|
 |
|
 |
 |
Ezeli Darbe!
|
|
Beşiktaş'ı devre dışı bırakmak için Fenerbahçe ve Galatasaray anlaştı!
Cordoba ve Ronaldo gidecek, Pancu ise kalacak. Yeni transferler hazır
En fazla 5 bin bedava bilet verdik. F.Bahçe ise 30 bin bilet dağıttı, çıt çıkmadı.
Beşiktaş Başkanı Sayın Yıldırım Demirören'e gecikmiş bir ziyaret yaptım. Aslında düşüncem bir kahve içiminde durum değerlendirmesi yapmaktı. Çünkü, Türkiye'nin sorunu "Tribün terörünün" faturası Beşiktaş'ın önüne konmuştu. Sanki Fenerbahçe tribünlerinde terör yokmuş gibi... Sanki Galatasaray tribünlerinde tribün terörü yokmuş gibi... Sanki Türkiye'de her kulüp Fair-Play ruhuna sarılmıştı da, tek ihanet eden Beşiktaş'mış gibi!... Daha kötüsü şuydu: Bu konuda Beşiktaş kendi medyası tarafından bile sahipsiz, savunmasız bırakılmıştı. Yani; Türk futbolunda ne kadar suç işlenmişse suçlusu Beşiktaş ilan edilmişti. Bu Beşiktaş'ın savaşıydı. Bu Beşiktaş'ın haklı isyanıydı. İşte bu nedenle Başkan Demirören'le birlikte Beşiktaş'ı konuştuk, tartıştık ve bilgi alış verişinde bulunduk. Sayın Başkan bakın ne dedi: "İki ezeli rakibimiz Fenerbahçe ve Galatasaray aralarında anlaştılar ve Beşiktaş'ı devre dışı bıraktılar!" Şaşırmanın da ötesindeydim... Sayın Başkan dedim; bu Türkiye'de üç büyük yok, iki büyük var. Türkiye'de üç ezeli rakip yok, iki ezeli rakip var mesajını vermek anlamına gelmiyor mu? Sayın Demirören aynen şöyle devam etti: "Amaç Beşiktaş'ı devre dışı bırakıp Türkiye'de iki büyük takım var ortamı yaratmak. Yani Fenerbahçe ve Galatasaray bu konuda anlaştılar bile. Amaçları gelirlerden en önemli payı aralarında bölüşmek. Bu nedenle anketler yaptırıp yayınlatıyorlar. Fenerbahçe ve Galatasaray Türkiye'nin yüzde 75'i diyorlar. Lig TV'de decoder satışlarını ölçü alıp, havuzu bölmek ve parçalamak istiyorlar" Başkan Demirören'in; Beşiktaş'ın seyircisi az olabilir, ama Türk futbolundaki kültürü ile bir numaradır sözünü kim inkar edebilir ki. "Beşiktaş'ın seyircisi az, TV gelirlerinden az para alır" mantığı geçerli değil. Başkan Demirören'in bu konudaki radikal kararı çok doğru. Ayrıca son günlerde yaratılan atmosferi bildiğim için de "Peki çözüm nedir?" dedim... Başkan Demirören şöyle dedi: "Bu konuda savaşacağım. Asla müsade etmeyeceğim. Gerekirse konuyu Sayın Cumhurbaşkanına kadar götüreceğim." Ben de şunları söyledim: "Türkiye'de önce Beşiktaş vardı. Beşiktaş 101 yıllık kulüp, Beşiktaş bir kültür. Beşiktaş Türkiye'nin aynasıdır. Fenerbahçe ve Galatasaray'ın Beşiktaş'ı devre dışı bırakmak için işbirliğine gitmesi Beşiktaş'a değil, kendilerine ihanettir. Türk futboluna ihanettir." Elbette gelinen bu noktada medyanın da duruşu çok önemliydi. F.Bahçe ve G.Saray'a inanılmaz sempatiyle bakan ve orada olanları görmemezlikten gelen medya, söz konusu Beşiktaş olunca hemen tavır alıyordu. Medyanın duruşu konusunda sıkıntılar yaşayan Başkan Demirören, Emre