| |
2005'in gündemi
Olayı dün Mehmet Keçeciler anlattı... Sene 1991... Turgut Özal, Cumhurbaşkanı... Mesut Yılmaz da Başbakan... Türkiye erken seçime gidiyor. O dönemde kırsal kesimin sorunu "buğday parası." Hükümet bir karar alıyor: - Buğday parası seçimden önce ödenecek. Keçeciler'in anlatımıyla hükümet "çek kesip, Merkez Bankası'na yolluyor." "Köylünün parası ödensin" diye. "Durumu" öğrenen Cumhurbaşkanı Özal, Merkez Bankası Başkanı'nı arıyor: - ANAP, benim paramla seçim kazanacaksa, hiç kazanmasın... Bu bir seçim yatırımıdır... Ödemeyin. Ve Merkez Bankası "hükümetin bize yolladığı çekin karşılığı yok... Karşılıksız da para basamayız" diyor. Sonunda "Cumhurbaşkanı'nın dediği oluyor."
Keçeciler'in "13 yıl sonra" bu olayı anlatmasının nedenine gelince... Dün "Türkiye 2005'te Başkanlık sistemini tartışacak" diye yazmıştık. Keçeciler dedi ki: - Geç bile kalındı.
Mehmet Keçeciler: - Turgut Özal Cumhurbaşkanı iken, Başbakan Mesut Yılmaz'la takıştı... Dışarıya pek yansımadı... Başbakan Yıldırım Akbulut ile takıştı... Herkes biliyor, Başbakan Demirel'le takıştı. "Takıştı da ne kelime" diye Keçeciler'in sözünü kestik. Cumhurbaşkanı Özal ile Başbakan Demirel "mahkemelik olmuşlardı."
Keçeciler devam etti: - Daha sonra Demirel Cumhurbaşkanı oldu... Başbakan Tansu Çiller'le takıştı... Başbakan Necmettin Erbakan'la takıştı... O takışmanın da büyük kısmı pek dışarıya yansımadı.
"Demirel'den sonrası" daha dün gibi akıllarda... Ecevit olmasaydı "Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı seçilemezdi." Ama Cumhurbaşkanı Sezer'in "ilk takıştığı kişi" Başbakan Ecevit oldu. Bugün de Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Erdoğan takışması "herkesin bildiği konu."
Mehmet Keçeciler: - Sorun kişilerden kaynaklanmıyor... Kişilerin isimleri farklı olsaydı, yine benzer takışmalar yaşanırdı... Sorun, Anayasa'dan kaynaklanıyor.
Keçeciler'e göre mevcut Anayasa "isme göre" yazılmış: - Bu Anayasa açık açık ilan veriyor... Ben Cumhurbaşkanı ile Başbakan'ın ilişkilerini düzenlemekte zayıfım diyor... Ben, bir ihtilal liderinin Cumhurbaşkanlığı yapması esasına göre hazırlanmış, dünyada eşi, benzeri olmayan bir Anayasa'yım diye bangır bangır bağırıyor.
Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Erdoğan arasındaki "ters düşmelere... Takışmalara" dair bir liste çıkarıyorduk ki... Keçeciler "kendini hiç yorma" diye, listeyi bir kenara itti: - Başbakan çocuğunu evlendiriyor, Cumhurbaşkanı gitmiyor... Cumhurbaşkanı çocuğunu evlendiriyor, Başbakan gitmiyor... Başka örnek aramaya ne hacet.
"Düğün, dernek" işin protokol tarafı. "Gidilmese" kıyamet kopmaz. Keçeciler: - Doğru... Ama yarın öyle bir sorun gündeme geliverir ki, bu takışmanın ülkeye büyük zararı olur... Sistem arızalı... Sistem sorun çözmüyor, sorun üretiyor... Onun için tartışılmasında fayda var.
"Bu konuda milletvekilleri ne düşünüyor" diye Meclis'e gittik. Baktık Meclis'in "kapısında kızılca, kıyamet." Biri "paket" bırakmış. "Bomba imha ekipleri" onu patlatmakla meşgul. Neyse, imha edilen paketten "elbise, gazete, dergi" çıktı da "ortalık sakinleşti." "Meclis'te dinlediklerimizi yazmak" da başka güne kaldı.
|