|
|
|
|
|
Aydıner: Uyuşturucuyla eğitimli polisler savaşır
|
|
Uyuşturucu işinde bazı polislerin de olduğu iddialarını yanıtlayan Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner: Bu tamamen yalan. Bu birimde branş eğitimli polisler özel olarak seçilir.
GAZETELERDE çıkan şok haberin mürekkebi bile kurumadı daha. Son yılların en büyük uyuşturucu operasyonunda "baron"un, yani Urfi Çetinkaya'nın külliyetli miktarda malı yakalanmış, şebeke üyeleri arasında İstanbul Narkotik Polisi'nden 15 yıılık uzman polis memuru Hasan Çiper'de yakalanmıştı. Yıllarca çeşitli illerde kaçakçılık ve narkotik şubelerde uzman olarak çalışan bu polis, o güne dek amirleri ve silah arkadaşlarının saygı sevgisini kazanmış, gözü kara, çok iyi bir polis olarak benimsenmişti. Şimdi ise söz konusu çete elemanlarıyla teşekkül oluşturmak suçuyla DGM'de yargılanıyor. İkinci haber de bomba gibi patlamıştı anımsarsanız. Kısa bir süre önce Mersin'de son yılların en ilginç uyuşturucu operasyonu gerçekleştirilmiş. Bazı polislerin uyuşturucu ticaretine bulaştığı yönündeki ihbarlar alınmıştı.
KARAKOLDA ESRAR VAR! BUNUN üzerine aylar süren takip ve izleme yapılmış, sonunda Kazanlı Beldesi Polis Karakolu'na narkotik timler tarafından operasyon düzenlenmişti. Karakolda yapılan ince arama, herkesi hayrete düşürmüştü. Çünkü Başkomiser Hamit Kurul'un odası başta olmak üzere, bir komiser yardımcısı ve yedi polis memurunun dolapları, çekmeceleri içinde, yarım kilodan fazla kurutulmuş esrar bulunmuştu. Soruşturma derinleştirilindi ve 9 polisin uyuşturucu şebekeleriyle olan doğrudan ilgisi belirlenmiş, bu haber, teşkilat içinde "neler oluyor" sorusuna neden olmuştu. Aslında işi iyi bilenler için çok da büyük bir sürpriz değildi bu olay. Çünkü yıllarıdır bazı üst düzey polis şefleri olmak üzere polis ve uyuşturucu adı zaman zaman yan yana geliyor, yakalanandan daha fazla yakalanmayan suçlu polis olduğu söyleniyordu. Yazı dizisi devam ederken bir genç kadın arayıp bazı ihbarlarda bulundu mesela. Buluştuğumuzda söyledikleri çarpıcıydı. Genç kadın, ağır kullanıcı olduğu dönemlerde eroin parası bulmak için fahişe olmayı kendine yedirememiş torbacıyı kendine aşık edip evlenmişti. İddiasına göre daha sonradan kendi gözleriyle de görecekti ki torbacıya malı verenlerin hepsi polisti. Bazıları ise narkotik elemanıydı. Genç kadının iddiaları bununla da kalmıyor şöyle devam ediyordu, "Ayakçılar, torbacılar neyse. Ama işin köprü başını tutanlar da yüksek rütbeli bazı polislerle ortak çalışıyor. Çünkü mal sevkiyatı onların gözetiminde, toplu ve sokak satışları onların kontrolünda gerçekleşiyor. Yakalansalar bile "biz narkotik ajanıyız" diye ifade veriyor, bazıları yukarıdan teyid edilip salıveriliyor. "Kar Beyazdır Ölüm" yazı dizisini hazırlarken karşılaştığım en ciddi ve ağır iddia, "bazı emniyet mensuplarının da bizzat işin içinde olduğu" iddiasıydı.
BİZZAT EN YETKİLİYE SORDUM KONUYLA ilgili olarak en yüksek makama başvurdum ve Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner'e açık açık sordum:
* Gökhan Bey, son derece sarsıcı ve çarpıcı iddialar var. Piyasada satılan uyuşturucunun külliyetli miktarının ne yazık ki bazı kendini bilmez ve bu tezgahın içine girmiş polisler tarafından, özellikle de narkotik şubelerde görevli olanlar tarafından dağıtıldığı söyleniyor. Kaçakçılarla irtibat, karşılıklı istihbarat ve ortaklık. Dahası oradan, buradan, torbacıdan ele geçirilen malı, bizzat narkotik polisleri kendi anlaşma kurdukları aracılar, ayakçılar kanalıyla, onlara yol vererek, onları gözeterek sattırıyorlar. Savaş Bey size öncelikle bu konudaki yayınlarınız için teşekkür ederim. İlgiyle okuyor takip ediyor ve fevkâlâde başarılı ve yerinde buluyorum. Hemen şunu söyleyeyim. Bu tür iddialar ve ihbarlar, bizlere de çok sık geliyor. Özellikle de çocuklarını kaybeden yahut da bu durumda, sıkıntıya düşmüş olan aileler bazı kereler bu tür şeyleri... Ben tamamen bu gibi şeyler hiç olmaz demem. Ama bu iddiaların bir kısmı tahmine dayalıdır. Mesleğe layık olmayan meslektaşları da meslektaş kabul etmediğimiz için onlarla mücadeleyi görev ediniyoruz. Bu bakımdan arkadaşlarımızın daima çok büyük bir hassasiyeti vardır. Ama yakalanan bazı kişilerin, ya da çocuğu 'şu bu' olanların kusuru bir taraflarda bulmak yahut da kendilerine göre 'şu bu' sandıklarını töhmet altında bırakmak gibi huyları vardır.
MÜDÜR 'ASLA' DİYOR AMA... * BAZI şeyler vardır şuyuu vukuundan beterdir. Mesela diyorlar ki ; "belli illerin narkotik şubelerinde polis memuru olabilmek için bile 100-150 milyar hava parası verenler var..." Tamamen yalan. Bunu direkt olarak söyleyebiliyorum. Bakın yalan dedim, yanlış demedim. Çünkü kaçakçılık ve organize suçlar bölümünde çalışanlar branş eğitimlidir. Oraya göreve atanan insanlar, tıpkı istihbarat biriminde olduğu gibi önce amirleri tarafından mimlenirler. Yani daha okuldayken dikkate alınmak suretiyle 'bundan bu olur' diye belirlenirler. Ondan sonra da müthiş bir müşahedeye alınırlar. Sonra ailesine varıncaya kadar bir incelemeye girer. Daha sonra branş eğitimi ve imtihana alınır. Burada da başarılı olursa branşa alınır. Evet. Emniyet Genel Müdürü böyle söylüyordu ama tekrar başa dönersek Urfi Çetinkaya'nın çetesinde yakalanan polis memurunun 15 yıllık uzman eleman olduğu da bir gerçekti... -BİTTİ-
|
|
|
|
|
|
|
|
|