|
 |
|
 |
Umut TIR'ı ölüm taşıdı
Tır şoförü arkadaşı tarafından "Benimle Fransa'ya gel, iş bulursun" diye Çeşme'de konteynere bindirilen tekvandocu Muharrem Koç havasızlıktan öldü.
20 GÜN SONRA İtalya'da konteyneri açınca Koç'un cesedini gören şoför, aracı Avusturya'nın Salzburg kentinde terk edip kayıplara karıştı. Koç'un cesedi 20 gün sonra bulunabildi.
*** Umuda yolculuğu nefessiz kaldığı konteynerde bitti
Kaçak olarak Fransa'ya girmek isteyen Muharrem Koç, komşusunun konteynerinde üç gün kapalı kaldığı için, havasızlıktan öldü.
Kaçak yolla olsa da dört yıl önce çalışmak üzere gittiği Fransa'yı bir türlü unutamadı Muharrem Koç. Oysa İstanbul'a döndüğü zaman sevdiği kızla evlenip kendi yuvasını kurmuş, iki yıl önce doğan oğluyla mutluluğu bir kat daha artmıştı. Biraz geçim derdi çekiyordu ama, "Boşver' diyordu çok sevdiği sevdiği karısı; "Bu devirde kim çekmiyor ki." Madalyalı bir tekvandocuydu Muharrem Koç. 1998 İstanbul ve Marmara şampiyonluğunu kazanmıştı. Bu yüzden karate salonlarında ders vererek para kazanmaya çalışıyor, bazen de inşaat işlerinde çalışıyordu. Ama dedik ya; aklı hep Fransa'daydı. Yeniden bu ülkeye gidip, çalışmak istiyordu.
BABASI CAYDIRMAYA ÇALIŞTI Tek istediği eşi ve çocuğuna hakkettiği hayatı yaşatmak olan Koç'un kaderi, evlerine 50 metre mesafede oturan komşusu Öcal Eroğlu ile tanıştıktan sonra değişti. TIR şoförü olarak çalışan Eroğlu, Muharrem'e "Fransa hayalini gerçekleştirebileceğini" söyledi. Muharrem durur mu; 'mutlu' haberi hemen babasına söyledi. Önce karşı çıktı babası. Hatta Muharrem'i "Artık maddi durumumuz iyi, gitmene gerek yok" diye caydırmaya çalıştı. Bu uğurda Öcal Eroğlu'nun kapısını çalıp, oğlundan uzak durmasını bile istedi. Fakat "Yurt dışına adam kaçırma işini yıllardır hatasız yaptığını" ve "Muharrem'i yedek şoför olarak yanında götüreceğini" anlatan Eroğlu, talihsiz gencin babasını ikna etti. Muharrem'i ölüme götüren hazin öykü işte böyle başlar. Almanya'ya götüreceği yükü alan Öcal Eroğlu, Muharrem Koç'la birlikte İzmir Çeşme limanına doğru yola koyulur. Limana girdiklerinde önce yolcusunu konteynere bindirir, sonra da TIR'ını gemiye yükletir. Fakat TIR'ın şoförü olduğu halde, kendisi İstanbul'a döner. Üstelik iki gün boyunca Koç ailesine 50 metre uzaklıktaki mesafedeki evinden hiç dışarı çıkmaz. Ancak üçüncü gün uçakla İtalya'ya gidip, içinde Eroğlu'nun bulunduğu aracı limandan alır. Konteynerin kapağını açtığında ise, Koç'un cansız bedeniyle karşılaşır. Bir insana sadece iki saat yetecek kadar oksijen bulunan meküç gün geçirmenin bedelini, havasızlıktan ölerek ödemiştir talihsiz yolcusu.
"OĞLUMUZU TABUTA KAPATTI" Arkadaşının cesedini gören TIR şoförü, hemen Avusturya'ya doğru yola koyulur. Bu sırada ailesini arayıp, "kimseye görünmeden mahalleden taşınmalarını" istemeyi ihmal etmez. Öcal Eroğlu'nun eşi ve çocuklarının taşınması üzerine şüphelenen Koç ailesi ise, oğullarını aramaya başlar.Acı haber tez ulaşır. Avusturya'nın Salzburg şehrinde terk edilen konteynerin içinde, Muharrem'in cesedi bulunur.. Avusturya'ya giden aile fertleri, otopsiden sonra cenazeyi İstanbul'a getirerek, defneder. Fransa'ya gönderdikleri oğullarının cesedini alan Koç ailesi, olayın bir cinayet olduğunu söylüyor şimdi: "Çocuğumuzu nefes alamayacağı bir 'tabut'un içine kapattı" diyerek şikayetçi oldukları Öcal Eroğlu hakkında çoktan suç duyurusunda bulunmuşlar bile. Zaten Avrupa'nın birçok ülkesinde de polis bu ihmalkar şoförün peşinde.
GÜNGÖR KARAKUŞ
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|