Sakın yılma!
İster doktor, ister avukat, ister vali, isterse de gazeteci olsun. Kalbinde eğer futbol aşkı varsa, mutlaka bir takıma gönül verirler. Taraftar sıfatıyla tribüne koştuklarında tuttukları takımın formasını da giyerler, şapkasını da takarlar ve bayrağını da sallarlar. Taraftarlık gereği bu onların doğal hakkıdır. Ancak meslek yaşamlarında önemli görev yapıyorlarsa, tarafsız ve adaletli olmak zorundadırlar. Eleştirme hakları vardır; güzele, çirkine yorum getirebilirler ama, "Üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek" felsefesi güdemezler. 21 Aralık Salı günü Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Mehmet Y. Yılmaz, köşesini G.Saray'ı ve Hagi'ye eleştirmeye ayırmış. Gazeteciler eleştirirler. Ama hem hakim hem de savcı olamazlar. Sayın Yılmaz köşesinde hakim de savcı da olmuş. (Kendisi, G.Saray Seyrantepe arazisini aldığında da tozu dumana katmıştı.) Hagi, Denizlispor maçı sonrası, "F.Bahçe'den daha iyi bir takıma karşı oynadık" dedi. Hagi'nin bu görüşüne alınan Sayın Yılmaz, Rumen hocayı rakibine saygı göstermemekle suçladı. Bu bir yorumdur. Ancak Sayın Yılmaz'ın Hagi'nin gazetede yer alan sözlerinin rövanş maçında F.Bahçe soyunma odasına asılmasını isteyen ifadeleri, tahriktir ve nefreti körüklemektir. Sayın Yılmaz, F.Bahçe'nin Mustafa Denizli ile şampiyon olduğu yıl basın tribününde F.Bahçe forması giyebilecek kadar Fenerli . Kendisi önemli bir yayın organının lideridir ama sözlerinde hassas ve dengeli olmalıdır. G.Saray düşmanlığı yapması yanlıştır. Bu tür söylemler tribün terörünü körükler. Medyayı yönetenler topluma mesaj verirken kışkırtıcı değil, ölçülü ve yapıcı olmalıdırlar. Sayın Yılmaz sözleriyle önce tahrik ediyor sonra da insanları Fair-play ruhuna davet ediyor. Eğer balığın baştan kokmasını istemiyorsak Sayın Yılmaz, Fair-play ruhunun iğnesini önce kendine batırmalı. Haziran ve ocaktaki transfer döneminde çok oyuncunun ismi gazetelerde yer alır. Ama gerçek transferler imzalar atıldıktan sonra belli olur. Sayın Yılmaz, G.Saray'ın Portekiz Ligi ekiplerinden Setubal'da oynayan Jorginho ile ilgilenmesini vizyonsuzluk olarak aktarmış. Portekiz Ligi'nin Avrupa'da ikinci sınıf bir lig olduğundan bahsetmiş. Sayın Yılmaz, Şampiyonlar Ligi'ni en son kazanan Porto hangi ligin takımıydı? Portekiz'de düzenlenen Euro-2004'te Yunanistan ile kim final oynadı? Peki Real Madrid'li Figo, M.United'lı Cristiano Ronaldo, Barcelona'lı Deco ve Milan'lı Rui Costa, Portekiz Ligi'nde yeşerip büyümediler mi? Amaç bağcıyı dövmek ya, Yılmaz da bunu yapıyor ve bakın ne diyor? "G.Saray şampiyon olmak istiyorsa ara transferin en faal kulübü olmalı." Yani G.Saray daha çok harcasın ve daha çok borca girsin. Burada hedef G.Saray'a yardım etmek değil, Cimbom'un ayağını yorganına göre uzatmasını engelleyip borç yükü altında ezilmesini sağlamak. Sayın Yılmaz'ın görüşü ve isteği tam bir yıkım önerisi. Sayın Yılmaz, "Hakeme atılan o şişe cezasız mı kalacak?" demiştiniz, cezasız kalmadı. G.Saray'ın sahası bir maç kapatıldı. Herhalde mutlu olmuşsunuzdur. Ancak Sayın Yılmaz, bu hassasiyetinizi başka takımlar için de gösterip göstermeyeceğinizin takipçisi olacağım.
|