|
 |
|
REFİK DURBAŞ
Askerimiz hepimizindir
Meclis'ten alınan tezkere onayıyla şimdi artık meşruiyet tartışmaları ve her şey geride kalmalıdır. Çünkü Irak'a gidecek şu ya da bu görüş, hesap ve partinin askeri değil, "Türk askeri", yani hepimizin askeridir. Karar da Türkiye'nin kararıdır. Askerimizin başarısı için kim, ne yapabilir? Tartışacağımız bu olmalıdır.
Irak'a giden askerdir. Ancak bu, sadece "askeri" bir olay değil, ondan fazla "siyasi" bir olaydır. Siyasetin içinde de sadece "şimdi" değil, asıl ve daha fazla "gelecek" vardır. Türkiye'nin kararının arkasından BM kararı gelse de gelmese de, AB ülkeleri ne düşünse ne düşünmese de, Türkiye'nin kararı "karar"dır ve bir büyük devlet kararıdır. Türkiye'nin bölgedeki "söz sahipliği" ve ABD ile olan "birlikteliği" arttıkça, umulanın tam tersine, AB'ye girişinin o oranda kolaylaşacağı doğru bir tahmindir.
Risk konusuna gelince... Türkiye'nin kararı elbette "risk"i de içermektedir. Ama kendimize de, başkalarına da şunları sormalıyız Hangi siyasal kararda bir risk yoktur? BM kararı olsa idi, risk yine olmayacak mıydı? Hem de sınırlarımız içinde teröre kurban ettiğimiz otuz bin insanımızın hayatı "en büyük risk" değil miydi?
Kısaca, risk her yerde vardır. Önemli olan bunun, başarıya dönüştürülmesidir. Şimdi herkesin, bunun yapıcısı ve duacısı olması zamanıdır. Vatan böyle sevilir... SADİ BÜLBÜL (Avukat) SIHHIYE / ANKARA
Karadenizlilere çağrı
Karadeniz bölgesi, özellikle akraba evliliğinden kaynaklanan görme, bedensel, spastik ve zihinsel engellilerin Türkiye oranının üzerinde olduğu bir bölgemiz... Türkiye'de engellilerin oranı yüzde 8-9 iken bu oran Karadeniz'de yüzde 17-18'lere çıkmaktadır. Fakat oran böyle vahim bir noktadayken engellilerin tedavi ve rehabilitasyonlarının yapılabileceği bir merkez bulunmamaktadır.
Bu duruma son vermek isteyen bir avuç gönüllü, Eczacı Oktay Şenol'un çevresinde birleşerek "Zihinsel ve Spastik Engelliler Eğitim ve Sağlık Merkezi" oluşturmak için kolları sıvadılar ve yaklaşık 3.5000 metrekare kapalı alanı bulunan bu merkez için de şimdiye kadar 500 milyar liranın üzerinde bir para harcadılar. Fakat sivil inisiyatif ve devletin olanakları Türkiye'nin en büyük ve en kapsamlı spastik ve zihinsel engelliler merkezinin bitmesi için yeterli gelmemiş... Şimdi Karadenizli işadamları, ellerini ceplerine atarak bu merkezin bir an önce bitmesini sağlamalılardır.
YALÇIN ÇETİN
Suç yüklü çocuklar...
SABAH Gazetesi'nin 14 Ekim 2003 tarihli sayısında "Kapkaççılar polisi bıçakladı" başlığıyla bir haber yer alıyordu. Bu haberi okuyunca dehşete düştüm. Bir çocuk, nasıl polis bıçaklayabilirdi? Çevremize baktığımızda böyle "suç yüklü" çocukların çoğaldığını, bu tür olayların daha sık yaşandığını, yaşları tutmadığı ve ceza almayacaklarını bildikleri için bu zavallı çocukların kullanıldığını görüyoruz.
Bunlar için bir an önce önlem almamız gerekiyor. Eğer bu çocuklar, bir polisi bıçaklıyorsa durum çok vahimdir. Bir polisin bıçaklanması, vatandaşın ölmesi demektir.
Elimizi çabuk tutmamız gerekiyor. Çünkü sadece cezaevinde yatmak, onları bu suçlardan arındırmaya yetmiyor. ESMA ULUCAK
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
