|
 |
|
 |
Hâkimin isyanı
“Muhafız Alayı ihalesine fesat” davasına bakan hâkim, askeri savcının görevsizlik kararına kızdı: Dünyada böyle şey olmaz
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı inşaatı ihalesine fesat karıştırıldığı iddiasıyla açılan dava başladı. Limak firması çalışanları ve bazı subaylardan oluşan 21 sanık, 26 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
"ÇOCUKLARIMA MİRAS KALACAK" Ağır Ceza Hâkimi Elvan, duruşmada bir sanığın "Askeri savcılık görevsizlik verdi" sözüne sert çıktı: "İşine gelince veriyor. Dünyada 25 sayfalık görevsizlik kararı yok. Bir örneğini aldım, çocuklara miras olarak bırakacağım."
"BURASI AĞLAMA DUVARI DEĞİL" HAKİM, sanıklardan emekli subayın "Kötü dönem geçirdim. İş yoğunluğundan detaylı araştırma yapamadım" sözü üzerine de "Burası ağlama duvarı değil. Bu nasıl iş yoğunluğu? Ben hafta sonu bile çalışıyorum" dedi.
*** Hâkimi bile çileden çıkaran duruşma
Muhafız Alayı İnşaatı'nda usulsüzlük yapılarak, müteahhit firma Limak'a toplam 1 trilyon haksız kazanç sağlandığı gerekçesiyle açılan davanın ilk duruşması Hâkim Hakkı Elvan'ın isyanına dönüştü. Sanıklara gerekli fiyat araştırması yapmadıkları için çıkışan Mahkeme Başkanı Elvan, askeri savcılığı da "İstediği zaman görevsizlik veriyor, istediği zaman vermiyor. Böyle şey olmaz" diyerek eleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanlığı inşaatında usulsüzlük yapılarak, Müteahhitler Birliği Başkanı Nihat Özdemir'in firması Limak'a toplam 1 trilyon 21 milyar 281 milyon lira haksız kazanç sağlandığı gerekçesiyle açılan dava, Mahkeme Hakimi Hakkı Elvan'ın isyanına dönüştü. Askeri savcılığın, olayı soruşturup ortaya çıkarmasının ardından görevsizlik kararı vererek, davayı sivil mahkeme olarak kendilerine sevk etmesine sinirlenen Hakim Elvan, "Görevi kötü kullanma suçu karşısında görevsizlik kararı verildiği nerede görülmüş?" diye sordu.
BİR TRİLYONLUK VURGUN Dün başlayan dava, Müteahhitler Birliği Başkanı ve Fenerbahçe İkinci Başkanı Nihat Özdemir'in firması Limak'ın, Muhafız Alayı Komutanlığı'nın inşaatı için andezit taşı döşemesinde 1 trilyon 21 milyar 281 milyon lira haksız kazanç elde ettiğine ilişkin ihbarın doğru çıkması üzerine açıldı. İhbarı yapan Ankaralı müteahhit Nihat Sürgüt'ün, Milli Savunma Bakanlığı içinde "ihale çetesi bulunduğunu" ileri sürmesi üzerine, Genelkurmay Başkanlığı içinde geniş kapsamlı bir soruşturma başlatıldı. Soruşturmada, Muhafız Alayı'nın inşaatının ihalesinde, Milli Savunma Bakanlığı İnşaat Emlak Daire Başkanlığı'nda o dönemde görev yapan, aralarında iki albayın da bulunduğu subayların yaptıkları işlemlerle müteahhit firma Limak'a 1 trilyon 21 milyan 281 milyon lira haksız kazanç sağlandığı belirlendi.
BURASI AĞLAMA DUVARI MI? Askeri müfettişlerin incelemesinde, gönderilen faturaları Özdemir'in firması Limak'ın Ankara Sanayi Odası'ndan (ASO) onaylatmadığını da tespit edildi. Limak'ın ASO'nun sahte mühür ve imzasını kullandığı da araştırma sonucunda ortaya çıkarıldı. Limak'ın "Sahte işlem yaptığı", Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın sorusu üzerine ASO tarafından da resmi bir yazı ile bildirildi. Askeri Savcılık, 4 ay süren soruşturmasından sonra, sanıkların Türk Silahlı Kuvvetleri'nden emekli olmalarını gerekçe göstererek görevsizlik kararıyla dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
İşte bu davalara konu olan Muhafız Alay Komutanlığı ihalesinde usulsüzlük yapıldığına ilişkin 4 tutuklu sanığın bulunduğu davanın, ilk duruşması dün gerçekleşti. Sanıklardan 16'sının katıldığı duruşmada ilk olarak iddianame okundu. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) İnşaat Emlak Başkanlığı'nda, suçun işlendiği tarihte kontrol mühendisi olarak çalışan emekli subay Ali Kargıoğlu savunmasına, "Kötü bir dönem geçirdim ruh halim iyi değil" diye başladı. Bu söz Mahkeme Başkanı Hakkı Elvan'ı kızdırdı. Hakim Elvan, sanığın sözünü keserek şöyle çıkıştı: "Burası ağlama duvarı değil, eziyet yeri değil. Biz kimse suçlu veya suçsuz demiyoruz. Yargılama yapıyoruz, savunmanı yap..." Kargıoğlu, savunmasında, ihalelerde fiyat araştırması yapma gibi bir görevi bulunmadığını, buna rağmen inşaatta kullanılan andezit taşı ile ilgili fiyat araştırması yaptığını ancak bu araştırmanın iş yoğunluğu dolayısıyla detaylı olamadığını söyledi.
Kargıoğlu'nun bu sözlerine de sinirlenen Başkan Elvan, şunları söyledi: "İş yoğunluğu diyorsunuz, nasıl iş yoğunluğu? Cumartesi, Pazar günleri çalıştınız mı? Ben, hafta sonu da çalışıyorum. Nasıl piyasa araştırması yaptınız? Telefonla mı piyasa araştırması yapıyorsunuz? Altınızda arabanız var, niye yerine gidip öğrenmiyorsunuz?"
FATURALAR ONAYLANIR MI? İHALE tarihinde, MSB'nda çalışan sanıklar savunmalarında, iddianamede belirtildiği gibi, ihalenin fahiş fiyattan verilmediğini ileri sürdüler. Sanıklar, savcılığın "faturaların onaylanmadığı" iddiası karşısında ise proforma faturaların onaylanması gibi bir zorunluluk bulunmadığını, bunların birer fiyat teklifi anlamı taşıdığını anlattılar.
İhale sırasında İnşaat Emlak Daire Başkanlığı'nda Etüd Proje Şube Müdür Vekili olarak görev yapan, emekli Albay Hüseyin Tekel, fiyat konusunda alt kademede çalışanların araştırma yaptığını, bu araştırmayla ilgili olarak müteahhit firmaya yüzde 10-25 oranında değişen indirim yaptırdığını söyledi. Mahkeme başkanı Elvan, sanıkların ifadelerini alırken sürekli olarak askeri savcılıktaki ifadelerine atıfta bulundu. Sanıklardan Ali Kargılıoğlu ve emekli Albay Zafer Toklu'nun askeri savcılıkta, "Müteahhit tarafından, sahte faturalarla aldatıldığımızı anladık.
Firmalar sanki ağız birliği yapmışçasına tek fiyat veriyorlardı. Bizim de seçim şansımız yoktu" dediklerini hatırlatan Mahkeme Başkanı Elvan, asker kökenli sanıkların hepsine, "Faturalar sahte miydi?" sorusunu yöneltti. Sanıklar, askeri savcılıktaki ifadelerinin aksine dün çıkarıldıkları sivil mahkemede, "Biz, faturaların sahte olup olmadığı konusunu araştırmıyorduk. Böyle bir görevimiz ve sorumluluğumuz da yoktu" yanıtını verdiler.
MİRAS BIRAKACAĞIM" SUÇ tarihinde Emlak İnşaat Daire Başkanlığı'nda proje subayı olan Mehmet Haluk Göğüş, hakkındaki suçlamayı kabul etmediğini, askeri savcılığın görevsizlik kararındaki suçlayıcı ifadelere de itiraz ettiğini söyledi.
Başkan Elvan, bunun üzerine, askeri savcılığın ne yaptığını anlayamadığını belirterek şu sözlerle isyan etti: "Askeri savcılık işine gelince görevsizlik kararı veriyor, işine gelmeyince vermiyor. Askeri savcılığın görevsizlik kararının bir örneğini aldım.
Çocuklarıma miras olarak bırakacağım. Dünyanın hiçbir yerinde 25 sayfalık görevsizlik kararı olmaz. Ne yaptığını anlamak mümkün değil. Böyle bir görevsizlik kararı dünyanın hiçbir yerinde görülmez."
ÖZDEMİR'İN ORTAĞI GELMEDİ Mütahitler Birliği Başkanı Nihat Özdemir'in Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Limak Firması'nın ortağı sanık Nihat Bacaksız ise dünkü duruşmaya katılmadı. Muhafız Alayı inşaatı sırasında Limak firmasında çalışan Sıttık Kaya, İbrahim Fevzi Karadeniz ve Aydın Çelikcan da MSB'na verilen faturaların sahte olup olmadığı konusunda bilgilerinin olmadığını, şirket yönetiminde söz sahibi olmadıklarını ifade ettiler.
KEFALETLE TAHLİYE Mahkeme başkanı Elvan, sanıkların suçlarının değişme olasılığını göz önünde bulundurarak ek savunmalarını aldı. Mahkeme, duruşmaya kısa bir ara verdikten sonra dünkü ara kararını açıkladı. Mahkeme, askeri yedek hakimlik tarafından tutuklanan emekli subay sanıklar Ali Kargılıoğlu, Hüseyin Tekel, Zafer Toklu ve Tuğrul Balaban'ın, 5'er milyar lira kefalet karşılığı tahliyesine karar verdi. Dava dosyasını inceletmek için ODTÜ'den bilirkişi ismi gönderilmesini isteyen Mahkeme, yargılamayı mayıs ayına erteledi. İddianamede, 21 sanık hakkında, "Devlet alım satımına fesat karıştırma" , "dolandırıcılık" ve "sahtecilik" suçlarından 4 yıl 6 ay ile 26 yıl 3 ay arasında değişen hapis cezaları isteniyor.
Ersan ATAR - ANKARA
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|