|
|
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Girdap
Türk askeri konusu, şimdilik "nazikçe" arka plana itilmiş durumda. Bir haftadır ABD tarafı, çesitli kanallarla Ankara'ya konunun "şu an için zor" gözüktüğünü aktardı. Ama ne teklif, ne de talep masadan kalkmış değil. Tam tersine, bugün ve yarın Washington'da gerçekleşecek bir zirve, Türk askeri konusunda "son söz" olacak. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in El-Reşid Oteli'nde uğradığı saldırı nedeniyle planlar değişmezse, Washington bugün Irak'taki ABD temsilcisi Paul Bremer'i ağırlayacak. Aynı anda Amerikan hükümeti CENTCOM'un başındaki general John Abizaid'i de başkente çağırdı. Amaç, Türk askerini isteyen (Abizaid) ve istemeyen (Bremer) bu iki adamı aynı odaya koyup, meseleye nokta koyacak üst düzey karara ulaşmak. Son karar, bu iki adamı da dinledikten sonra Bush ve kabinesine ait.
Şu an görüntü, Abizaid'in sözünü dinletemeyeceği şeklinde. Ama Irak konusunda her şey her an değişiyor. Emekli bir diplomatın değişiyle, "Bugün durumun böyle oluşu yarın Türk askeri konusunda tamamen farklı bir denklem olmayacağı anlamına gelmiyor."
"Büyük Resim" iyi değil
ABD hükümetinin Irak politikaları kararsızlık ve aşırı güven arasında şizofren bir dalgada gidip geliyor. Washington'da Irak konusunda görüştüğüm üst düzey yetkililer, aylardır görmediğim kadar umutsuz ve karamsar. Ancak kendilerinin de duyabileceği bir şekilde "Her şey o kadar da kötü değil aslında" diyorlar. Bu yanlış değil. Irak'ta mikro ölçüde iyi şeyler, hatta insanın gözlerini yaşartabilecek sahneler yaşanıyor. İnsanlar yıllar boyu işkenceden sonra hapisten çıkıyor, işi olan devlet memurları ilk kez ciddi maaş kazanıyor, okul müfredatı Baas propagandasından arındırılıyor, ilk kez bir çok kurumda seçim yapılıyor vesaire. Bunları kendi gözlerimle gördüm. Ama gerçek şu ki, 'Büyük Resim' iyi değil. Sünni Üçgeni'nden gelen kötü haber ve istikrarsızlık tehlikesi o kadar büyük ki, her türlü medyatik başarıyı gölgeleyecek boyutta.
Washington açısından Irak ABD seçim denkleminin bir parçası haline geldi. Hükümet iki haftadır "Irak meselesi"nin George Bush'a seçim kaybettirmeyecek şekilde tatlıya bağlanması için neler yapılacağını kararlaştırmak amacıyla adeta "kilitlendi." Öyle görünüyor ki her yol 'Iraklılar'ın egemenliğine' çıkıyor. ABD'li kaynaklar, ABD hükümetinin egemenlik konusunda beklenenden hızlı hareket ederek Irak'taki geçici hükümet konseyine bir dizi yetki devretmeyi planladığını beliriyor. İlk aşamada Irak İçişleri Bakanlığı'na bağlı kolluk gücü oluşturulması konusu var. (Bu belki günün sonuda daha az Amerikan askerinin ölmesini sağlayabilir. Irak'taki etnik nefreti gören herkesin asıl korkusu bu ülkenin kendi iç dinamiklerine bırakıldığında Lübnanlaşması.)
Bremer istifa ettirilmeliydi
Bu pazarlıklar olurken Bağdat'ı ziyeret eden Wolfowitz'in neredeyse kaldığı otel odasına kadar gelen roket, normal koşullar altında Irak yöneticisi Bremer'in görevine son verilmesini gerektirirdi. Adamın ne suçu var demeyin. Bağdat'tayken hükümet konseyindeki üç ayrı Iraklı'dan el-Raşid Oteli'yle ilgili aynı şikayeti duydum "ABD'liler en ufak istihbaratı yok. Ne yaptıklarını bilmiyorlar. El-Raşid'in başındaki muhaberatin en has adamlarından birini değiştirmediler. Bu işin sonu kötü olacak. Bizi dinlemiyorlar."
Hükümet Konseyi, el-Raşid'in Irak gizli servisiyle bağlantısı konusunda "dediğim dedik" Bremer'i ikna edememiş, ama "bir gün zehirleniriz" korkusuyla her gün el-Raşid Oteli'nden yemekhanesine gelen öğle yemeklerini iptal etmişti. Eh belki de haksız değillermiş.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|