|
|
İLKER SARIER
Damga vergisi
Herkes bir şeylere takar ya, ben de "devlet"e taktım.
Devletten, "yurttaşa servis veren toplumsal mekanizma"yı kastediyorum.
Hayatımızdan bir saniye olsun çıkmıyor sevgili devletimiz. Şöyle birkaç saatliğine unutayım, kendimle başbaşa kalayım diyorsun, rahat bırakmıyor.
Aşağıda anlatacağım gibi olaylarla karşılaştıkça hep, toteme tapınır gibi "devlete tapınanlar" gelir aklıma, acırım bu zihniyetlere...
Yurttaş kim, insan hakları ne, anayasal özgürlükler nasıl bir şeydir? Geçen gün bir arkadaşım, başından geçen bir olayı anlattı.
Önce bu kişiyi tarif edeyim
Devlete, Maliye'ye, Hazine'ye, sigortalara, hiçbir yere tek kuruş takmamış, yıllardır tıkır tıkır işinde koşturup duran, güvenilir, dürüst bir insan...
Tam bir yurttaş nasıl olmalıdır derseniz, işte öyle olmalıdır denilecek biri... Mekteplerini okumuş, askerliğini yapmış, "vatan borcu" falan da bulunmayan bir yurttaş...
Biraz sıkışmış olsa gerek, gitmiş özel bir bankadan "kredi" istemiş...
Sağa sola üç beş kuruş borcu varmış, onları temizlemek, utanılacak duruma düşmemek için "12 milyar lira" kredi istemiş bankadan... Anlaşmışlar, ayda 1 milyar 250 milyon lira olmak üzere 12 ayda aldığı krediyi geri ödeyecek...
Muteber bir insan olduğu için banka, krediyi vermekte tereddüt göstermemiş... Evraklar imzalanmış, sıra parayı almaya gelmiş...
Arkadaş bir de ne görsün?
Kendisine 12 milyar olarak verilecek krediden, 300 milyon liraya yakın bir para kesilmiş?
"Ne parası bu?" diye sormuş yurttaş...
"Damga vergisi" demişler...
Neyin damga vergisi?
Devletin koyduğu damga vergisi...
Vatandaş o kadar sinirlenmiş ki, az daha krediyi almaktan vazgeçiyormuş, çok ağırına gitmiş...
Ben borç alıyorum, borç aldığıma göre, zordayım demektir...
Peki devlet, "zorda kalmış" birinden, ne için, hangi ölçüye göre damga vergisi adı altında para kesiyor? Niye kesiyor? Bir yurttaşla özel banka arasındaki "borç anlaşmasına", devlet hangi sıfat ve amaçla karışıyor ve para talep ediyor?
Vatandaş, bir kazanç elde etmiş olur, bir miras kalır veya lotodan para bulur, uygun bir miktar kesersin, alırsın, anlarım... Adam borç alıyor yahu! Daha ne parası kesiyorsun? Denilebilir ki, damga vergisi yasal bir kesinti, herkes ödüyor, o da ödeyecek. Borç alan bir yurttaştan damga vergisi kesmenin bir tek mantıklı izahı olabilir
O yurttaş gerçekte bir "inek" olarak algılanıyordur.
İneklere damga vurmak da "birbirlerinden tefrik edilmeleri" ve kolayca izlenebilmeleri açısından gereklidir. Bankadan borç alan "ineğe" damga vurulduğu cihetle, en azından mürekkep gideri olarak bir para kesilmesi de doğaldır. Tamam mı? Tamam ama bu tabloda, yurttaş "damgalanmış" oluyor. Damgalanmış olunca da, yurttaş değil, inek olmuş oluyor...
Bakınız...
Zaten sıkışmışsınız, 300 milyon için hır çıkarmanın alemi yok, zaten isyan etsen kime dinleteceksin deyip kaderinize razı olabilirsiniz.
Ama bu sadece bir miktar "para" meselesi değil ki!.. Bir izzet-i nefis meselesi... İki insanın, bankacı ile müşterinin yaptığı bir alışverişte, üçüncü bir "el"in uzanıp bir miktar para koparması meselesi...
Bir yurttaş, kendisini "kendi yurdunda" yaşıyor olarak mı düşünecek, yoksa devletin kucağında yaşıyor olarak mı? Mesele budur!
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|