|
|
REFİK DURBAŞ
Hurafeler
Hurafeler, dinsel ve geleneksel kültür kapsamına girmiş olsalar da, insanın akılcı yanını ikinci plana iten; gelecekte, irticaya yönlendirilebilecek bir potansiyel kitlenin oluşumuna katkıda bulunabilecek; genelde dinin özü ile hiç ilgisi olmayan ve tümü bağnaz dinci kesimlerce uydurulmuş akıl ve mantık dışı inançlardır. 2002'de reform çalışmalarını başlatıp dinin hurafelerden ayıklanacağını açıklayan Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye çapında yaptırdığı taramada, akıl ve mantık dışı yüzlerce yanlış inanç ve hurafe tespit etti. Binlerce temelsiz ve uydurma inanç, halk arasında yaşanmaktadır.
Bu hurafelere inananlar, eğer aptal değillerse, bu durum, dini kullanarak toplumu belli bir yöne saptırmak isteyenlerin büyük başarısıdır. Bu gibi hurafeler ile beslenen ve bunları aktaran yayınları okuyan bir kısım halk, akla hayale gelmeyen hurafelerle zihnini meşgul etmekte ve dünya gerçeklerinden kopmaktadır. Kafasında bu tür düşünceleri barındıran; insanlığın doğru ve yanlışlarını, insana özgü güzel değerleri silip süpüren; zihinleri, akla gelmedik düşüncelerle bulandıran bu insanların dindarlığını da sorgulamak gerekir.
Bugün Türkiye'de, yağmur yağması için bir atın kafası kesilip üzerine Arapça yazılar yazılarak bir kuyuya atılıyorsa; bir şeyhin edep yeri öpülüp ondan şefkat bekleniyorsa; şeyh efendi ile evlenen bir kızın, kesinlikle cehennem ateşinde yanmayacağına inanılıyorsa; Hac'dan getirilen deve etinin çocuğu olmayanlara yedirilmesi ile çocuk bekleniyorsa, Türk toplumunun gelişmekte ve çağdaşlaşmakta olduğunu söyleyenler ya da sananlar, siyasi gelecekleri için fal baktırmaktan ve medyumların kapısını aşındırmaktan fırsat bulurlarsa şapkalarını önüne koyup düşünmeleri gerekir. Bütün bunların nedeni, "akla yer vermeyen, bağnaz bir din anlayışının ve yaşam felsefesi"nin bir kısım halkın düşünce ve davranışlarına egemen olması; sosyal yaşamını, bu felsefenin ilkeleri ve kuralları çerçevesinde şekillendirmesidir.
Yüzyıllar öncesinin, aklın ve bilimin gerçeklerine bu kadar tersbağnaz ve boş inançlarının günümüzde aynen korunması ve hatta bunlara yenilerinin eklenmesi, bilgi çağını yakalamaya çalışan Türkiye için üzerinde fazlaca düşünülmesi gereken bir konudur.
Dr.ŞERAFETTİN YAMANER - İSTANBUL
Öğrenci affı...
YÖK Başkanı ve hükümet arasındaki restleşmelerde arada kalan taraf olarak, sayısı 2000 yılı öğrenci affından yararlanamayanlarla beraber on binleri aşan üniversite mağduru, çeşitli nedenlerle halen okullarından uzaktadırlar.
Resmi makamlardan da doyurucu açıklama alamayan bizler, normal şartlarda zaten çıkması gereken bir öğrenci affının YÖK tartışmalarına kurban gidip kabul edilmemesinden endişe ediyoruz. Hükümetin tatmin edici açıklamalardan kaçınması, iki Milli Eğitim Bakanı döneminde devamlı kamuoyuna sunulan ve geri çekilen kanun teklifleri nedeniyle de şaşkınlık ve hayal kırıklığı yaşadığımızı belirtmek isterim.
MEHMET KAAN YILMAZ KADIKÖY İSTANBUL
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|