Bebek odası hazırlayanlara
Anne baba adaylarının en heyecanlı dönemi bebek odası hazırlarken yaşanır. Dikkat edilmesi gerekenlerin başında bebeğin uyku köşesinin, oyun oynayacağı alanın, eşyalarının düzenlenmesi geliyor. Ses izolasyonunun iyi yapılması; duvarlarda doğal, kokusuz, silinebilir boya ya da kağıt kullanılması gerekiyor.
*** Düşler odada başlıyor
Bebek için, mışıl mışıl uyuduğu, sessiz bir oda idealdir. Büyüdükçe oynayacağı, düşler kuracağı bir oda. Burayı hazırlarken doğru tercihleri yapmak gerekir
Sizlere bu haftadan itibaren dekorasyon dünyasından haberler verip, yorum, inceleme ve gözlemlerimle yeni bir sayfa açıyorum. Ben Meltem (Muradoğlu) Etcheberry, yüksek iç mimar ve tasarımcıyım. Soyadımı Etche -Berry olarak ayırırsak, Fransız olan eşimin bölge dilinde "yeni ev" anlamına geliyor. Bu ilginç tesadüfle evliliğim ve mesleğim birbirini çok güzel tamamlıyor. Altı yaşında bir oğlum var, bence yaptığım en iyi tasarım !... Sayfamın adını 4 element diye adlandırmamın nedeni, okudukça anlayacağınız gibi, konularımı toprak (iç mekan), ateş (obje), hava (dış mekan) ve su (peyzaj) olarak ayırıp, her sayıda bir ya da birkaçını incelemeyi düşündüğümden.
TOPRAK Her anne ve babanın bebekleri için doğumundan önce hayal ettiği bir odayla başlamak istiyorum bu haftaki konuma. Bebek bu odada önceleri beşiğinde uyuyacak, temizlenecek, giydirilecek, ona ninniler, masallar okunacak ve ilk oyunlarına başlayacak... Böyle tatlı bir atmosferin yaşandığı bu ilk mekanı, doğum öncesi heyecanlı bekleyiş sırasında tam hayal edilene uydurabilmek her zaman kolay olmayabiliyor. Bebeğiniz ve sizin için bu çok anlamlı mekanı hazırlarken dikkat etmemiz gereken bazı kurallar var.
Oda planlanmasının doğru çözülmesi, bebeğinizin uyku köşesinin, oyun oynayacağı alanın, eşyalarının düzenlenmesinin ve temizlik, güvenlik tedbirlerinin en baştan belirlenmesi gerekir. Alınan tüm ürünlerin fonksiyonel ve ergonomik olması, kolay temizlenirliği hem sizin, hem de bebeğin rahatı açısından önemlidir. Odanın ses ve termik izolasyonunun iyi yapılması, zor tozlanan, kaygan olmayan bir zemin malzemesi ile duvarlarda doğal, kokusuz, silinebilir boya ya da kağıt kullanılması gerekir. Aydınlatma ve renk seçimi göz zevkimizin yanı sıra bebeğin göz sağlığını koruması ve görsel rahatlığı düşünülerek yapılmalıdır.
İlk doğduğunda sadece belli belirsiz karartılar farkedebilen bebekler, zamanla yaşamı ellerindeki oyuncaklarla, giysileriyle, yedikleri, içtikleri gıdalarla, çevrelerindeki doğal hayatla, bahçeyle, denizle, gökyüzüyle veya insanları tanıyarak, oynayarak eğlenceli bir şekilde öğreneceklerdir. Bunun içindir ki, her ne kadar bizler genelde hayallerimizi tek başımıza gerçekleştirmekten hoşlansak da, özellikle çocuklarımızın sağlıklı gelişimi açısından son derece önemli olan "odalarının" tasarlanmasında bir uzmana danışmanın faydalı olduğuna inanıyorum.
Öneri: Yeni açılan Etiler Up Town alışveriş merkezi çocuk bölümünü bir gezin derim.
