|
 |
|
SAVAŞ AY
Selin öğretmen öleli bir yıl oldu
"Kaldırımda yürürken araba çarpan genç öğretmen vefat etti..." İşte acı bu cümlelerle düşmüştü ajans bültenlerinin başlığına. Ve 21 yaşındaki İngilizce öğretmeni genç kız, öğrencilerine giderken geçirdiği kazanın sonunda yaşama veda etmişti. Buna kaza demek haksızlık aslında. Çünkü bu olay, neredeyse taammüden cinayet gibi gelişmişti. Önce hatırlayalım, ardından anlatacaklarım var size.
Ne oldu, nasıl oldu?
Bu sarsıcı olay 6 Ekim 2002 Pazar günü meydana gelmişti. O akşam oynanacak Beşiktaş Gaziantepspor maçına yetişmek isteyen Cem Demirçift, 34 ZM 2444 plakalı Mercedes marka otomobili ile süratli seyrederken, ara sokaktan çıkan 06 GH 250 plakalı araca yandan çarptı. Her iki araç da öyle süratliydi ki koca kütleler havalandı ve ne yazık ki her ikisi de kaldırımda yürüyen Selin Erdoğan isimli öğretmenin üzerine düştü.
Beyin ölümü
Yeşilköy Baharistan Sokak Türkmenistan Konsolosluğu önünde meydana gelen bu kazada çok ağır biçimde yaralandı Selin Öğretmen. Ve hemen International Hospital'a kaldırıldı. Birkaç gün makinelere bağlı yaşadıktan sonra ebedi uykusuna çekildi güzel genç öğretmen.
Film gibi
Sürücü gençlerden biri 9 gün diğeri 28 gün yatıp çıktı cezaevinden. Duydum ki oldukça varlıklı olan aileleri birini Amerika'ya yollamış, diğeri ise uzaklaştırılmış oralardan. Baharında solan Selin'in ailesi, arkadaşları ve öğrencileri ise unutmamışlar onu asla. Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı'nın da yardımıyla genç kızın çocukken oynadığı çocuk parkına onun adı verilmiş. Yani Selin Öğretmen Parkı olmuş adı. Görev yaptığı Dilko Dershanesi'nde bir salona adı 3 yoksul öğrenciye de onun anısına burs verilmişti. Şimdi Kanarya Mezarlığı'nın bir köşesindeki kabrinde sessizce uyuyan idealist öğretmenin hatırası bile insanlara böyle faydalar sağlıyordu.
Yaman çelişki
Dün kazanın olduğu yere gidip baktım. Seneyi devriyesi olduğu için tüm sevenleri ve çok sayıda duyarlı Yeşilköylü gelip çiçekler bırakmış, mumlar yakıp, pankartlar asmışlardı o köşeye. Oldukça etkileyici bir tabloydu gördüğüm. Çiçekler arasında da genç kızın İstanbul Üniversitesi'nden mezun olduğunda giydiği kepiyle bir de fotoğrafını koymuşlardı. "Selinim seni seviyoruz", "Sana bunu yapanların vicdanları rahat mı?", "Selin Hoca suçlu! Çünkü kaldırımda yürüyordu. Ezen suçsuz! Çünkü maça yetişiyordu" yazan pankartlar asılıydı demir parmaklıklarda. Yaman bir çelişki de vardı ortada. Çünkü kazanın meydana geldiği yer olan Türkmenistan Başkonsolosluğu binasının ev sahibi kazayı yapan sürücü gencin babasıydı.
O zaman anımsayın
Bütün bunların sonuna 3 gün önce tamamen tesadüf sonucu yazdığım kısa yazımı tekrarlamak istiyorum. Sanırım bu kez başka bir anlam daha yüklenecek o satırlar.
Hız vız alanı
Gece yarıları Yeşilköy'deki Atatürk Havalimanı'na giden 3-4 şeritli yollar 'züppe gençlerin' hız-vız alanı olmuş. Geçen gece rastladım onlara. Son model spor arabalarda, yaşları 18-25 arası delikanlılar direksiyon şövalyeleri haline geliyorlar. Tüm şeritleri kapatıp gaz köklüyorlar kıyasıya. Efsane sanılıyor ama anahtar teslimine bile yarışanlar oluyormuş aralarında. Toplanma yerleri Yeşilyurt Çınar Otel önündeki parkmış. Gidip sohbet ettim biraz o gençlerle.
- Çocuklar havaalanı önünde alçaktan uçuyordunuz gördüm?
- Ne yapalım abi? Bu arabaları hızlı diye aldık. Pist yok, tesis yok. Nerede süreceğiz ki başka?
- Ama hem kendi canınızı hem de herkesi riske sokuyorsunuz...
- O saatte yol boş abi!..
- Geçen sene bir öğretmen bayan, daha 21 yaşında öldü. Savrulan araba üstüne düştü bu semtte hatırladınız mı?
- (Kahkahalarla gülerek) Biliyoruz abi. Ama ölenin arkasından ağlanmaz.
- !...
- Boş ver be abi başka yapacak işin mi kalmadı?
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
