Luce'nin rüyası

Çok özel bir sohbette Lucescu bütün içtenliğiyle şöyle dedi: "Sen ne diyorsun? Beşiktaş'ın bu gruptan çıkması, UEFA şampiyonluğundan daha değerli." Ben ise pat diye söyledim; "Yani sen Terim ve G.Saray'ın başarısını küçümsüyor musun?" O zaman Lucescu, gerçekle yüzyüze geldi. "Aman bunu yazma. Polemikten nefret ediyorum" dedi. Lucescu'nun kafasında iki gerçek var. Birincisi; İngiltere'nin en güçlü takımı Chelsea'yi geçmek, "R.Madrid'den daha güçlü" dediği Lazio'yu elemek UEFA şampiyonluğundan daha değerliydi. İkincisi ve daha önemlisi ise Beşiktaş'ı Şampiyonlar Ligi'nde zirveye taşıyarak tarih yazmak. O zaman anladım ki, Terim'in deyimiyle, 'O adamcağız'ın, yani Lucescu'nun bir kompleksi var. Türkiye'den sonra Avrupa'da da Terim'in izlerini silmek istiyor. Elbette bu mesleki rekabette, Terim'in UEFA şampiyonluğu başarısına saygısızlık etmek istemem. O, Türk futbolunun gururu. Ama Beşiktaş'ın da Şampiyonlar Ligi'nde Lazio ve Chelsea'nin olduğu gruptan bir üst tura çıkması, inanılmaz başarı. Beşiktaş, Chelsea'yi yenerek, bu gruptan çıkarsa sevgili Terim dahil, hepimiz Lucescu'ya saygı duymak zorundayız.

Tümer nerede oynar?
Her ne kadar İngilizler, "İstatistikler yalan söylemez" dese de, zaman zaman aptalların istatistik kulandığını kabul etmek zorundayız. İşte bu nedenle Beşiktaş'ı analiz ederken, "Türkiye'de en çok gol atan, en az gol yiyen, en çok galip gelen bir takım" diye tanımlamak yerine, "Beşiktaş, büyük maçlarda büyük futbol oynuyor" demeyi daha çok seviyoruz. Bu deyim, Beşiktaşlı futbolcuların da çok hoşuna gidiyor. Lafı uzatmadan Chelsea maçı öncesi, Beşiktaş'ın analizini yapalım...
1- Lucescu çok direndi, ama sonunda kabul etti. Sergen Yalçın ve Tülmer Metin'i yanyana oynattı. Chelsea maçında bunu yapacak mı? Sergen, bu takımın patronu, kabul. Tümer'i nerede kullanacak? Adana maçı sonrasında soylunma odasında Lucescu, Tümer'i tebrik ederken, menajer Sinan Engin'in kulağına yepyeni birşey söyledi: "Çok önemli maçlarda Tümer'i sol çizgide İbrahim Üzülmez'in yerine kullanabilirim." Dikkat edin, Adana maçında İbrahim sinirli biçimde çıktı, eldivenlerini yere attı. Yani oyundan alınmasına tepki gösterdi. Ama o yerde oynayan Tümer, maçı çözen adam oldu.

Giunti'nin yokluğu sorun
2- Beşiktaş'ın orta sahası, Tayfur Havutçu- Federico Giunti ikilisinin üzerine kurulu. Onlar, Beşiktaş'ın ağır işçileri. Takımı sırtlayıp ileri taşıyorlar, geri gelirken de rakip takımı, kart görmeden ama faulle durduruyorlar. Şimdi Giunti yok. Onun gibi savaşçı da yok.Diyeceksiniz ki, "Yasin Sülün ile Daniel Pancu var." Ama ikisi de formsuz, ikisi de stil olarak Giunti'ye benzemiyor. İşte Beşiktaş'ın en önemli sorunu burada. Lucescu ya sistem üstünde oynayacak ya da zorunlu olarak bu bölgeye Pancu'yu çekecek.
3- Beşiktaş'ın savunmasının sağında Emre Aşık sendromu yaşanıyor. Bu bölgede Antonio Zago görev alırsa ne olur? Sonuç; Londra'da Chelsea'yi yenen Beşiktaş, Almanya'da da kazanır mı? Kaleci Oscar Crodoba, Sergen Yalçın'ın golü için "Gol atsın diye topu İlhan'a yolladım, ama Sergen'in ayağına gitti, o da gol attı. Yani bir pasta gol oldu." Şimdi diyeceksiniz ki, Sergen yine o golleri atar mı? Atar diyelim ama İlhan'ın da o maçta atıldığını unutmayalım. Yani bu kez Beşiktaş sahada 11 kişi.