| |
Düğünde düdük satanlar
Yozgat yöresinde yaygın bir sözdür: "Düdük, düğünde satılır." Düğün çoluk, çocuk herkesin toplandığı bir ortam... Çocuk, neyle eğlenecek... Düdükle... Bunu bilen düdük satıcıları da, düğün yerine doluşurlar. 17 Aralık yaklaştıkça, kimi Avrupalı "yeni bir şart daha" öne sürüyor. Kimi de "yeni bir raporla" ortaya çıkıyor. Cemil Çiçek bunları "Yozgatlı düdükçülere" benzetiyor. "Düdük düğünde satılır" diyor ve devam ediyor:
*** "17 Aralık'ta düğün var ya... Tarih yaklaştıkça, birileri, fırsattan istifade, düdük satmaya başlıyorlar. Raporlar havalarda uçuşuyor. Oysa bugün seslendirilen konulardan hiçbiri, AB için öngörülen siyasi kriterler arasında yok. Kıbrıs yok, patrikhane yok, ruhban okulu yok. Bunlar suyu bulandırma gayretleri. Bunlar, düdük satma hevesleri. AB bir uygarlık projesi. Türkiye, başından itibaren bu projeyle ilgili. Zaman içinde sağ, sol iktidarlar gelip, geçti. Tek başına iktidar dönemleri de yaşandı, koalisyonlar da. Fakat, ana eksende hiçbir değişiklik olmadı. Ana eksen, Türkiye'nin modernleşme yolunda, AB yolunda ilerlemesi. Bu süreçte Türkiye'ye taahhütte bulunuldu. Sözler verildi. Avrupa'nın, Türkiye'yi içine alması gerekiyor. Şu anda da hiçbir sorun görünmüyor. 17 Aralık'ta, bize tarih verilecek. Düdük satıcıları da bunu böyle bilsinler."
*** Cemil Çiçek'in "düdükçüler" benzetmesi, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger'in çok hoşuna gitti. Ve Dülger "konuya" bir eklemede bulundu: - Düğün yaklaşırken düdük satmaya çalışanlar sadece Avrupa'da değil ki... Türkiye'de de sayıları birden artıverdi.
*** Dülger Ankara'da bir toplantıya katılmış. Eski, yeni siyasetçiler... Eş, dost... Değişik partilerden insanlar... Dülger dün bize o toplantıdan bahsederken şöyle dedi: - Hayret edilecek bir şey, çok kişi yeterli bilgiye sahip olmadığı konuda, tartışmaya katılıyor... Konuyu bilmiyor ama fikir söylüyor. "Siz onlara ne dediniz" diye sorduk. Dülger "şaka ile karışık" yanıt verdi: - Düğünde düdük satmayı bırakın da, bilgi sahibi olmaya bakın dedim.
*** Mehmet Dülger: - AB olayı bir büyük proje... Birlikte barış ve refaha hizmet projesi... Ama bu konuda Batı'da da korkular var, bizim içimizde de. Dülger'e göre Batı'daki korkunun 2 nedeni var: 1. Türkiye'yi iyi bilmiyorlar... Israrla anlatmamız lazım. 2. Tarihten gelen önyargılar var... Kırmak için uğraşmamız lazım.
*** "Ya içerideki korkular" diye sorduk. Dülger: - Batı'ya teslim mi oluyoruz korkusu.
*** Türkiye'nin "Batı yolculuğu" büyük bir "değişim" projesi. Değişim kolay değil. "Korkanı da, karşı çıkanı da, taş koyanı da" olacaktır. Ama Batı ya da biz istesek de, istemesek de "değişim kaçınılmaz."
|