kapat
25.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMI


TURKIYE
DUNYA
POLITIKA
SPOR
MEDYA
SERI ILANLAR
METEO
TRAFIK
SANS&OYUN
ACIL TEL



O gun telefon hic calmadi

Kerem, ise gittiginde gunde en az 20-30 kez telefonla arardi esini. Denizin dibine de inse, sahranin ortasinda da kalsa. Bir tek kalles bomba patladigi gun hic ama hic calmadi o telefon...

Gercekten de bir baska Kerem'le Asli askiydi Kerem Yilmazer'le Goksel Kortay'in yasadigi... Inanilir gibi degil ama tum taniyanlarin ve bizzat Goksel Kortay'in soyledigi gibi, tam 35 yil bir kez bile birbirlerini kiracak siddette munakasa dahi etmemislerdi. Aradan gecen onca yil Kerem'in Goksel'e olan bagliligini rutinlestirip, azaltacagina giderek artan bir tutkuya dondurmustu. 35 yil bir kez bile birbirlerinden ayri bir sey yapmamislardi. Hep el eleydiler. Kerem ise gittigi zamanlarda gunde 20-30 kere arardi "Goksi"sini. Ama o gun, o kalles, o Allahsiz patlamanin oldugu gun bir kere bile calmadi Goksel'in telefonu. Ve o sessizlik Goksel'in uzerine bir karabasan gibi coktu ve bir seven kadin onsezisiyle haberi duymadan cok once yikildi kaldi... O ugursuz gunu, saatleri bakin Goksel Kortay nasil anlatiyor

PATLAMAYI DUYDU
Bir gun once Hamit Belli ve Erol Gunaydinlar'la yemekteydik. Kerem'i aradilar dublaj icin. Masadakiler "Iyi valla bir dublaj numarasi tutturmus gidiyorsun, bize de bulsan ya bir tane" diye takildilar. Yemekten sonra Ecevit Belgeseli'nin dublajina gitti, gec vakit dondu. Sabah yine erkenden gidecekti. Aslinda NTV'den o sabah icin bana da bir teklif gelmisti. Ama TV8'de Haldun'la katilacagimiz canli yayin oldugu icin ben randevumu ertelemistim. Yoksa sabahleyin birlikte gidecektik. Keske gitseydim. Ve Keremsiz kalmasaydim... Canli yayinimiz patlama nedeniyle kesildi. Haldun'la "Tuh tuh yine kimlerin cani yandi. Insallah can kaybi yoktur" diye dovunurken ikinci patlama oldu. Programi bitirmek zorunda kaldik. Telefona yapistim. Hepsi bloke olmustu, hat bulamiyorduk. Eve dondum. Ama aklim Kerem'de. Bu kadar zaman gecti aramadi. Mumkun degil. Denizin dibinde olsa, sahranin ortasinda olsa bile arar. Mutlaka arar...

TELEFONDAKI SOK
Haldun'a telefon actim, "Kerem'den haber yok" diye. Bir yandan da aglamaya basladim. Her an kapi acilacakmis gibi kulagim tetikte. Komsum Suna'ya (Keskin) haber verdim. Onlar geldi. Ariyoruz. Yok, yok, yok... Telefon bir turlu dusmuyor. NTV'ye mail attim. "Gelmedi" diye, cevap vermediler. Iyiden iyiye panikledim. Agliyorum, dovunuyorum. Bir yandan da kulagim televizyonda, meger alt yazi gecmisler...

Durmadan Kerem'in cebini ceviriyorum. Saat 2.5 filandi birden hat dustu ve calmaya basladi, ayni anda kapi calindi, postaci gelmis. Telefonu Suna'ya verip kapiya kostum. Suna'nin "Adli Tip mi?" dedigini duydum. Nasil geri dondugumu bilemiyorum. "Ne oldu, ne diyorlar, neden Adli Tip dedin?..."

HALDUN DOGRULADI
Eveleyip gevelemeye basladi, bir suru sey soyluyor ama hicbiri anlamli degil. Belli ki o da sokta... "Suna Allah askina soyle olmus mu?" Morgda ne isi var?"... Cevap verse evet olmus dese ne olacak ki?..

Haldun'a telefon actim "Haldun Kerem olmus" dedim, bekliyorum ki, "Biktim senin bu abartma huyundan, panikleme sadece yarali" filan desin.

"Maalesef biraz once biz de ogrendik" dedi "Gazi telefonunu cevirdiginde Adli Tip cikti. Onlar haber verdiler..."

Kapiyi caldigimda ayaklarim geri geri gidiyordu.

"Turgaycigim seni boyle mi karsilayacaktim" diye acti.

Erol Gunaydin, Osman Sengezer, Ayla Aslancan, Haldun Dormen, Fusun Onal daha kimler kimler...

Herkesin tek soyledigi, boyle efendi ve bu kadar iyi bir insanin boyle bir olumu hak etmedigiydi...

