|
Munzur'un serin suları barış için akacak (mı?)
|
|
Türkiye'nin ilk milli parkı olan Munzur Vadisi'ne bu barajı kim ve nasıl yapacak ey ihvanlar? Zaten insanı seyrelmiş bölgeyi, tamamen Robinson Adası mı yapacaksınız ey efendi biraderler? Bazı bürokratların bu dayatması dağ keçilerini tekmil tedavülden kaldıracak haberiniz ola heeey!....
Pera Palas'a, Ali Özgentürk'ün Zaman filmi setine gitmiştim. Kapıda bir grupla karşılaştım. Aralarında duran genç kadına; " Başkanım, Başkanım..." diye hitap ediyorlardı. Sonra o genç kadın bana dönüp gülerek elini uzattı: n Merhaba Savaş Bey. Ben Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil. Gökte ararken yerde buldum sizi. Munzur Festivali'ne davetlimsiniz... Yukarıdaki konuşma olalı 2 hafta filan geçti ve Tunceli'de, Munzur Festivali'ndeyim işte. Elazığ üzerinden geçip, feribotla Pertek'e gelip, oradan da Tunceli'ye tırmanmışım. Bu, Tunceli'ye dördüncü gelişim. İlki 1978'deydi. Sancılı yılların döşünde, memleketin de en sancılı yöresine geldiğimde yaptığım söyleşiler, o zamanki Genel Yayın Müdürüm Abdi İpekçi tarafından biraz da şaşkınlıkla karşılanmıştı.
DOĞU ÇOCUKLARI BEN: Efendim, gelinlik kızlar çeyiz çarşaflarına İbrahim Kaypakkaya resimleri işliyor. Dükkanların adı Güney (Yılmaz Güney'den mülhem), Arkadaş, Umut... Polislere ev kiralanmıyor, ufacık çocuklar 6-7 yaşında sabiler fraksiyon tartışması yapıyor. Halk gece gündüz okuyor, yazıp çiziyor. Hemen herkes bir örgütün militanı ya da sempatizanı.
Abdi İpekçi: Her şeyi anladım da, 6-7 yaşında çocuklar nasıl olup siyasi tartışma, fraksiyon muhabbeti yapar evladım? Biraz da yaş gereği cehaletin cesaretiyle yanıtlamıştım Abdi Bey'i *Hocam batıda 6 yaşında çocuklar keman, piyano resitali de vermiyor mu? Doğu çocuklarının ne eksiği var?.. Abdi Bey gülerek başımı okşamış ama lafını oturtmuştu; *Batıda biraz daha büyük çocuklar da pabuç gibi dil uzatıyor bak!..
KADINDAN BAŞKAN MI? Utanmış, kızarmış, kendime kızmıştım, ama ertesi gün yazdıklarımın satırına dokunulmadan gazetede olduğunu görüp sevinmiştim... "Şimdi ne değişti Tunceli'de?" derseniz çok şey. Cümle cümle yazayım da kolaylık olsun. Çankaya Belediyesi'nde memur olarak çalışırken Demokratik Güç Birliği'nin Tunceli Belediye Başkan adayı olarak SHP'den seçimlere gireceği açıklanan Songül Erol Abdil, önceleri diğer aday adayları arasında "hoş karşılanmamıştı." DEHAP kökenli olan Songül Erol Abdil, seçim çalışması boyunca "Dersim, kadınla özgürleşecek" sloganıyla dikiş tutturdu ve CHP'yi kalesinde yenip galip çıktı yarıştan. Songül hanımın en büyük yardımcısı, görme özürlü, avukat eşi. Bazen danışmanı, bazen de akıl hocası gibi çalışıyor genç avukat. Komplekssiz, sitemsiz, höt hötsüz bir adam. Her muhabbetimizde biraz daha sevdim ve saydım bu genç çifti.
