Peki bütün bunlar neden oluyor?
Terörün hiçbir haklı gerekçesi yoktur.. Hatta, haklı ya da haksız hiçbir gerekçesi yoktur. Hiçbir gerekçe; terörü, terörizmi ve teröristleri meşru kılamaz; "mazur" gösteremez.. Terörizmin mazereti olamaz; mazeret olarak sunulanlar asla kabul edilemez.. Ortaya çıktığı ve patladığı andan itibaren yapılacak tek şey, -öne sürdüğü gerekçeleri tartışma konusu bile yapmadan-, terörü ve terörizmi kökleriyle ve gövdesiyle "toprağından" söküp atmak ve imha etmektir.. Ancak... İş, "kökünden gövdesine" terörü yok etmekle bitebilir mi? Ya "o"nun kök saldığı toprağa ne demeli, ne yapmalı? Ya gelecekte o toprağa yeni "terör" tohumları atılırsa?
*** Terörün; beslendiği, yeşerdiği, nemalandığı, suyunu ve besinini aldığı toprağın varlığını tartışmak başka şeydir.. Terörü ortaya çıkaran nedenleri "tartışmak" başka şey.. Yani.. Terör; kendisine uygun ortamlarda, kendisine uygun iklimlerde "hayat" buluyor demek ve "o ortamlar"ın, "o iklimler"in varlığını tesbit etmek; teröre ve terörizme "mazeret" bulmak, hele hele meşruiyet tanımak anlamına "asla" gelmez.. Ancak bu tesbit, sorunun çözümü için önemli bir çıkış noktası; gerçekçi bir başlangıç olabilir..
*** On yıldır dünyayı kasıp kavuran "İslami terör" dalgası, hangi rüzgarların gücüyle vuruyor dalgakıranları? Kısa yoldan gidip, soruyu tersinden soralım: Sözgelimi bugün Filistin sorunu çözülmüş olsaydı; Akdeniz'in doğusunda barış içinde bir arada yaşayan İsrail ve Filistin devletleri kurulmuş bulunsaydı.. İki halkın binlerce yıllık düşmanlıkları sona erdirerek oluşturdukları "kardeşçe" bir uygarlığın bayrağı kutsal toprakların gökyüzünde dalgalansaydı.. Hangi karanlık terör mahfili "cüretkar" yolculuklara çıkabilirdi dehlizlerinden? Kendine yeni "mazeret"ler bulabilirdi belki; ama ölümcül yolculuklara çıkacak "gönüllü" yolcuları o kadar kolay bulabilir miydi? Ya da bütün dinlerin kutsal saydığı topraklarda; batının "petrol karası" çıkar hesaplarının, işgallerinin ve çatışmalarının yerini, kendi kaderlerini tayin eden bölge halklarının, batıyla "medeniyet işbirliği" almış olsaydı.. Atılan "düşmanlık ve nefret tohumları" o kadar "kolay" yeşerebilir miydi? Evet; öne sürdüğü gerekçeleri, mazeretleri, nedenleri hiç tartışmadan terörü ve terörizmi, beslendiği her topraktan köküyle ve gövdesiyle söküp atmak, "berhava" etmek.. Ama öte yandan da; bir daha hiçbir "zehirli sarmaşık"ın yeşerememesi için toprağı ters-yüz etmek... Barışın ve hoşgörünün tohumlarını ekmek her santimetrekaresine.. Ki, bir tek zehirli tohum tanesi bile hayat hakkı bulamasın o topraklarda!..
|