|
|
ABDURRAHMAN YILDIRIM
İyileşmenin devamını Kıbrıs ve AB belirleyecek
Hükümet birinci yılını doldurdu. 18 Kasım 2002'de kurulan AKP Hükümeti icraatının ilk aylarında programdan sapma eğilimleri ve Irak Savaşı gündeme gelince, ekonomiyi rayından çıkartma tehlikesiyle karşı karşıya kalındı. IMF ile anlaşma sonucu programa yeniden dönüş yapılmasının, bütçe disiplinine uyulmasının ve doların değer kaybetmesinin etkisiyle ekonomi ikinci yılına daha iyi bir durumda giriyor.
AKP'nin ekonomideki icraatlarının önemli bazı sonuçları yandaki grafiklerde var. Bugünkü hükümetin bir yıl önce devralıp kötüye götürdüğü göstergeler de var, ama iyiye gidenler daha fazla. Beklentilerin daha iyiye gitmesi de bunun göstergesi.
* Dış açıkta kötüleşme- Döviz açığının büyümesi, bozulan en önemli gösterge. Elimizde son olarak ağustos verileri var. 8 aylık dış açık 4 milyar 87 milyon dolar. Geçen seneki düzeyi ise 840 milyon dolar. Kurun düşmesi ve ithalatın cazip hale gelmesinin etkisiyle dış açıkta patlama yaşandı. Yılsonu için öngörülen açık miktarı iki kez revize edildi ve 7.7 milyar dolara çıkarıldı. Bu da 236 milyar dolar olması beklenen GSMH'nin yüzde 3.3'ü anlamına geliyor. Yeni yılda açığın büyümesi tehlike sınırına girdiğimizin teyidi olacak.
* İşsizliği azaltamadık- Ekonominin büyümesine karşılık son bir yılda yeni iş sahaları yaratamadık. Eylül sonu itibariyle açıklanan son istihdam verilerine göre, 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus son bir yılda 874 bin arttı. Buna karşılık kriz sırasında iş aramaya başlayan kadınların bundan vazgeçmeleriyle 508 bin kişi istihdam piyasasından çekildi. Bunun katkısıyla işsizlik oranı yüzde 9.4'e düştü. Bu oran 2003 yılı ortasında yüzde 10 ve bu yılın ilk çeyreğinde 12.3 idi. Ancak geçen yılın aynı dönemindeki yüzde 9.6'lık işsizlik oranıyla karşılaştırılınca, işsizlik aynı düzeyde kalıyor. Kötüleşme de, iyileşme de yok. Sanayide verimlilik arayışı, iş güvencesinin olumsuzluğu, istihdamın üzerindeki yükler işverenleri yeni eleman alımı yerine mevcut elemanları daha fazla çalıştırmaya itiyor. İstihdam yoğun bir sektör olan inşaat sektörünün canlanmaması da yeni istihdam yaratılmasını önlüyor.
* Borçlanmada iyileşme- Bitişikteki veriler AKP hükümetinin ilk yılında ekonominin çarklarının borçlanmayla döndüğünü gösteriyor. Geçen yılın ekim sonunda kamu kesimi borç stoku 141.2 milyar dolardan bu yılın eylül sonunda yüzde 35 artışla 191.1 milyar dolara çıktı. Tam olarak 50 milyar dolar arttı.
Bu artışa karşılık borçlanmada iyileşmeyi faizdeki düşüş ve milli gelirdeki artış sağlıyor. 2002 sonunda 181 milyar dolar olan GSMH'nin bu yıl 236 milyar dolara çıkması bekleniyor. Yüzde 30'luk bir artışla aradaki fark 55 milyar dolar. Bu artış yanında borçlanmadaki asıl gösterge olan ve kamu borç stokundan Merkez Bankası varlıklarının düşürülmesiyle bulunan net kamu borcunun milli gelire oranında iyileşme devam ediyor. 2001'de yüzde 92 ile rekor düzeyine çıkan bu oran, 2002'de yüzde 79'a geriledi. Bu yıl ise yüzde 70'e inmesi bekleniyor. Faizde düşme ve vadede uzama da bunun bir göstergesi. Hazine ihalelerinde oluşan ağırlıklı ortalama faiz geçen yılın ekim ayında yüzde 65 iken bu yılın ekim ayında yüzde 30'a indi. Ortalama borçlanma vadesi de 283 günden 364 güne yükseldi.
* Enflasyon tek haneye doğru- Borçlanmada bu olumlu tablonun yaratılmasında en önemli faktörlerden biri enflasyonda meydana gelen düşüş. Geçen yılın ekim ayında yüzde 25-36 arasında olan enflasyon oranları bu yılın ekim ayında yüzde 11-20 aralığına düştü. Dolar kurundaki düşüşün, ithalat ve üretimdeki artışın, kamu zamlarının tutulmasının etkisiyle enflasyon bu yıl için belirlenen hedeflerin de altına iniyor. Önümüzdeki aylarda olağanüstü bir gelişme olmazsa, şu anda yüzde 16.1 olan toptan fiyatlar martta tek haneli rakamlara düşebilir.
* Beklentilerde iyileşme- Faizlerdeki düşüş, kurdaki gerileme, enflasyonun inişi, bütçe disiplinin sürmesi ve üretim artışı beklentileri iyileştiriyor. Ekim ayında reel kesim güven endeksi ve genel gidişat endeksi son bir yılın en üst düzeyine yükseldi. Enflasyon ve faiz beklentisi son yılın en düşük düzeyine indi, milli gelir artışı beklentisi de en üst düzeyine çıktı. Olumsuz bir gelişme sadece cari işlemler açığında.
Beklentilerin iyi olması gelecekteki gerçekleşmelerin iyi çıkmasında önemli rol oynuyor. Faiz ve enflasyonu düşürücü, büyümeyi ve yatırımları artırıcı, işsizliği azaltıcı etki yapıyor.
* Dışa bağımlılık- İstanbul'daki son terör eyleminin piyasalar ve bekleyişler üzerinde olumsuz bir etkisi olabilir. Bu olay turizmi ve yabancıların Türkiye ile iş yapma kararlarını olumsuz etkileyebilir.
Hükümetin elinde olmayan bu tür gelişmeler yanında dış politikadaki gelişmeler de, önümüzdeki dönemde ekonomi üzerinde etkili olacak. Kıbrıs sorununun çözümü AB'den müzakere tarihi alma ihtimalini güçlendirecek. Bu yolda ilerlenmesi piyasaları ve ekonomiyi olumlu etkileyecek. Türkiye'ye sermaye girişini artırabilecek, yatırımları hızlandırabilecek. Tersi durumda olumsuz etkiler gündeme gelecek.
Ekonomi, son bir yılda Irak'ın ve ABD ile ilişkilerin gölgesinde dalgalandı. IMF'nin gözetiminde hükümetin mali disiplini sağlaması ve kuru düşürülmesiyle iyi sonuçlar sağlandı. İkinci yılda ekonominin kaderi yine hükümetin performansına ve dış politik gelişmelere bağlı olacak.
* Sonuç-"Yiğitlik kaderin darbelerini azaltır" Demokritos
Mesajlarınız için:
ayildirim@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|