KAFA YİNE O KAFA... Önce fraksiyon tartışması yapan çocuklara göz atalım. "2004'de Tunceli çocukları ne durumda?" derseniz; gönül yine o gönül, kafa yine o kafa çocuklarda. Lakin söylemleri değişmiş. Onlar ağabeyleri, ablaları, babaları, dedeleri gibi " Munzur'un suları barajlara değil, barışa akacak" diyorlar en çok. Bölgede yatırım sıfır. Buna rağmen yapılacak barajlara beşikteki, eşikteki, okuldaki, yoldaki herkes neden karşı çıkıyor? Çünkü, Türkiye'nin ilk milli parkı kabul edilen ve koruma altındaki Munzur yaylasında ekolojik dengeyi alt üst edecek, doğayı bozacak bu barajlar. Peki projeye kim onay verdi, diyorum. Amerikalılar hazırlamıştı, Ecevit Hükümeti onay verdi, diyorlar. Bir de Türk ortağı varmış Amerikan şirketinin, Ata Grubu... Türkiye'nin ilk milli parkı olan Munzur Vadisi'nde bir çevre katliamı tedirginliğiyle bekliyor herkes. " Enerji üretimimizi yüzde 1 bile artıramayacak 8 baraj uğruna 85 kilometrelik vadi iğdiş edilecek. Munzur Vadisi'ni barajlarla kelepçeleyecekler. Bu topraklar tam 1600 çeşit bitki türü barındırır, 45-50'si sadece burada yetişir. Binbir su akıntısı, görkemli bir doğa güzelliği içinde döne kıvrıla akar, Munzur Çayı ile buluşur. Yapılacak 8 baraj yüzünden salam gibi doğranacak burası" diyorlar. Bir başka iddia ise çok çarpıcı, çok sarsıcı. Diyorlar ki; "Burada yüzlerce köy, mezra o yangınlı günlerin ateşinde kül oldu. İnsanlar göçtü gitti buralardan. Üstüne ambargo da geldi. Şuradan Ovacık'a gitsen, 6-7 kez aranıyor, kayıtlanıp, fişleniyordun. Yöre zaten tenhalaştı. Şimdi buranın doğal güzellikleri de yok edilecek ve insansızlaşacak buralar. Belki de Tunceli'yi Elazığ'a filan bağlı bir ilçe yapmayı düşleyenler vardır."
ALEVİ DEDELERİ BİR başka çarpıcı sav ise Alevi Dedelerden geliyor. Onlar da diyor ki; "Şimdi 'köye dönüş', 'geri dönüşü teşvik' adı altında paralar veriyor devlet. Bununla evini yeniden yap, diyor. Amaç AİHM'ne başvuruları önleyip tazminat ödememek. Gelip buraya ev yapacak, sonra vadi berbat olunca kendiliğinden çekip gidecek Dersimliler..." Başka nelere mi mani olacak bu barajlar? Anlatılan şöyle; "Dünya üzerinde benzeri çok az bulunan kırmızı pullu alabalıkların,çengel boynuzlu ve Bezuvar dağ keçilerinin soyu tükenecek. Kar yağışları azalınca Munzur gözelerinin kaynakları azalacak. Munzur Vadisi üzerinden gerçekleşecek tüm ulaşım sona erecek. Ovacık - Tunceli yolu ortadan kalkacak, il merkezine kimse gelmeyecek. Çünkü oraya yol düşmeyecek. Kimse tenha sapa böyle bir yere yatırım yapmayacak. Barajlar yıllar içinde çamurlarla kaplanacak. Herkesin kutsal saydığı efsanevi Munzur Baba'nın tüm görkemi güzelliği yitecek...
HEPSİ OKUMUŞ VE JÖLELİ BÖLGE insanının yarıdan fazlası Almanya, Fransa, Belçika ve İsviçre'de yaşıyor, çalışıyor. OHAL kalkınca şimdi hepsi topraklarına dönüp tatil yapıyor. Şehrin her yerinde jöleli, dövmeli, göbeği açık giysili, şortlu, taytlı delikanlılar, genç kızlar dolaşıyor. Büyüklerin dili Kürtçe ve Zaza aksanlı, gençlerin Türkçesi ise Fransızca, Almanca karışımı...
YARIN: ŞAŞIRTICI DESTEK Munzur Festivali'ne en büyük maddi destek hangi AKP'li bakandan geldi? Çok para isteyen Yıldız Tilbe ve bazı sanatçıların parasını kim kendi bakanlık bütçesinden ödedi? Tunceli'de polis olmak!.. Sinemasız kentte yaşamak!.. Yıldızsız otellerde kalmak!.. Ve neden her şeyin adı BARIŞ?.. Ovacık, Hozat, Pülümür ve Çemişkezek'te neler oluyor?
|