| |
Haftanın özeti
Ülkemizde geçen haftanın en önemli etkinliklerinden biri, Kırıkkale'deki 'gaz duası' idi. İlçede, devlet millet el ele verdi, bando mızıka eşliğinde, şehir meydanına döşenmiş temsili borunun önünde gaz duasında bulunuldu. Aynı duanın, Türkiye'nin dış temsilciliklerinde ve Lefkoşa'da yapılmamış olması, dikkat çekiciydi. Kırıkkale halkı duadan sonra evlerine dağıldılar, şimdi gelecek gazı bekliyorlar. Yine geçen hafta, medyanın en 'başbakan görünümlü' yazar makulesi, yemeyi içmeyi bıraktı, Avrupa Birliği raporuna odaklandı. Ne var ki, bunca çabaya karşn, Avrupa Birliği 'rapor taslağının' içinde ne olduğu bir türlü anlaşlamadı. Yorum çoktu fakat neyin yorumlandığı belli değildi. Bu durum, bendenizde ciddi bir tedirginlik yarattı. Eyvah, demeye başladım, şimdi bizimkilerden biri kürsüye çıkıp, Avrupa Birli- ği'ne ana-avrat döşenecek, bir çuval incir berbat olacak. Beni bu korkuya sürükleyen şey, medyadaki yorumların giderek, koduk mu oturturuz yönüne kaymaya başlamasıydı. Haftanın üçüncü büyük olayı ise, eski kuvvet komutanı İlhami Paşa'nın başnda esen maydanoz davasıydı. Sivil yolsuzluklardan yalama olmuş kamuoyu için, apoletli bir suiistimal haberi tabii ki çok çekiciydi. Fakat bu vesileyle, muzdarip olduğumuz hicranlı bir maraz yeniden sahneye konuldu. Paşa'nın davası bahane edilerek, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yağ çekmenin imkanları zorlandı. Bana sorarsanız, ödenekli işlerde, bir kilo patlıcan ile bir apartman dairesi arasında hiç fark yoktur ve bu sebeple dikkati hiçbir zaman elden bırakmamak gerekir. Sen şaşmazsın ama beşer şaşar ve bazı hallerde iyi niyetli bir insan dahi, eş durumundan okka altına gidebilir. Bakıp göreceğiz... Ne yazık ki, Kızıltepe olayı için bakıp göreceğiz deme şansını yitirmiş bulunuyoruz. Güvenlik kuvvetlerinin silahından çıkan mermilerle hayatını kaybeden 13 yaşndaki Uğur'un davasına, gizlilik kaydı konuldu. Aleniyetini kaybeden bu davanın, hukuki selametine dua etmekten başka çaremiz kalmadı. Dünya Saydamlık Örgütü tarafından yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı. Dünya genelinde kirlilikte birinciliğe politik organlar yerleşti. Türkiye'de ise birinciliği, vergi sektörümüz kimseye kaptırmadı. Yalnız, gümrükler ile yerel yönetimlerin, kirlilik sıralamasında birinciliği kapmak için aslanlar gibi mücadele ettiği ortaya çıktı. Ankara'da patlayan hadise de ilginçti. Enerji Piyasası Denetleme Kurulu'nda çalışan bazı kişilerin işlerine son verildi. İddialara göre bu önemli kurul, geçmiş siyasetçilerin çocukları, hala kızları, teyze oğulları, kuzenleri ve yeğenlerinden oluşturulmuştu. Allah kimseyi işsiz bırakmasın, amin! Dış dünyayı soracak olursanız, geçen hafta yine Amerikan hükümetinin demokrasi ihracatı başroldeydi. Kurtarılması planlanan Irak'ta, masum insanlar, gerek Amerikalı gerekse yerli güvensizlik kuvvetleri tarafından öldürülmeye devam etti. Bu gidişle Irak'e demokrasi gelecek belki ama onu kim yaşayacak, belli değil. Sizin anlayacağınız, insanoğlu hayatı kendine zehir etmeye devam ediyor.
|