|
|
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Anayasal panik
Bağdat gezilerinde şoför ve tercümanlığımı yapan Ömer'den e-mail geldi dün "Artık Washington Post'a çalışıyorum. Cinan gayet iyi. Maaşı arttı. Ama hayat tatlı değil artık. Terör durmuyor. Bu ne kadar sürecek?"... Irak ordusunda savaş pilotu olarak albay konumuna yükseldikten sonra savaşla birlikte her şeyi bırakıp gazetecilere şoförlük yapmaya başlayan Ömer, bir çok Iraklı gibi terörün "dışarıdan gelenler" ya da "yabancı teröristler" tarafından yapıldığını düşünüyor. Israrla bu işi yapanların "eski Baasçılar" değil El Kaide olduğunu söylüyor. Dünkü İstanbul saldırılarından sonra Türk makamlarının ağız birliğiyle ilk tepkisi de bu olmadı mı? Aksini düşünmek, terörün kendi içimizden çıkan bir canavar olabileceğini, gün be gün dikkatsizce harcanan sözlerin, anti-semitik ifadelerin toplumdaki nefreti büyüttüğünü düşünmek çok daha ürkütücü değil mi?
Ömer'e dönelim. Terör İstanbul'un göbeğini vurduğu saatlerde, bir diğer dertli şehir, Bağdat'ta önemli siyasi gelişmeler oluyordu. Irak'taki ABD yöneticisi Paul Bremer, jet hızıyla geldigi Washington gezisinden aldığı mesajlarla Irak'taki geçici konsey yetkilileriyle bir toplantı yaptı. Mesaj netti ABD egemenliği, haziranda kurulacak yeni bir geçici hükümete vermeye hazır. Resmi işgalin bitimi için bir takvim belirlenecek; anayasa ise hükümet ve meclis kurulduktan sonra yazılacak. Seçim 2005'te.
Geçici konseyin yetkisi yok
Yani bugün "Hükümet konseyi" denilen ve aslen hiçbir gerçek yetki ve bütçesi olmayan kurum, biraz daha genişletilerek parlamentoya dönüşecek. Yetkiyle donatılacak. Ama güvenlik ve yönetimden sorumlu olacak asıl iktidar odağı, muhtemelen Bremer'in dün toplantıya çağırdığı 9 kişilik "Liderlik Konseyi." Yani yine Barzani, Talabani, Çelebi ve Hekim gibilerinden oluşan eski "sürgündeki muhalefet."
Kısacası ABD 'önce anayasa sonra egemenlik' sloganından vazgeçiyor. Tam tersi olacak. Washington'un ilk planı, "önce anayasa, sonra seçim"di. Ama Iraklılar hukuk fakültesi mezunu parlak Amerikalı gençlerin yazacağı bir anayasayı kabul etmeyeceklerini çok önceden belli etti. Daha da öteye giderek Hükümet Konseyi bünyesindeki Anayasa Komisyonu, anayasanın "halk oyuyla seçilen" bir ekip tarafından yazılmasına karar verdi. Şiiler ve özellikle de Necef'teki dini lider Ayetullah Sistani, bu konuda ısrarcı. İşte bu noktada Amerikalılar paniğe kapıldı. Öncelikle böyle bir süreç, Amerikan seçimleri öncesine yetişmeyecekti. Bush için berbat bir durum. Ayrıca toplumdaki en organize kesim Şii ulema olduğu için muhtemelen "köktendinci" bir anayasa çıkacaktı ortaya. Eylül ayında Bağdat'taki ABD'lilerin çaresizliğini bu sütunda anlatmıştık.
Washington'un akıllı stratejisi
Sonuçta Washington işin içinden akıllıca bir medya stratejisiyle çıktı. Öncelikle Bremer, hafta başında "üst düzey bir ABD'li yetkili" olarak Washington Post'a "Hükümet Konseyi'nden memnun değiliz" haberini sızdırdı. Düne kadar konseyi öven yetkililer, konseyin çok "hantal" olduğu ve anayasal sürece yeterince hızlı ilerlemediğinden şikayete başladı. (Oysa yanlız sembolik değeri olan Konsey, ABD'nin izin verdiği ölçüde işliyordu; anayasa planı ise hazırdı.) Bir haftalık medya bombardımanından sonra Beyaz Saray, "Madem konseyle olmuyor bunu feshedip egemenliği devredebileceğimiz geçici hükümet kuralım" dedi. Komik olan, konseydeki iktidar odağı neyse, geçici hükümette de o olacak. Daha fazla yetki ve donanımla. Peki ya fark? Görüntü. Amerikan siyaseti açısından Beyaz Saray seçim yılında "Bakın Irak'ta da yarı demokratik bir yapı oluşturduk" diyebilecek. Uzun süredir hükümet kurulması konusunda ısrar eden Fransa gibi ülkeler, "Bakın azimle ABD'nin iktidari Iraklılara devretmesini sağladık" diye kendi kamuoylarına caka satacak. Terör ve askeri işgal devam edecek.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|