ATEŞ Çocuklarımızın eğitiminde oyunun ve dolayısıyla oyuncağın ne denli önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Oyuncak bir çocuğun ilk mülkü sayılır. Oyun bir çocuk için o denli önemlidir ki, verenle alan arasındaki sevgi iletişiminin bir parçasıdır. Küçücükken onun ilk sırdaşı, arkadaşıdır. Aynı zamanda oyuncak onların zihinsel ve fiziksel gelişimlerine katkıda bulunduğu gibi, paylaşmayı, sosyalleşmeyi öğreten önemli bir faktördür. Çocuklarımızı kaliteye dokunmaya, güzeli kullanmaya nedenli alıştırırsak, ileriki zevk ve beğenilerini de o derecede geliştirebiliriz. Aldığımız oyuncakların formları, boyut ve yaşa uygun tasarımları, ürün kaliteleri, sağlıklı malzemeleri açısından batılı standartlarda olmasına dikkat etmeliyiz.
İşte bu yüzden ben bu oyuncakları alırken niye bazen daha seçici ve bilinçli davranmıyoruz çok merak ediyorum. Kimi zaman yaşına, meraklarına, gelişimlerine uygun ve hayal güçlerini arttıran oyuncaklar seçmeyip fantastik, plastik ürünlerle boğuyoruz onları. Nasıl abur cubur yemekle midelerini doldurmayalım diyorsak, abur cubur oyuncaklarla da odalarını doldurmayalım. Uzun yıllar yurtdışında yaşamış biri olarak oyuncak konusunda Türkiye'- deki eksikliği hep hissettim. Orada da büyük oyuncak marketleri var ama genelde şehir dışında. Bilinçli olarak küçük mağazalar korunmakta. Dolaşırken kimi küçücük butik tarzı, içi kocaman bir oyuncak kutusuna düşmüşsünüz hissini veren oyuncak mağazalarına zaten hayrandım, oğlum doğduktan sonra bu merak hastalığa dönüştü! İçeriye adımınızı atar atmaz ilk farkedilen oyuncaklardaki kalite.
İster eğlenceli, ister öğretici ya da ikisi birden ama hepsi doğal malzemelerden yapılmış. Çevre bilincini minicikken öğreniyorlar böylelikle. Biliyorsunuz ki elindeki oyuncak ona kesinlikle zararlı değil, ısırsın, kemirsin (Özellikle diş çıkartma döneminde bayağı faydalı oluyor) Bu arada AB direktifli mobilyalar son derece iyi etüd edilip, tasarlanmış. İş sadece çocuk boyutlarını öğrenmekle de kalmıyor, onun eylemlerini, hayal dünyasının boyutlarını da çok iyi bilmek gerekiyor. Örneğin, o bir iskemlede sadece oturmaz, aynı iskemleyi oyununun bir parçası olarak sizin inanamayacağınız şekillere de sokar ! Sonuçta, buradan üreticilere çocuklarımızın sağlığını düşünerek, ticari kaygılardan birazcık uzak ürünler üretmelerinin, alıcı bizlerin de daha titiz, bilinçli tercihlere yönelmemizin ilk çağrısını yapıyorum.
