|
|
ÖMER LÜTFİ METE
Kutsal zevzeklik pazarı
İyi ki Diyanet İşleri Başkanı "Müslümanlar modernleşmeli" dedi!
Bir akıllı kuyuya bir söz attı; kırk bin deli suyun içinde kelime arıyor!
Böylece "yeni cahiliye devri" düşünürlerine gün doğmuştur. Habercilik yapmaktan ve haber satmaktan aciz şark kurnazları da işin kolayını bulmuştur. Evirip çevirip konuyu sürdürüyor, kutsalla ilgili zevzeklik ticareti sayesinde manşet ve gün kurtarıyorlar.
Kırk bir kere maşallah!
"Müslümanlar modernleşmeli" sözü; "doğru" veya "yanlış" yargısını bile hak etmeyecek kadar boş. Ha öyle demişsiniz ha da "Müslümanlar gitmeli" demişsiniz... Gitmeli ama nereye, nasıl, niçin?
Bir kere modernleşmek matematikteki solda sıfırdan daha anlamlı bir kavram mı? Çağdaşlaşmak, asrileşmek, yeni olmak... Aman ne de güçlü terimler vadisindeyiz! Girdiğin an mütefekkir olup çıkarsın. Karşıtından şifayı kaparsınız zaten
Çağdışı olmak...
Bu da pek sıkı bir terimdir ha!
Hani, gündüze göre gece ne ise, "çağdaş"a göre "çağdışı" da öyledir!
Allah Allah... Ne zekice, ne dahice, ne Daum'ca!
Bronz çağı!..
Müslümanlar modernleşmeli...
Hangileri? Yoksa hepsi mi?
Bir buçuk milyar Müslüman içinde hiç modern ademoğlu yok mu?
Peki, çok modern binlerce erkeğimizi ve kadınımızı ne sayacağız?
Onlar Müslüman değil mi?
Ayrıca Müslüman kişi modernleşmek için kimi örnek alacak? Hıristiyan'ı mı, Yahudi'yi mi, Budist'i mi, dinsizi mi, yoksa toplumumuzun kaymak tabakasını oluşturan Müslüman tipini mi?
Hasılı, diyelim ki kavramı tartışmadık, iman ettik ve modernleşeceğiz..
Ama ne demek bu?
Mesela Müslümanlar'ın artık deve yerine arabaya binmesi mi?!!
Mesela tesettürlü bayanların, kumsalda üstsüz güneşlenmek gibi "çağdaş yaşam"ın vazgeçilmez ihtiyaçlarından birini, ışın geçirip içeridekini göstermeyen fanuslarda halletmeleri mi?
İdrak ehlini acı acı gülümsetmekten başka hiçbir işlevi olmayan bir lafla İslam dünyasının ve Müslümanların sorunlarını çözecek anahtarı elde edeceğiz, öyle mi?
İlahi sen kusurumuza bakma; Türk aydını bu kadar da sığ değildir herhalde, şeytan beynimize bir sünger batırıp emmiş olmalı.
Modernlik kutsaması
Bu kadar "göreceli" kavramlarla anlamlı bir tartışma olabilir mi?
Belli ki Diyanet İşleri Başkanı, Müslüman insanın kendine, evrene ve oluşlara bakış açısının değişmesi gerektiğini söylemek istemiş. Ama burada "sehven" kullanılan "modernleşme" kavramı yüzünden, ne hikmetse İslam'la ilgisiz olanlar daha büyük bir coşkuyla konuya balıklama dalmıştır. Çünkü onlar bu beyanda "ibadetsiz, kuralsız; sevgi, saygı ve hoşgörü laf salatalarından ibaret bir Müslümanlık" arayışı görmek istemişlerdir.
Bu şamatanın özünde yatan "Müslümanlığa karşı modernliği kutsama" damarı ise akıllara ziyandır. Dolayısıyla çoğu kişinin farkında olmadan yaptığı iş, İslam'a yönelik bir aşağılamadır.
Nasıl mı?
Diyelim ki "modernleşme"; makul, zorunlu ve ileri anlamında yenileşmeyi, güncelleşmeyi ifade ediyor... İslam bunu zaten içermiyor ve önermiyorsa din olarak ne değeri var ki?!
İnancını ciddiye alan bir Müslüman için asıl tartışma konusu, modernleşme karşısında yaşadığı çatışmayı dengeleyerek iç barışını kurmak ve çevreyle iletişimini sağlıklı hale getirmektir.
Medyanın "kutsalla ilgili zevzeklik ticareti"nin en ağır yan etkisi de, insanımızın asıl yarasını afyonla uyuşturarak unutturmasıdır.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|