|
 |
|
EMRE AKÖZ
Ata'yı hiç böyle görmediniz
Araştırmacı ve gazeteci İsmail Şen, Cumhuriyet'in kuruluşunun 80'inci yılında hayırlı bir işe imza atmış ve 1919-1938 yılları arasında Mustafa Kemal Atatürk'ü ve onun yaptıklarını konu edinen karikatürleri derlemiş "Asi'den Gazi'ye Atatürk (1919-1938)". (Sarnıç Yayınları)
Bu kitapta yer alan karikatürler 27 Ekim-6 Kasım tarihleri arasında İstanbul Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde görülebilecek. İmkânınız olursa mutlaka gezin.
****
Atatürk karikatürlerinin birçok ilginç yanı var. Örneğin
* Bazısı bizim fotoğraflardan bildiğimiz Atatürk'e hemen hiç benzemiyor. Karikatürcü tabiriyle 'tipinin oturması' zaman alıyor.
* Bugün çizilse "Yahu Ata böyle gösterilir mi" denecek birçok karikatür o zamanlar çizilebilmiş Bilardocu, atlet, iskambil oyuncusu, berber, aşçıbaşı gibi.. (Dikkat Burada kastettiğim Mustafa Kemal'i eleştiren karikatürler değil; tersine önemseyen, yücelten eserler.)
****
Daha önce de yazdım Atatürk, 'Kemalist' ideologlara bırakılmayacak kadar önemli bu ülke için. Onu normalleştirmek, sivilleştirmek ve kendi siyasi çıkarları için kullananların elinden almak gerekiyor. İsmail Şen'in çalışmasını bu açıdan da okuyabilirsiniz!
Deyimler niye önemli?
Burada sık sık yanlış kullanılan deyimlerden söz ediyorum. Bence bu deyimler konusu kelimelerden daha önemli. Niye böyle düşündüğümü anlatayım.
Önce Murathan Özcan adlı okurumuzun bu konudaki mektubu
"Türkiye-Letonya eşleşmesinden sonra Milli Takım Menajeri Can Çobanoğlu 'Rakip zayıf diye bizim çocukların ipe un sereceklerini sanmıyorum' dedi. Allah Allah dedim, acaba deyimin anlamını bilmiyor mu? Ertesi akşam ünlü bir gazeteci ve TV yorumcusu aynı maç için benzeri bir şeyi söyledi 'Çocukların rakibi küçümseyip ipe un sereceklerini sanmıyorum.' Bunun üzerine aldı beni bir şüphe Yoksa ben mi yanlış biliyorum? İpe un sermek Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi, bir işi yapmaya niyeti olmadığından dolayı bahane üretmek değil mi? Yoksa sözünü ettiğim kişilerin kastettiği gibi 'Ya nasıl olsa hallederiz' tarzı bir ciddiye almama hali mi?"
****
Okurumuza bir e-posta gönderip özetle şöyle dedim
"Önce sözlüğe bakalım... TDK Sözlüğü 'ipe un sermek' deyiminin karşılığı olarak şunu yazıyor 'Bir takım nedenler öne sürerek istenen işi yapmaktan kaçınmak.'
Benim anladığım kadarıyla her iki zat da bu deyimi doğru yerde kullanmıyor... Sanırım 'işi uzatmak' ya da 'işi zora sokmak' gibi bir anlamı olduğunu sanıyorlar.
Buradaki durum iki kere üzücü... Genç arkadaşlar deyimleri pek bilmiyor. Ben de bunu defalarca yazdım. Nasıl oluyor, niçin oluyor tam olarak anlayabilmiş değilim. Ama ne yazık ki durum bu...
Daha da kötüsü... Yaşı ilerlemiş, deneyimli, kültürlü olduğunu bildiğimiz (ya da sandığımız), bu ve benzeri deyimleri çoktan öğrenmiş, sindirmiş olduğunu düşündüğümüz kişiler de böyle hatalar yapmaya başladı.
Deyimler konusu bence çok önemli. Çünkü... Bir dili, diğerlerinden ayıran en önemli noktalardan biridir deyimler.
Niye? Çünkü '3' için biz 'üç' deriz, İngilizler 'three'... Biz 'bir' deriz, onlar 'one'... Neticede bu kelimeler aynı şeye gönderme yapar.
Halbuki deyimler diller arasındaki farkı yaratır. Örneğin biz 'üçün biri' deriz ve bu deyim üç ve bir kelimelerinin ötesinde, bambaşka bir anlama sahiptir.
Ve ne yazık ki bu umursamazlıkla Türkçe üçün birini alacak!"
İyi demiş miyim?
İNŞALLAH BAYKAL KAZANIR!
Niye böyle düşünüyorum? Çünkü bu sayede bir dahaki seçimde CHP hapı yutar. Peki AKP'yi desteklediğim için mi bunu istiyorum. Hayır! Tersine Günümüze uygun bir sosyal demokrat partinin olması herkesin yararına. Ancak CHP'liler bu işin Baykal ile yürümeyeceğini hâlâ anlamadılar. Kendi küçük çıkarları için onu desteklemeyi sürdürüyorlar. Belli ki henüz dibe vurmadılar. Madem öyle Beter olsunlar! Denenmişin tek başına iktidara geldiği görülmedi bu ülkede. CHP taze fikirlere sahip bir lider çıkaramadığı sürece sürünecektir.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
