kapat
24.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

SERRA DEMİRKOL


İyi ki doğdun Alex

Şu sıralar başarı hikayeleriyle dolup taşıyor ortalık. Özellikle kötü Amerikan medyasının rağbet ettiği başarı hikayeleri bizi de sardı. Köyden gelip milyarder olanların başarı hikayelerinden şahsen ben sıkıldım. Ama, gerçek bir başarı hikayesi istiyorsanız, bir tane anlatalım.

Onun hikayesi de meslektaşlarından çok farklı başlamıyor. Karting, F3, F3000 derken, kensini Michael Schumacher'in yerine Jordan Formula 1 takımında buluyor. Hızlı ve bir İtalyan için alışılmıştan çok sakin... Aslında beğeni topluyor, ama, Jordan takımının 1992'de onu yarıştırmaya gücü yetmiyor ve bir yıl önce F3000'de geçildiği Christian Fittipaldi sakatlanınca Minardi'de kendisine yer buluyor. Ama, 3 yarışın 2'sinde yarışa katılmaya hak kazanamıyor, diğerinde de kaza sonucu yarışdışı kalıyor.

Asıl şans 1993 yılında kapısını çalıyor ve Hakkinen'in yerine Lotus takımına çağırılıyor ve Brezilya'da F1 kariyerinin ilk ve tek puanını alıyor. Ancak, Belçika GP'si antrenmanlarında geçirdiği kazanın ardından 9 ay pistlerden uzak kalıyor.

Geri dönüşünde artık gücü kalmamış olan Lotus ile hiç de parlak olmayan günler geçiriyor. Ertesi yıl Lotus F1'i bırakınca spor otomobiller şampiyonasında yarışıyor. 1996'da Ganassi takımından gelen teklifi değerlendirip Amerika'nın yolunu tutuyor. CART serisinde o yılın en iyi çaylağı oluyor. 1997 ve 98'de ise şampiyon oluyor. Ama, Formula 1 aşkından hiç vazgeçmiyor ve en popüler olduğu dönemde Amerika'yı terk edip Williams pilotu olarak F1'e dönüyor.

İkinci F1 döneminde o da, Supertec motorlu Williams'ta iyi performans gösteremiyor. Takım arkadaşı Ralf'in çok gerisinde kalıyor ve puan alamıyor. Bu şartlar altında bir yıl daha F1'de kalmasına neden olacak bir teklif alamıyor, hatta yerini 20 yaşındaki Jenson Button'a kaptırıyor. 2000'i boş geçiriyor. Ertesi yıl yeniden Amerika'ya gidiyor. Bir şekilde yarışmak onun en büyük motivasyonu....2001'de CART serisinde yarışan Mo Nunn takımı ile anlaşıyor ve...

Umudunu yitirmedi
11 Eylül'de hayatını kaybedenlerin anısına yapılan Memorial 500 yarışında Alex Zanardi pit çıkışında geçirdiği kazada iki bacağını birden kaybedediyor, ama, umudunu ve iyimserliğini asla... Bacaklarının kesildiği hastaneden çıkarken düzenlediği basın toplantısında "Tanrı'ya şükür hâlâ karımın ve oğlumun yanındayım" diyor Feci kazadan 2 yıl sonra Zanardi'yi Memorial 500 yarışında tamamlayamadığı turları sembolik olarak tamamlarken gördük. Geçen hafta sonu sembolik falan değil, gerçekten, elden idareli özel üretim BMW 320'siyle Avrupa Binek Otomobiller Şampiyonası'nın Monza'daki son yarışına katıldı. İlk yarışta kazaya karıştı, ama 2. yarışı 7. sırada tamamladı.

İşte başarı hikayesi diye buna derim. Hep umutlu, hep umut veren adam... Dün de 38. yaşgününü kutladı. İyi ki doğdun Alex!


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır