kapat
24.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

REFİK DURBAŞ


Parayla saadet olmaz...

Demokratik bir ülkenin, fiiliyatı ile hissiyatı ayrılırsa o ülkede göstermelik saadet oyunları hangi noktaya kadar ilerler? Türk toplumu duygusal bir toplum ve çoğu zaman da bu ahlaki değerleri, vereceği kararlarda maddiyattan daha önde tutuyor. Siyaset kitapları ise siyasal konularda duygusal davranmanın akılcı politikalara uygun olmadığını yazıyor. Günümüzün siyasetçisi ise bu ikilemin tam ortasında duruyor.

Kanlı bir hesaplaşmanın ortasındaki Türkiye, Irak savaşında hayli ağır başlı bir siyaset izledi ve "görülmeyen" kısımda yer almayı tercih etti. Bu zamana kadar ABD ile Türkiye neyi paylaştı? Ortak çıkarlar, güvenlik, NATO üyeliği soruya yanıt olarak sıralanabilir, fakat hiçbiri etkisini göstermedi. NATO, BM zaten dünya siyasetinde eski ağırlığını yitirdi. Para, hiç aklınıza gelir miydi bu danışıklı dövüşte?

Tarih bazen kendi defterini kendisi yazıyor, fakat aşikar olan bir nokta var ki Türk askeri, bölgede istenmiyor ve kurulması pek muhtemel görülmeyen Kürt devletinin bölgedeki hakimiyetini azaltmak için Irak'a gidiyor. Şiddeti şiddetle bastırmak bölgedeki kayıpların yankısıyla beraber bölgeyi ve Türk siyasetini daha da alevlendirmeyecek mi? Dışa bağımlı bir ekonomiyle nasıl akılcı karar alınabilir noktasındaki siyasetçi, gerçekleşmesi muhtemel ölümlerin ağırlığını nasıl taşıyacak? Şimdi Türkiye kendi yazmadığı bir senaryonun kurbanı ediliyor. Bu saatten sonra akacak olan kan, bizi bölgede söz sahibi eder düşüncesi yanlış bir düşüncedir. ABD kendi kayıplarını azaltmak ve üzerinde yoğunlaşan dünya baskısını hafifletmek için Türkiye'yi bölgeye dahil etmek istiyor.

"Türk insanı teoriden çok pratikle ilgilenir" düşüncesi tartışılır, felsefenin, sanatın gelişememesi belki böyle açıklanabilir de, bir savaş senaryosu da böylesine doğrulanabilir mi?

Parayla saadet olmaz, hele hele akacak olan kan ile hiç olmaz.

ÖZGE ZENGİN (Hacettepe Üniversitesi öğrencisi) - ANKARA

"Yeşil pasaport" araştırılıyor
08 Ekim 2003 tarihli "SABAH Posta Kutusu"nda yayımlanan "Yeşil pasaport sorunu" başlıklı yazıyla ilgili aşağıdaki açıklamaya ihtiyaç duyulmuştur Yazıda Diş Dr. Erkan Uslu'nun eşi ile Helsinki'ye gittiği, pasaport kontrolü sırasında polis tarafından gözlem altına alındıkları, sonrasında serbest bırakıldıkları; Helsinki Dış Temsilciliğimiz ile görüştükleri ve kendilerine hususi damgalı pasaportların bazı ülke polisleri tarafından bilinmediği, sorunun bu nedenle ortaya çıkmış olabileceği şeklinde bilgi verildiği ifade edilmektedir.

Söz konusu iddianın doğru olup olmadığının araştırılması, doğru olduğunun anlaşılması halinde vatandaşlarımızın bu ülkeye seyahatlerinde bu şekilde mağduriyetlerine sebebiyet verilmemesi için Fin makamları nezdinde girişimlerde bulunularak sonucundan bilgi verilmesi Dışişleri Bakanlığı'ndan arz edilmiştir.

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SÖZCÜLÜĞÜ

Komiser yardımcılığı sınavı
Dört yıllık üniversite mezunu polis memurlarıyız. 2001 yılında açılan komiser yardımcılığı sınavına 37 yaşından gün almış olan dört yıllık üniversite mezunu polis memuru alınmamıştır. Sayın Başbakanımız, Sayın İçişleri Bakanımız ve Sayın Emniyet Genel Müdürümüzden dileğimiz, 2001'de 37 yaşından gün aldığından dolayı sınava alınmayanlara "yaş haddi" aranmaksızın komiser yardımcılığı sınavı açılmasıdır.

DÖRT YILLIK ÜNİVERSİTE MEZUNU POLİS MEMURLARI


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır