|
|
|
|
Kadınlar üç ayrı baskıyla karşı karşıya
Sezer, "Hak ve özgürlüklerini kullanamayan birçok kadın aile içi şiddete, ayrımcılığa ve başta dinsel kökenli olmak üzere çeşitli baskılara uğruyor" dedi.
CUMHURBAŞKANI, "Türban sorunu, demokrasiye sığınılarak, demokratik atılımların gölgelenmesinden başka bir anlam taşımamaktadır" diye konuştu.
*** Sezer'den 8 Mart'ta türban mesajı
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yayınladığı mesajında türban sorununa vurgu yaparak, "Türkiye'nin önüne çeşitli dönemlerde getirilmeye çalışılan türban sorunu, demokrasiye sığınılarak, demokratik atılımların gölgelenmesinden başka bir anlam taşımamaktadır" dedi.
'ÇAĞDAŞLIĞIN GÖSTERGESİ' Kadınların toplumsal ve siyasal yaşama etkin katılımının, gelişmişliğin ve çağdaşlığın önemli göstergesi olduğunu kaydeden Sezer, "Türkiye'yi çağdaş ülkeler düzeyine çıkarmak isteyen yüce Atatürk, kadın-erkek ayrımcılığına son verecek yasal düzenlemeleri yaşama geçirmiş, bu yolda büyük devrimler gerçekleştirmiştir" dedi. Medeni Yasa'nın kabulü, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi gibi kazanımlar sonucu Türk kadınının kabuğunu kırdığını ifade eden Sezer şunları kaydetti: "Tüm bu gelişmelere karşın günümüzde, kadın-erkek eşitliğinin tam anlamıyla sağlanabilmiş olduğunu söylemek olanaklı değildir. Hak ve özgürlüklerini kullanamayan birçok kadınımız, aile içi şiddete, ayrımcılığa ve başta dinsel kökenli olmak üzere çeşitli baskılara uğramakta, ekonomik ve toplumsal kaygılar nedeniyle suskun kalmaktadır."
'LAİKLİĞİN GÜVENCESİ' Kadın-erkek eşitliğinin gerçek anlamda olanaklı kılınmasında eğitimin rolünün büyük olduğunu belirten Sezer, "Bununla birlikte, kadını erkeğin arkasında gören sosyo-kültürel düşünce yapısının kırılması da çok büyük önem taşımaktadır" dedi. Mesajında türban sorununa geniş yer veren Sezer, şöyle dedi: "Türkiye'nin önüne çeşitli dönemlerde getirilmeye çalışılan türban sorunu, demokrasiye sığınılarak, demokratik atılımların gölgelenmesinden başka bir anlam taşımamaktadır. Dinsel simgelerin, siyasal düşüncelerin aracı olarak kullanılmasına ve kutsal din duygularının kötüye kullanılmasına hoşgörüyle bakılamaz. Böyle bir durum, laik demokratik yapının özüne, gerçek inanç özgürlüğüne, eşitlik ilkesine olduğu kadar, ulusal birlik ilkesine de aykırı düşer. Din ve vicdan özgürlüğünün gerçek güvencesi, laiklik ilkesidir.'' Sezer, Cumhuriyet'le gelen kazanımlara rağmen kadın-erkek eşitliğinin tam sağlanamadığına dikkat çekti: "Hak ve özgürlüklerini kullanamayan birçok kadınımız, aile içi şiddete, ayrımcılığa ve başta dinsel kökenli olmak üzere çeşitli baskılara uğruyor, ekonomik ve toplumsal kaygılar nedeniyle suskun kalıyor." ANKARA
|
|
|
|
|
|
|
|
|