Aşık konusunu tekrar gündeme getirip, "Beşiktaş TV'den Emre Aşık'a özür dileten benim. Beşiktaş'ın bu centilmence tavrını anlamayanlar Hooijdonk'un çirkin davranışını örtbas ettiler. Bu konuda Beşiktaş medyasından sadece Turgay Demir (Pasfotomaç) savaştı. Emre Aşık'ın cezası affedildi ama Hooijdonk ceza kuruluna bile verilmedi. Sadece Beşiktaş'ın maçlarını TV'lerde incelemek (Fener ve G.Saray'ı es geçmek) hangi meslek etiğine sığar" dedi... Başkan Demirören dışarıda ezeli rakipleri Fener ve Galatasaray'a savaş açarken, Federasyon da ve MHK'da haklarını korurken içeride de sorunlarla boğuşuyordu. Başkan'la çok özel sohbette, "İpleri eline al" dedim. Elbette bu başkana yol göstermek değildi. Çünkü Beşiktaş geleneksel olarak başkanlık sistemi ile yönetiliyordu. "Tüm eleştirilere karşı Beşiktaş duruşu dediğimiz kararlı ve güvenli biçimde olaylara müdahele et" dedim... Başkan, geçmişe değil geleceğe baktığını söyleyerek şu mesajları verdi:
1- Geçmişi tartışmayalım. Geleceğe bakalım. Bundan sonra ben bile para verip biletimi Biletix'ten alacağım.
2- Hiç korkmadan Alattin Çakıcı'yı kulüpten ben ihraç ettim. Ama Sedat Peker dosyası hâlâ Fenerbahçe'nin içinde.
3- Elbette bedava bilet verildi. Bu rakam 5 bini geçmedi. Ama 30 bin bedava bilet dağıtan Fenerbahçe'den kimse söz etmedi.
4- Tribün terörüne ilk savaşı Beşiktaş açtı. Komisyonlar kurduk ve çalışmaya başladık. Fenerbahçe'de silahlar konuştu kimse bu olayın üzerine gitmedi. Maalesef evimizde bir cinayet işlendi. İşte içimizi yakan ve bizi susturan budur. Ama, İnönü'ye Ölüm Stadı demeyi de içime sindiremem. 3 maç cezayı ise tribün terörünü Türkiye genelinde bitirmek için kabul ettim, itiraz etmedim.
5- Galatasaray hâlâ stat ararken biz İnönü'yü 33.500 kişilik yaptık. Fenerbahçe'nin stadı ise 42 bin 500 kişilik. 55 bin diyerek yalan söylüyorlar.
6- Beşiktaş bu sezon futbol olarak beni ve taraftarlarımı çok üzdü. Del Bosque'yi bırakmam. (Nevzat Demir'in hocamıza kasap demesine çok üzüldüm) Cordoba ve Ronaldo'yu ise göndereceğim. Pancu kalacak. Çok kaliteli transferler yapacağız. Bu konuda ekip bile kurduk (Sinan Engin transfer komitesinin başına geçmiş, bunu başka yerden öğrendim..) Ayrıca Ümit (Denizli), Sinan, Eser, Yasin (Diyarbaktır), Gökhan (Gaziantep) gelecek yıl yeniden geri dönecekler. Sohbete nokta koyarken iki özel konudan da bahsettik. Futbol Şubesi Sorumlusu Kıvanç Oktay'ın başarı ya da başarısızlığı!... Anladım ki Başkan, eniştesi olan Kıvanç Oktay'a çok güveniyor. Bir de şu Ronaldo ve Zago meselesini, yani geçen yıl kaçan şampiyonluğu sordum... Şunu anladım ki Başkan her konuda araştırma yapmış. Hatta futbolcuların banka hesaplarını bile! Ama hepsi temiz çıkmış. Anlaşıldı ki geçen yıl Beşiktaş'ın elinden alınan şampiyonluğun suçlusu MHK. Bu seneki bazı maçlarda görüldüğü gibi...
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|