|
|
UMUR TALU
Anlayana sivri sinek saz!
The Economist'in "kuşağının en etkili ekonomisti", Fortune dergisinin "Keynes'den bu yana en iyi yorumcu" deyip taçlandırdığı Prof. Paul Krugman'la yüz yüze olma imkanı bulduk.
Eczacıbaşı Menkul Değerler'in 20'inci yılı vesilesiyle yaptığı iyi ama ilginç bir seçimdi Krugman.
Şu sıradaki ilginçliği, "uluslararası kapitalizmin ciddi yayın organları"nın övgüleri değildi.
Krugman, New York Times gazetesindeki sütunundan, Bush yönetimini, saldırgan politikasını ve ABD ekonomisine darbelerini şiddetle eleştiren bir isim.
Geçenlerde yazdığı uzun yazıda, Bush yönetiminin çok övündüğü vergi indirimlerinin neredeyse tamamen zenginlere, büyük şirketlere yaradığını, orta ve alt sınıflara bir faydası olmadığını...
Tam tersine, büyük bütçe açıkları yüzünden, "macera"nın; yoksullara, emeklilere, orta hallilere dönük sosyal desteklerin de kısılmasıyla süreceğini anlatıp durdu.
Orada da kalmadı; Cumhuriyetçilerin önemli bölümü ile büyük şirketlerin zaten tam da bunu istediğini belirtti.
İşte bu yüzden "ilginç" bir seçimdi.
****
Onu az sayıda kişinin katıldığı bir yemekte dinleme imkanını buldum; umarım, aynı akşam daha kalabalık bir topluluk önündeki konuşmasını, özellikle iş dünyası mensupları dinlemiştir.
Dinlemiş ve umarım, ortadaki garip durumu da fark etmişlerdir.
Türkiye'de "menkul değer" piyasalarının nasıl savaşa pey sürdüğünü, borsanın morsanın Türkiye'nin askeri katılımına nasıl yatırım yaptığını;
Bizimkilerin,"zenginlerin vergisi"nden indirip "yoksulların sağlığından, eğitiminden" kesen, kesip biçip silahlara aktaran gayri insani bir ABD yönetimine nasıl "yoldaş" olduklarını belki Krugman tam bilmiyordur...
Ama kendileri, kendilerini biliyordu herhalde.
Umarım, sosyalist-solcu olmayan, İslamcı olmayan, pasifist olmayan, Arap, Baascı-Saddamcı olmayan bir "MIT profesörü"nün, sadece namus, vicdan, akıl ile "kendilerinden ne kadar farklı" olabildiğini biraz görmüşlerdir.
Umarım, bu piyasaların, o modellerin, şu zihniyetlerin; bilgiç-bilmiş, burnundan kıl aldırmayan, hiç yanılmayan, hep akıllı, hep zeki, hep çevik danışman profesörleri de...
Tevazuu elden bırakmayan, iyi bilmiyorum demesini bilen, sadece kara kuru rakamlarla değil, "insana ne olduğu" ile de ilgilenen "ünlü" meslektaşlarını dinlerken, azıcık kendi halleriyle de yüzleşmişlerdir.
*****
Prof. Krugman'a sorulan güzel bir soru, Cumhuriyetçilerin erozyonuyla yükselme trendine giren Demokrat Parti'ye danışmanlık yapıp yapmayacağı, muhtemel bir iktidarda da bunu resmileştirip resmileştirmeyeceği idi.
"Güzellik" sorunun kendisinden değil, cevabın sesinden kaynaklandı
"Hayır" dedi Krugman; "Politika ve bürokrasiyle birlikte olmak zaten sorun. Ama esas olarak, yazı yazdığım New York Times'in kuralları, hiç kimseye, hiçbir kuruluşa danışmanlık yapılmasına izin vermiyor."
Nokta!
Kendisinin de dolaylı olarak ağzı yanmış, Cumhuriyetçi yolsuzluk zincirinin en büyük batık şirketi Enron'a bir süre danışmanlık yapmış, ancak New York Times'da yazmaya başlarken o eski ilişkiyi okurlara bildirmediği için çok eleştiri almış ve "özeleştiri"ye mecbur kalmıştı.
Yazı yazarken süren danışmanlık değil, yazı yazmadan önce yaptığı bir iş söz konusuydu üstelik.
Bu da, başka işler çevirirken gazetede yazan, o işleri ve ilişkileri açıklamayan "köşeler" ile meslekten gazeteci olup siyaset, iş, futbol, eğlence, sanat dünyalarına danışmanlık, tanıtımcılık yapanlara ithaf edilmişti.
Lakin, kimine davul-zurna bile azdı!
Mesajlarınız için:
utalu@turk.net
Fax: 212 280 05 51 Tel: 0 537 660 71 21
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|