacmi ise 664.7 katrilyona çıkıyor. İşte resmi kredi sistemini ve mali sistemi böyle arkadan dolaşıyoruz. Benzer bir gelişme Rusya ve Ukrayna'da da yaşanmış. Nakit ve finansal sektör dışındaki ödemeler giderek yaygınlaşmış, takas sistemi 1998'de toplam satışların yarısına ulaşmış.
Vadesi 122 gün Ercan Türkan'ın belirlemelerine göre, toplam kredi büyüklüğü ve bu konudaki gerçekler, bitişikteki tabloda de yer alıyor. Özetleyelim: * 2001-2003 ortalama resmi kredi miktarının toplam içindeki payı yüzde 41.3, yarı resmi kredinin payı yüzde 42.3, satıcı kredilerinin payı yüzde 16.4. 2003 sonundaki toplam kredi 171.5 katrilyon. Bu da milli gelirin yarısı düzeyinde bir kredi anlamına geliyor. * 8.007 şirketin yer aldığı Merkez Bankası sektör bilançolarından yapılan değerlemelere göre, şirketlerin finansman yapısının yüzde 32.1'si özkaynaklardan, yüzde 28.4'ü klasik kredi ve benzerlerinden, yüzde 20'si ticari hayatla ilişkilerden, yüzde 15.4'ü mali yükümlülüklerini yerine getirmeme, ayrılan karşılıklar ve personele borçlar gibi kalemlerden, yüzde 4.1' i de ortaklar ve iştirak kredilerinden oluşuyor. * Resmi kredi aysbergin su üstünde kalan kısmı gibi. Türkiye ekonomisinde en fazla kullanılan kredi kanalı, yukarıda da yer aldığı gibi yarı resmi kredi kanalları olarak çek ve senet. * Klasik kredilerin de ancak yüzde 54.6'sı yerli para üzerindendir. Yüzde 45.6'si yabancı para kredileri. * Kredilerin süresi kısa. Yüzde 56.5'i kısa vadeli, yüzde 43.5'i orta ve uzun vardeli. Ortalama kredi süresi 122 gün.
Kayıtdışılığı teşvik Kredi kullanımında veya reel ekonomiyi finanse etmede resmi kredi kanallarının dışına çıkma, büyük ölçüde sistemdeki kamusal yüklerden kaynaklanıyor. Yarattığı sonuç ise bankacılık ve onun yanında toplamda mali sisteminin ölçek olarak küçük kalmasına yol açıyor. Böyle küçük bir sistemle de dünyanın en yüksek borçlu ülkelerinden biri olarak, iç borçlarımızı çevirmeye çalışıyoruz. İşte size reel faizlerin niye yüksek olduğuna ilişkin bir neden. Finansal sektörün ölçek olarak büyüyememesinin ve reel sektör tarafından dışlanmasının bir başka etkisi ise kayıtdışılığa davetiye çıkarması. Bu tablo karşısında neden banka sektörü bu durumda ve reel sektörü niye finanse etmiyor diye hala şikeyet etmek mümkün mü? Devamı var.
Sonuç "İki yalnış bir doğru yapmaz" İngiliz Atasözü
|