|
|
Gözler 'olay yeri' ekiplerinde
Beyoğlu ve Şişli'deki saldırıların hemen ardından organize olan 'olay yeri inceleme ekipleri' ihmale yol açmamak için bölgede kuş uçurtmuyor.
Delillerin kaybolma-ması için ev sahiplerinin bile evlerine girmesine izin yok. Bir polis yetkilisi 'Olayın nasıl yapıldığı, kimin yaptığının da bulunmasını sağlar' diyor
İstanbul'daki sinagog saldırılarının ardından birkaç dakika geçmeden olay yerine gelen İstanbul Polisi çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Daha önce, benzer olaylarda çeşitli ihmallerle suçlanan polis birimleri, bu kez övgüye değer bir çalışma yürütüyor. Önceki gün sabah saatlerinde meydana gelen patlamayla birlikte çalışmaya başlayan polis ekipleri, olay yeri incelemesi ve delil toplanması çalışmalarını gece boyunca da sürdürdü.
Patlamanın hemen ardından polis telsizlerinden yapılan anoslarla harekete geçen emniyet birimleri birkaç dakika sonra her iki olay yerinde de gerekli önlemleri almaya başladı. Saldırının ardından meydana gelen panik nedeniyle polis ekiplerinin olay yerini kontrol altına alması biraz güç oldu. Ancak hemen giderilen bu panik sonrasında polis, olay yerinin güvenliğini tam olarak sağladı.
GÖREVİMİZ TEK DEĞİL
Olay yeri incelemesine katılan ve çalışmaları gece ve gündüz kesintisiz olarak sürdürdüklerini belirten bir emniyet yetkilisi, bu tür olaylarda polisin birbiriyle çelişen görevleri aynı anda yapma zorluğuyla karşı karşıya kaldığını söylüyor. Olayın nasıl yapıldığının bilinmesinin aynı zamanda kimler tarafından yapıldığının da bulunmasını sağladığını vurgulayan polis yetkilisi "Bu nedenle olay yeri incelemesi, delillerin bozulmadan tam ve eksiksiz toplanması polis için çok önemli. Ancak aynı anda polisin bununla çelişen görevleri de var. Vatandaşın can ve mal emniyetinin sağlanması da polisin vazgeçilmez görevi. Bu nedenle olayın ilk anında olay yerini tamamen kapatıp giriş çıkışlara izin vermemek mümkün değil. Sonradan meydana gelebilecek tehlikeler nedeniyle vatandaşların tahliyesi de gerekiyor" diyor.
Yaralıların tahliyesi, ölenlerin çıkarılmasının ardından bölgeyi her türlü giriş çıkışa kapatan polis, başlattığı olay yeri incelemesi için en küçük kibrit çöpünü bile incelemeye alıyor. Delillerin toplanması sırasında her parça tek tek ve dikkatlice inceleniyor, nereden koptuğu, nasıl koptuğu araştırılıyor. Üzerinde o parçanın doğasına aykırı olarak bulunan boya, kimyasal madde, yırtık, çatlak olup olmadığına bakılıyor.
İŞİ SIKI TUTUYORLAR
Parçanın kablo, elektronik devre, patlayıcının parçası olabilme ihtimali de, incelerken gösterilen dikkati iki katına çıkarıyor. Olay yerindeki incelemelerde dikkat edilen konulardan biri de kimlik tespitine yarayacak bulguları ele geçirmek... Bu kimi zaman bir kimlik, kimi zaman bir doküman olabildiği gibi diş protezleri, giysi, aksesuvar ya da takı da olabiliyor. İstanbul polisinin gerek Beyoğlu gerek Şişli'deki olay yerlerinde tüm bunları gözeterek çalıştığı hemen anlaşılıyor. Uğur Mumcu suikasti sonrasında olay yerini süpürerek tüm delilleri yok etmekle suçlanan polis birimleri, bu kez işi çok sıkı tutuyor. Öyle ki olay yerlerindeki tüm evler şu anda polisin kontrolü altında.
EVLERE GİRİŞ YASAK
Delillrin kaybolması olasılığına karşı ev sahiplerinin bile evlerine girmelerine izin verilmiyor. Olay yerindeki birimin başında bulunan amirin bilgisi ve izni olmadan polis dahi olsa kimse en küçük parçanın yerini değiştiremiyor. Uzman polislerin ipucu sağlayacağına inandığı parçalar el değmeden özel olarak hazırlanmış poşetlere konuyor ve numaralandırılarak inceleme merkezlerine gönderiliyor.
Bu arada daha önce inceleme merkezine gönderilen parçalarda yapılan analizlerde, tespit edilen bulgular derhal olay yerindeki birimlere aktarılıyor. İnceleme ve araştırmanın bu bulgu doğrultusunda yönlendirilmesi sağlanıyor.
İsrail'den yardım geldi
Sinagoglara düzenlenen saldırıların ardından, İsrail yardım ve kurtarma ekibi ZAKA ile yaralılara yardım kuruluşu "Jewish Agency"den bir grup dün İstanbul'a geldi. Jewish Agency'de çalışanlardan birinin hayat öyküsüyse oldukça ilginç...
Psikolog Pinhas Dannon, Türkiye doğumlu. Onu, doğduğu yerden ayıran da bir sinagog saldırısıydı. 6 Eylül 1986'da Neve Şalom Sinagogu'na yapılan intihar saldırısında 2 arkadaşının da aralarında bulunduğu 21 kişinin ölümüne şahit olan Dannon; bu olayın ardından yaşadığı psikolojik sorunlardan sıyrılabilmek için İsrail'e yerleşti. Tam 17 yıl sonra, Danon'un Türkiye'ye dönüşü yine bir sinagog saldırısı üzerine gerçekleşti. Dannon, dün SABAH'a, bu olayı yaşayan insanların sadece tıbbi yardıma değil, psikolojik desteğe de ihtiyaç duyacağını söyledi "Türkiye, sınırları içindeki Musevi cemaate her zaman iyi davranmıştır. Bu tavrı da İsrail Hükümeti tarafından her zaman takdir edilir. İsrail Türkiye'ye her desteği verecektir."
Zaka ekibine bağlı görevliler dün, saldırıların meydana geldiği Kuledibi'nde çalışmalarına başladı. Arama, kurtarma, bilgi toplama ve kimlik belirleme çalışmaları konusunda 7 uzmandan oluşan ekip, daha sonra Şişli'de incelemelerini sürdürecek.
Uğur CAN
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|