|
|
ERGUN BABAHAN
Teröre karşı demokrasiye sarılalım
Türkiye'nin yakın tarihi demokratik sisteme kurulan pusularla doludur.
El Kaide veya adı ne olursa olsun, bu örgütün koyduğu iki bomba sinagogları değil, ülkenin demokratik sistemini hedef almaktadır
500 yılı aşkın bir zaman önce geldikleri bu topraklardaki sayıları giderek azalıyor ama Türkiye'nin Musevi asıllı vatandaşları, Anadolu'da huzur ve barış içinde yaşıyor.
Türk vatandaşı kimlikleriyle gurur duyarak kimi daha muhafazakâr, kimi daha liberal ölçülerde dini vecibelerini yerine getiriyorlar.
Kültürümüze, yaşamımıza renk katıyorlar.
Amerika ile ilişkiler gerildiğinde devreye girip ülkeleri için kulis yapıyorlar.
Tek farkımız onların nüfus cüzdanlarının din hanesinde Musevi yazıyor olması. Onlar bizim Musevi vatandaşlarımız.
Bu topraklarda yaşayan herhangi bir gruba karşı yapılan terörist bir saldırı bizlerin birliğine, beraberliğine yönelmiş oluyor.
Bu noktada yapmamamız gereken şey, terörist saldırılar karşısında panikleyip yanlış adımlar atmak olur.
Teröre karşı yapılacak ilk şey, demokrasiye daha fazla sahip çıkmak olmalıdır. Çünkü teröristin hedefi demokrasi ve özgürlüklerdir.
Elbette terörle, terör örgütleriyle mücadele edilecektir. Ama unutmayalım, Avrupa'da da bu mücadele yapılıyor, üstelik çok ciddi yapılıyor. Ancak kimsenin aklına demokratik hak ve özgürlükleri kısmak gelmiyor.
Bu noktada bizim yapmamız gereken, hedefimizden şaşmadan doğru bildiğimiz yolda yürümektir.
Başbakan Erdoğan'ın menfur saldırılardan sonra "Her iki suikastın da sadece Musevi cemaatini değil, tüm Türkiye'yi hedef aldığından eminim. Bu saldırılarla ülkemizdeki barış ve istikrarı vurmak istiyorlar ama kazanmaları mümkün değil. Ekonomik istikrara doğru ilerleyen ve uluslararası önemli randevuların eşiğinde olan bir ülkedeki barışı yok etmek isteyenler kaybetmeye mahkûmdurlar" demesi, teröristlerin amaçlarına ulaşamayacaklarının en önemli göstergelerinden biridir.
Türkiye, bölgenin tek demokratik ve laik ülkesi olarak, Batı toplum modeline son adımı atmaya hazırlanan bir Müslüman ülke olarak, fanatizmi dışlayan bir toplum olarak elbette gözlerini kan bürümüşler kadar, yolunu kesmek veya başka yola yönlendirmek isteyen kesimlerin de tepkisini çekecektir.
Türkiye'nin yakın tarihi demokratik sisteme kurulan pusularla doludur.
El Kaide veya adı ne olursa olsun, bu örgütün koyduğu iki bomba sinagogları değil, ülkenin demokratik sistemini hedef almaktadır.
Terörü yenmek için daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk talep etmek bir zorunluluktur.
Tarihi bir dönemeçte, bu tip saldırılar karşısında panikleyerek, korkarak atılacak adımlar telafisi mümkün olmayacak hatalarla sonuçlanabilir.
Şimdi yapmamız gereken teröre karşı uluslararası işbirliğini artırmak, istihbarat çalışmalarını hızlandırmak, güvenlik önlemlerini artırmaktır. Ama en önemlisi bunları hukuk sistemini bozmadan, demokratik ilerleyişi sekteye uğratmadan yapmaktır.
Dünya tarihi, ülkelerin demokratik gelişimini kesmek isteyen anarşist ve teröristlerin çabalarıyla doludur. Ama dünya tarihi bize hep demokrasiye sarılan ülkelerin huzur ve barışa kavuştuğunu da göstermektedir.
Hiçbir saldırının bizi yolumuzdan çevirmesine izin vermemeliyiz.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|