Erol Gunaydin, "Biliyor musunuz" dedi "Ben ne zaman katibime kolali da gomlek ne guzel yarasir sarkisini duysam aklima hep Kerem gelir. Oylesine titiz oylesine Istanbul efendisi bir adamdi ki sanki dogmadan onu tarif eden sarki yapmislar...

KEREM ILE ASLI
Goksel'e veda ederken "Bir seyler soylemek ister misin?" diye sordum. Evet diye cevapladi.

"Bize gercekten Kerem ile Asli derlerdi. Bu gercekten bir sevda masaliydi. Ama boyle aci, boyle kallesce bitmemeliydi. Sonu husran olmamaliydi... 35 yil hep el ele yasadik. Bir kez ayri sinemaya, tiyatroya bile gitmedik. Birbirimizi hic kirmadik. Hele o hic kirmadi... Bana Goksi, Gokselim, bebegim" derdi. Gozumun icine bakardi. Buna butun yakin dostlarimiz taniklik eder. Bana hislerini belli ettikten sonra evlenmemiz icin 11 yil evet dedirmek icin ugrasti. Bu nasil bir azimdir, nasil bir sevgidir... Bir gun icime bir kusku dusurmedi, durustlugune, namusuna, sevgisine buyuk guvenim vardi. Disaridan ben yonetir gibi gorunurdum. Ama hicbir zaman oyle olmadi. Hep o idare etti. Oylesine efendice ve ikna ederek soylerdi ki... Onunla ciddi hic tartisma yasamadik. Bunun nedeni belki de dogrularimizin ayni olmasiydi. Bir sey daha, kendisinin bu kadar sevildiginin hic ama hic farkinda degildi. Bana hep "seni daha cok severler" derdi. Ama o torende ve cenazede gorduk ki, Kerem'i cok seviyorlarmis.

Mahallenin bakkali, postacisi, manavi hepsi cenazeye geldiler. Bircok insan "siz bizi tanimazsiniz ama biz sizi cok severiz" diye yanima geliyordu. Gercekten de bu ayrilik cok erken oldu. Hem de hic beklemedigim sekilde. Hem de hic hak etmedigimiz sekilde...

FUSUN ONAL

'Onu cok arayacagim'
Benim muzisyen arkadasim dostumdu Kerem. Ikimiz birlikte 1977 yilinda bir Turkiye turnesi yapmistik. Mukemmel bir arkadasti. Onun kadar saka kaldiran bir insan dusunemiyorum. Bir seferinde kendisini, "Yilmazer gelmedi, yerine kendisine cok benzeyen Muhittin diye birini getirdik" diye anons ettik. O zamanlarin yildizi, baskasi olsa yapmadigini birakmazdi. Sadece guldu. Yetmedi butun bir turne nereye gitsek durmadan Muhittin dedik durduk. Biz oyle dedikce herkes kim bu Muhittin diye garip garip bakardi. Birlikte TRT'nin cektigi Lukus Hayat'ta oynadik. Ben Evita'ya hazirlanirken yaptigi yardimi unutamam. Isini gucunu birakti beni hazirlamak icin, bana moral vermek icin ugrasti. Onu cok arayacagim.

Ingiltere'de Ingilizce oynayarak alkislandilar
1971 yilinda Londra pek de siklikla yasanmayan bir sanat olayina ev sahipligi yapiyordu. Yabanci bir ulkenin sanatcilari Ingiltere'ye gelmisler ve bastan sona kendi dillerinde bir muzikal sahneliyorlardi. Dormen Tiyatrosu'nun sahneye koydugu Bir Istanbul Masali adli oyunun metin yazari Erol Gunaydin'di. Eserin muzikleri ise ulkemizin en buyuk bestecilerinden Cemal Resit Rey'e aitti. Ingiltere'de sahne alan grubun icinde Kerem Yilmazer ve Goksel Kortay da vardi. Ustelik Kerem sesi ve sarkilariyla buyuk sukse yapti. Aradan yedi sene gecti. 1978 yilinda Dormen Tiyatrosu Ingiltere'ye bu kez gercekten bir ilki basarmak uzere geldi. Londra'da ilk kez yabanci bir tiyatro grubu Ingilizce bir eser sahneye koyacakti. Nalinlar oyunu beklendigi gibi buyuk sukse yapti. Necati Cumali'nin yazdigi oyunun muzikleri ise Kerem Yilmazer'e aitti. Ayrica sahnede devlesen Turk sanatcilarinin arasinda yine Goksel Kortay ve Kerem Yilmazer yerlerini almislardi. Olay bizim kadar yabanci basinda da buyuk yer buldu. Kerem aslinda on plana cikmadan buyuk isler yapan bir insandi. Besteciligi de oyleydi. Birbirinden guzel besteler yapar, bunlarin bircogunu ortaliga cikarmazdi bile.

Turgay NOYAN


Haberleri gazete sayfasi goruntusunde okumak icin
SABAH e-Medya"ya tiklayin

<< Geri don Yaziciya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sari Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGI BASIM YAYINCILIK SANAYI VE TICARET A.S. - Tum haklari saklidir