Öneri: Sunay Akın'ın Oyuncak Müzesi yakında açılacak, çocuklara ve oyuncak sevenlere duyurulur! Kendisinin oyuncaklarla ilgili kitabı da oldukça ilginç ( Kırdığımız Oyuncaklar-Çınar Yayınları)
HAVA Çocuğu olan, ya da çocukla ilgilenen hepimizin bildiği şey, dışarıda yağmur da, kar da yağsa, eğer o çocuk dışarıya çıkamazsa kendisiyle birlikte herkesi bunaltır! Özellikle apartmanlarda yaşamanın çoğaldığını, sokaklarda eskisi gibi güvenli oyun ortamının kalmadığını düşünürsek oyun alanlarının önemi daha da artmakta. Ancak, çevremize baktığımızda onların sağlıklı deşarj olacağı yerleri görmemiz çok da kolay değil. Var olanların çoğu da o denli itinasız üretilmiş ve gelişigüzel düzenlenmiş ki, ya çocuğunuzun oynamasından korkuyorsunuz, ya da zaten bir iki ay sonra orası burası kırıldığından tamamen "oyun dışı" kalıyor. Oysa eminim ilk başta bir yığın paralar ödenerek ve oldukça özenilerek yapılmışlardır. Ama keşke bazen küçük çocuklar için yapıldığı tartışılabilir olan bu parkların seçiminde bir az daha dikkatli davranabilsek, hem uzun vadede ekonomi yapmış olur, hem de çocukların gerçekten eğlendiklerini hissederiz.
Avrupa'dan örnek vereyim, öncelikle CE normlarına uymayan hiçbir oyun ekipmanını görmek mümkün değildir. Oyun parklarının normal parklardaki yeri, zemin malzemeleri vb. baştan planlanmıştır. Aktiviteler yaş gruplarına göre ayrı ayrı tasarımlanmış ve konumlandırılmıştır. Bazılarında kum ve su oyunları bile düşünülmüştür (Çamaşır makineleri sağ olsun!) Sağlıklı, dayanıklı, hem de daha sıcak bir etkisi olduğundan ekipmanların çoğu ahşaptan üretilmiştir. Biz büyüklerin bile dayanamayıp oynamak geliyor içinden... Eh bunca laftan sonra, bugün sizin ve de çocuğunuzun gezmekten zevk alacağı bir parkı, siz kahvenizi yudumlarken, onun da eğlendiğini seyredebileceğiniz yerleri şöyle bir düşünün (Bebek Parkı) ve haydi gidin!
SU Sakinleştirici ve rahatlatıcı etkisiyle banyo ve su oyunları onlar için müthiş bir su terapisidir. Oğlum yaklaşık bir yaşındaydı sanırım, banyoya aldığım eğlenceli su oyuncaklarından neredeyse kendi lüzumlu eşyalarımıza yer kalmadığı için eşimin alaylı serzenişlerine pek kulak asmadan, banyosunda oynayarak epeyce zaman geçiriyorduk. Bence bu tarz oyuncaklar çocuğun suya alışması, özellikle de varsa korkusunu yenebilmesi için ideal. Güzelce kremlendikten sonra uzun bir uyku da cabası.
Ayrıca bu oyuncaklardan bazıları duvarı süsleyebilecek şekilde, askılıklı tasarlanmış, dilerseniz banyonuzun dekorasyonunu da bu oyuncaklarla renklendirebilirsiniz. Şayet banyo sadece ona aitse, epeydir piyasada çocuklar için çok orijinal banyo seramikleri ve perdeleri bulunmakta. Dolapların kulpları da bu dekorasyonun uyumlu bir parçası olabilir, inanılmaz şeker kulplar var, beğeneceğinize eminim. Yani, biraz hayal gücünüzü kullanarak, çocuğunuza banyo zevkini aşılayacak hoş bir mekan yaratmanız aslında hiç de zor değil...
Son yıllarda evlerde ve özellikle de anaokullarında gördüğüm ilginç klozetler bana taa küçüklüğümden beri neredeyse her el yıkayışımda yeniden şekillendirdiğim kendime ait bir lavabo tasarımını aklıma getiriyor. Ben lavaboyu iki tane tombul gözü, uzun ince bir burnu ve kocaman, gülen bir ağzı olan komik bir yüze benzetiyordum! Gelen suyu, sabunu hüp diye yutan bir yüzdü bu. O zamandan beri aslında protipini hiç yapmadım ama tasarım hakkımı saklı tutup, bu komik fikrimi üreticilerin bilgisine sunuyorum!
Meltem Etcheberry
|