|
 |
|
MUHARREM SARIKAYA
CHP'de eski makine ile yeni üretim
CHP kurultayları bugüne kadar, kuruluşunu da gerçekleştiren Atatürk'ün adını alan salonda gerçekleşti.
Atatürk Spor Salonu'nda dünkü görüntü ise ne kurucusu ile ne de eski CHP ile özdeşleşmiyordu.
Herkesin kafasının karışık olduğu, fikirlerden çok yer tutma mücadelesinin öne geçtiği bir Kurultay yaşandı.
Hatta, geçmişte Genel Başkanlık veya Parti Meclisi için büyük yarış verilirken, dünkü Kurultay'daki mücadele bunların uzağında, Tüzük değişikliği üzerineydi.
İlginç olan ise bu kez karşı saflarda yer alanlar, geçmişte olduğu gibi Baykal karşıtları da değildi.
Aksine, hala en yakınında olan, hatta dünkü salonda Baykal'ın sağına ve soluna oturttuğu kişiler arasında gerçekleşti.
Zıtların birlikteliği
CHP Kurultayı dün zıtların birlikteliğinin en açık örneğine sahne oldu.
Bu durum Divan Başkanlığı'na seçilen Abdullah Emre İleri'nin konuşmasından tutun da, "yolsuzluklara, soyguna son vereceğiz" yazılı pankartların üzerinin bazı illerin Baykal'a destek veren afişleri ile kaplanmasına kadar her aşamada görülüyordu.
CHP'nin genetiğinde var olduğu kabul edilen ilerici ve çağa açık düşünce; dün ağır bir kütle haline gelmiş bünyesinin altında kalmıştı.
Partide herkes daha ileri bir hedefe gidilmesi gerektiğini söylerken, bacaklarını hareket ettirecek takatinin olmadığını da görüyordu.
Bir yandan, partinin kapılarının çağdaş düşünen herkese açık olduğu vurgusu yapılırken, diğer yandan, partiyi bir çınar ağacına benzeten Divan Başkanı İleri, "Bu çınarın toprağı dışarıdan ithal değil. Şuradan buradan toplanmış değil" dediğinde alkış topluyordu.
Bu sırada gözler, bir yıl önce YTP'yi kuracak trioyu bozup, CHP'ye geçtiği sırada kendilerine çok büyük güç kattığını söyledikleri Kemal Derviş'e odaklanıyordu.
Bir yandan CHP'nin neden iktidar olmadığı sorusuna yanıt aranıyor, bunu neden tartışamadıkları sorusunu gündeme getiren kürsüdeki Adnan Keskin yuhalanıyordu. Özetle CHP'de dün herkesin kafası karışıktı.
Üç harflik değişiklik
Nitekim, babadan CHP'li, merhum Turan Güneş'in oğlu Hurşit Güneş de salonun giriş kapısında karşılaştığımızda aynı duruma işaret etti.
Güneş, önce yakın arkadaşı Kemal Derviş'in blok liste ile ilgili tavrının ne olacağını sorarak konuşmaya başladı
"Acaba Kemal Derviş, blok listeye oy verecek mi, yoksa hayır mı diyecek?..."
Soruyu sorduktan sonra devam etti
"Aslında Tüzük'te yapılacak değişiklik de öyle çok önemli değil. Tüzük'te sadece üç harf değişecek. Daha önce Parti Meclisi'ni delegeler seçer deniliyordu, şimdi, 'ler' atılacak. Onun yerine delege seçer denilecek. Delegenin de kim olduğu belli; Antalya delegemiz Baykal..."
Güreş, esprili bir şekilde iğnelemelerde bulunurken, yanımıza gelen yeni siyasetçilerden İstanbul Milletvekili Memduh Hacıoğlu'nun yaklaşımı da farklı değildi.
Hacıoğlu, "Politikaya ısındınız mı?" sorumuza kesin ve net bir dille, "Bu kongreyi görünce hayır" yanıtını vererek başladı.
CHP'nin bir türlü kabuk değiştirip kabuk yenileyemediği gerçeğini Kurultay'da bir kez daha tespit ettiğini belirtip ekledi
"1900'lü yıllardan kalmış bir makine ile modern üretim yapamazsınız. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, o makine size modern üretim yapma olanağı tanımaz. Makinenin değişmesi lazım. CHP de aynen eski makine gibi. Değiştirmeyip, yeni üretim yapmaya zorluyoruz..."
Baykal sonrası hesap
CHP Kurultayı'nda dün hem genel başkan adaylarının, hem de diğer hatiplerin konuşmasında Hacıoğlu'nun da vurguladığı gibi yeniden yapılanmaya ve partinin gelecekteki vizyonuna ilişkin söylem yoktu.
Sürekli düşüş yaşayan, her kurultay sonrasında bölünen, küskünler yaratan partinin tekrar bir araya nasıl toparlanacağına dönük açılımlar da konuşulmadı.
Mücadelenin odağında yerel seçim ve Baykal sonrası hesapların yattığı dün herkes tarafından kabul edilen bir gerçekti.
Bütün hesaplar, Baykal'ın yerel seçimlerde alacağı sonuç ve sonrasında gelecek yeni kurultaylar süreci üzerine inşa edilmişti.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
