kapat
21.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



MUHARREM SARIKAYA


Mozaiğe atılan bomba

İsveç'in Başkenti Stockholm'de salon tıklım tıklım dolu. Türkiye'deki her görüşten, etnik her kesimden bir kişi salonda bulunuyor. Türk-İsveç İşçi Dernekleri Federasyonu Başkanı Osman Özkanat toplantıyı açarken şöyle diyor "Türkiyeli dernek ve federasyon temsilcileri ile burada bir araya geldik..."

Özkanat'a, "Neden Türk demediniz de Türkiyeli dediniz?" diye soruyoruz, "Toplantıdaki herkesi kucaklayan tek kelime de ondan" yanıtını veriyor.

Toplantının konuğu ise Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Abdullah Gül... Sırayla herkes söz alıyor. Süryani, Zaza, Kürt, Alevi, Sünni, Galatasaraylı, Fenerbahçeli, dini motifi yüksek dernek veya federasyon temsilcileri... Neredeyse her aklına gelen, bir dernek veya federasyon kurmuş... Dikkat ediyoruz, hepsinin de konuşmalarında, bir şekilde Türkiye'ye tepki var. Bununla birlikte hepsi, İstanbul'daki sinagoglara yapılan saldırıları lanetleyerek söze başlıyor. Yıllardır Türkiye dışında başbakan ve bakanların yaptıkları toplantılardan farklı bir hava salona hakim oluyor. Herkes istediğini söylüyor. Birkaç homurdanmanın ötesinde hiç kimse bir diğerine saygısızlık etmiyor. Gül, konuşmaları not aldıktan sonra karşılaştığı hoşgörü ortamını ve önünde duran tabloyu şöyle özetliyor "İşte Türkiye'nin ne kadar renkli olduğunu burada gördük. Bu bir Türkiye gerçeğidir. Bunlar demokrasinin gerçekleri. Biz bunu bir zenginlik olarak görüyoruz..."

Gül, geçmişte Türkiye'de birçok acıların yaşandığını belirtiyor. Sivas katliamını kınadığını, hakları elinden alınmış insanların sıkıntılarını bildiklerini, bunun için mücadele verdiklerini söylüyor. Konuşmasından sonra salonda büyük bir alkış kopuyor. Hatta başlangıçta kendisine tepkili olanlar dahi gidip Gül'ün elini sıkıyor. İlk kez böyle bir toplantının yapıldığını, "Türkiyeli olan herkesin ilk kez dilediği gibi konuştuğunu" vurguluyor.

Buna rağmen bir gerçek de ortaya çıkıyor. Herkes kendi etnik sorununu, derdini ve kişisel problemlerini aktarıyor. Türkiye'nin sorunlarının çözümü, AB konusunda Türkiyeli dernekler olarak nasıl bir katkı sağlayacakları konusuna hiçbiri girmiyor. Hatta bu konuda nasıl bir birlik içinde hareket edebilecekleri üzerinde durmuyor. Taha Akyol'un toplantı sonrasında söylediği gibi "Kabile" anlayışı ortaya çıkıyor.

Türkiye örneği
İsveçli yetkililerle Gül'ün yaptığı resmi görüşmeler sırasında da benzer tabloyla karşılaşılıyor. Dile getirilenler hemen hemen benzer oluyor. AB İlerleme Raporu'nda da yer alan eleştiriler vurgulanıyor.

Gül, İsveç Dışişleri Bakanı Laila Freidvals de Dış Politika Enstitüsü'nde ülkenin önde gelen aydınları ile yaptığı görüşmede bu eleştirilere karşı şöyle diyor "Ben, eksikliklerimizin neler olduğunu o raporu kaleme alanlardan daha iyi biliyorum..."

İki hafta içinde tamam
Gül, kanunların uygulanmasından kaynaklanan sıkıntılar dile getirildiğinde ise şu açıklamayı yapıyor

"İlerleme Raporu'nda eksiklik olarak dile getirilen uygulamayla ilgili ne varsa iki haftada hepsi tamamlanmış olacak."

Nitekim bu sözü, Büyükelçilik Konutu'nda verilen yemek sonrası sohbetimizde de dile getiriyor. MGK Yönetmeliği'nin bugünkü MGK toplantısından çıkacağını, kanununun Meclis'e sevk edildiğini, ana dilde yayın ile ilgili RTÜK Yönetmeliği'nin birkaç gün içinde açıklanacağını, Milli Eğitim Bakanı'nın anadilde kurs ile ilgili düzenlemeyi bitirdiğini, askeri harcamalar dahil fonların bütçe içine alınacağını belirtiyor. Bir tek Sayıştay Yönetmeliği'nin zaman alacağını söylüyor. Hemen ardından İsveçli yetkililere de söylediği şu cümleyi tekrar ediyor "İlk kez bir Müslüman ülke AB standartlarını yakalayıp bölgesindeki ülkelere ve diğer Müslüman ülkelere örnek olacakken, dünya barışına katkı yapacakken, bu kadar büyük olayları kısa zamanda gerçekleştirirken, Kıbrıs gibi küçük bir olay ile bunlar gölgelenmemeli."

Türkiye demokratikleşme yolunda önemli adımlar atarken ve demokrasinin beşiği ülkelerden biri olan İsveç'te bunlar kabul görürken dün sabah uyandığımızda bir başka gerçekle yüz yüze kalıyoruz.

Demokrasinin ve çağdaş açılımların en büyük düşmanı terör, İstanbul'da yine hortluyor. Bomba Stockholm'de karşımıza çıkan cıvıl cıvıl Türkiye mozaiğinin ortasına düşüyor. Lanet okumaktan başka söyleyecek söz kalmıyor.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır