|
|
Kaos değil dayanışma zamanı
Levent ve Taksim'de yaşanan bombalı saldırılar, kaos yerine dayanışma ruhu yarattı. Halk ambulansların gelmesini beklemeden yaralıları omuzlarında taşıdı. Özel araç ve taksi sahipleri "arabam kirlenir" diye düşünmeden, yaralıları hastaneye yetiştirdi. Kan merkezlerinin önü kan vermek isteyenlerle doldu taştı
İstanbul'da meydana gelen iki ayrı patlama toplumsal dayanışmanın ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Art arda meydana gelen patlamaların ardından ortalık ana baba gününe dönerken yaralıların yardımına ilk koşan çevredeki vatandaşlar oldu. Ambülansların olay yerine gelmesini beklemeden, kan revan içindeki yaralıları üzerlerinin kan olmasına aldırmadan omuzlayarak en yakın hastanelere ulaştırmaya çalıştılar.
KİMSE "KAN OLUR" DEMEDİ
Yoldan geçen araç sahipleri de hemen olay yerine giderek yaralıları otomobilleriyle hastanelere taşıdılar. Daha önce yaşanan trafik kazalarının ardından 'otomobilleri kan olur' diye yaralıları araçlarına almak istemeyen araç sahiplerinin aksine bu kez, yaralıları hastaneye yetiştirmek için canla başla çalışıldı. Vatandaşlar, yaralıların kopan ellerini, bacaklarını bile hastanelere taşımaktan çekinmedi.
500 KİŞİ KAN VERMEK İÇİN KOŞTU
Patlamanın ardından çok sayıda kişi kan merkezlerine hücum etti. Televizyon ve radyo kanallarının kan ihtiyacı olduğu yönündeki anonsları üzerine başta İstanbul Kan Merkezi olmak üzere kan merkezlerinin önünde uzun kuyruklar oluştu. Yaşlısından gencine, öğrencisinden işadamına yüzlerce insan kan sırasına girdi. Çoğu oruçlu olan vatandaşlar, sağlık görevlilerinin kontrolünden geçirildi, kan sayımları normalin altında olan vatandaşlardan kan alınmadı.
Kızılay Kan Merkezi Müdürü Mustafa Önöz, akşam saat 17.00'ye kadar 500 kişinin kan verdiğini belirterek, kan ihtiyacının giderildiğini belirtti. Önöz, "İnsanlar kan anonsları başlar başlamaz merkezimize koştu. Türk halkı yaralılarının kan ihtiyacını anında karşıladı" diye konuştu.
BİZ DE OLABİLİRDİK
Patlamayı okulunun kantinindeki televizyondan duyduğunu ve ihtiyaç nedeniyle kan vermek üzere merkeze geldiğini belirten üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Feza Yavaş, "Bu patlamalar devam edebilir. Kendimizi hiç güvende hissetmiyoruz. Birbirimize destek olmalıyız" şeklinde konuştu.
Kan anonslarını aracında duyduğunu anlatan 45 yaşındaki mimar Gültekin Göle ise, "Keşke elimizden başka bir şey yapmak gelse... Ne yazık ki teröre karşı önlem alamıyoruz. Umarım bu sonuncusu olur" diye konuştu.
"EN BÜYÜK SEVAP BUDUR"
Çapa'da oturduğunu söyleyen ev hanımı Şermin Ersin, "Patlamaların bu kadar büyük olduğunu öğrenince, çok sayıda yaralı olacağını düşünüp hemen kan vermeye geldim. Şu mübarek günlerde yaralılarımızı yalnız bırakmamalıyız. En büyük sevap, en acil ihtiyacı olana koşmaktır" dedi.
Yıldız ATEŞ
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|